Mantığım nişanlımı seçiyor, kalbimse o'nu...
Merhaba,
Aklı karışmış biri olarak size bu satırları yazıyorum. İki kişinin arasında kalmak ne kadar zormuş… Aslında ikinci kişi yok. Şöyle anlatayım; yıllar önce defalarca hatalar yapmama rağmen benden ayrılmazdı, yaşımız da küçüktü, belki de anlamıyorduk ama onun istediği gibi biri olamadığım için en sonunda ayrıldık. Yıllarca hem kötü hem güzel şeyleri unutamamış, ne o ne ben... Ben ayrılır ayrılmaz şimdi nişanlı olduğum kişiyle birlikteliğe başladım. 8 yıl oldu eski sevgilimle hiçbir konuşma görüşme yokken birden konuştuk hal hatır seviyesinde ama konular yine geçmişe gitti. Hep kendi götürdü konuşmaları eskilere, “Sana güvenim hiç yok ama keşke böyle olmasaydı, keşkeler bitiriyor her şeyi, hakkım helal ama affedemiyorum” gibi cümleler kurdu. Arkadaş olarak ara sıra konuşuruz diyorum, “Arkadaş olabileceğimi düşünmüyorum sen bende çok farklıydın” diyor. 8 yıl sonra yine vedalaştık. Nedir, neyin nesidir bu bilmiyorum. Çıkmaza girdim, mantığım nişanlımı seçiyor, kalbimse o'nu... Biliyorum nişanlıyken böyle düşüncelerde aldatmaya giriyordur ama engel olamıyorum, yıllardır bitmek bilmeyen bir şey var içimde... Eski sevgilim tabi güvenmediği için bir barışma söz konusu değil sadece duygular bunlar. Çok karışığım, ne yapmam gerekiyor?
Yeşim Tijen'in cevabı:
"Güller vurulur bazen
Yokluğuna bülbülün
Güller vurulur bazen
Yalan sevdalar için
Vurulur güller
Taze baharlar için
Solar düşer ellerden
Sadece bir heves için"
Yaşadıklarımızı hakkını vererek yaşamışsak sevgili okurlarım, geçmişle hiç işimiz olmaz. Bugünün keyfini çıkarır hiç geçmişe dönüp dönüp bakmayız ama eğer hakkı verilmemişse, geçmişten bize keşkeler kalmışsa vay geldi başınıza; o geçmişi eşeler durursunuz, hiçbir faydası olmayan keşkeler gözünüzde, aklınızda uçuşur dururlar. Birinin yaşadıklarına hakkını verebilmesi için önemli olan nedir derseniz içten ve dürüst olmasıdır. Dürüstlüğün olmadığı, güvenin oluşturulmadığı her ilişki keşkelere mahkumdur. Şimdi siz de geçmişteki keşkelerinizi bir kenara bırakıp yeni pişmanlıklar oluşturmamak adına kalbinizin, aklınızın gözünü açmalısınız. Nişanlınızla evlenmek istediğinizden, onu evlenecek kadar çok sevdiğinizden emin misiniz?
Birini çok seviyor iseniz geçmişten size gelen, arayan biriyle bir paylaşım içine girmezsiniz. Size ulaşmak isteyenlere kapınızı sıkı sıkıya kapatırsınız. Nişanlı olan biri de bu şekilde davranmalıydı. Nişanlı bir genç kız olarak eski sevgilinizle görüşmemeliydiniz. Hadi konuştunuz; onunla olan konuşmanızda sevgiliniz sürekli sözü geçmişe getirdiğinde o konuşmayı orada bitirmeliydiniz. Parmağınıza taktığınız o alyansla bir sorumluluk almışsınız, bilmem farkında mısınız? Bu konuşmaya izin vermekle, tolerans göstermekle onun üzerinde nasıl bir intiba bıraktığınızı hiç düşündünüz mü? Bunları konuşabildiğimize göre onunda aklı hala bende diyecek, sizce güzel bir intiba mı?
Ne istediğinizden emin olarak bir evliliğe adım atmalısınız. Bir ömür sevgili okurum, bir ömür… Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz? Sabah akşam yanınızda olacak, onun sevdiğiniz-sevmediğiniz huylarına tahammül edebilmeniz için önce onu yeterince sevip sevmediğinizden farkında olmalısınız. Siz bunun farkında bile değilsiniz, önce bunun çözümlenmesi lazım. Sadece mantıkla evlenmek doğru değil çünkü evlilikte sevgi de gerekiyor. Onunla bir ömrü geçirebilmek için size uygun mu, denk misiniz, uyumlu musunuz, saygı duyuyor musunuz? Bunlar açısından mantığa evet ama evliliğin bence olmazsa olmazı sevgidir. Başka türlüsü işkence olur, hem de bir ömür süren işkence. Sevginin olmadığı evliliklerde bıkkınlık,boş vermişlik olur. Özen, ilgi ve değer olmaz. Bu evlendiğiniz kişiye de haksızlık olmaz mı? Size de yazık, ona da. Genç kızlar evliliğin hayatlarının en önemli kararı olduğunu bilmeli. Bir evlenme hevesiyle evliliğe karar vermemeliler. Ne yazık ki evliliğe olan hevesle evlenmiş oldukça fazla kadın var. Bu yanılgıya kimse düşsün istemiyorum. Bu nedenle siz de önce onunla ilgili duygularınızdan emin olun ondan sonrası sonraki adımlar.
Sevgiyle kalın benim sevgili okurlarım…
YORUMLAR