Hayat 40'ında biter mi?
"Merhaba Yeşim Hanım. Hayatındaki hiçbir şeyden mutlu olamayan, tat alamayan bir kadın oldum çıktım 40‘ımdan sonra. Ne eşimle ne çocuğumla ne de arkadaşlarımlayken mutlu olabiliyorum. Hayat bana artık o kadar da çekici gelmiyor belki de. Mutlu olduğum süreler o kadar az ki düşününce. Bazen hayatımı çok sorguladığımı fark ediyorum. Eskiden böyle şeyleri düşünmezdim, gülerdim, eğlenirdim. Sonra sanki bir gün uyandım ve mutsuz bir kadın olarak kalktım yatağımdan veya her gün sol tarafımdan kalkıyor gibiyim. Bu halim evdekileri de rahatsız ediyor. Onları da üzdüğümün farkındayım, o yüzden size yazıyorum. Var mı benim için de bir mutsuzluk giderici reçeteniz?"
Rumuz:Mutsuz
Sert esen rüzgarda yürümeye çalışmak, ince bedeninizle rüzgara karşı gelmek gibi zor gelir bazen yaşamak. Direnirsiniz rüzgara sizi savurmasın diye, uçuşur saçlarınız, gözünüzü dahi açamazsınız, öyle sert eser rüzgar, ama kendinize inanıyor ve güveniyorsanız, deviremez sizi ne kadar esse de. Ayağınız sendelese de tekrar toparlanabilirsiniz umutlarınız, inancınız ve hayalleriniz varsa. Siz nasıl bu hale geldiniz? Yaşadığınız hayatınızdan çok daha büyük hayallerin peşinde misiniz ya da sevgisi yetmiyor mu eşinizin, ailenizin, sevdiklerinizin? Ama bu yaşlarda olur bu haller, sorgulamalar, arayışlar ve de kayboluşlar. Zaten toplum olarak bir kayboluştayız. Hislerimizi kaybettik, yetmez gibi saatlerce elektriğimizi kaybettik ülkece, sonra gel bu milletten ışıldamasını bekle!
Hepimiz birer üç maymunu oynuyoruz. Buna bir de kalbimizi ekledik artık. Hem gözlerimiz kör, baktığını görmüyor, hem de gönüllerimiz sağırlaşmış hissetmiyor. Hal böyle olunca da mutluluk bizlerden çok uzaklarda geziyor. Boşuna aramayın, bulamazsınız. Biz artık kadir kıymet bilmeyen, arsız, dini imanı para olan ve de birbirine güvenmeyen bir toplum olduk. Yanlış mı? Hepinizin gördüğü, hissettiği, hatta seyrettiği ve sustuğu şeyler değil mi bu yazdıklarım? Birçoğumuzun bu nedenle gözlerinde gölgeler var, hüzün var. İnsan saklamak istese de saklayamıyor mutsuzluklarını, gözleri ele veriyor, sözleri ele veriyor. Bazen de kahkahaları ele veriyor. Peki niye kaybettik mutluluğu? Artık niye daha zor mutlu oluyoruz? Hepiniz kendinize sormuşsunuzdur bu soruyu, cevabının da kendinizde olduğunu bildiğinizden. Mutluluk bizim içimizde bir yerlerde saklı. Biz saklı tutuyoruz. Mutsuzluktan dem vurup mutlu olmak için görmüyor, hissetmiyoruz. Oysa o kadar çok şey de var ki. Ve de üretilebilir bir şey mutluluk, tabi biz üretmek istersek. Bu konuda gayretimiz var mı? Yoksa hep daha fazlasının peşinde miyiz? Hadi gözlerimizi kapatıp mutluluğu hissedelim. Mutluluk, kanaat edebilmekte, şükredebilmekte. İhtiyaçların sınırı yok ki! Bunu fark edip elindekilerden zevk alabilmekte, zenginlikten ziyade muhtaç olmamayı hedeflemekte, saygı beklemek yerine değerli bir insan olmaya çalışmakta, sessizce düşünüp dürüstçe konuşabilmekte, yağmurun yağmasında, havayı soluyabilmekte, bazen yalnızlıkta, baharın gelişini müjdeleyen ağacın çiçek açmış dallarında, birine yardım etmekte, içilen sıcacık bir çorbada, sevdiğinizin gözlerinde, yavrunuzun kokusunda, bir dostunuzla içtiğiniz kahvenin yudumlarında, gece gökyüzüne baktığımızda yıldızların ışıltısında… Görmek istersek her şeyde var mutluluk. Yeter ki mutlu olmak için daha olağanüstü şeyler beklemeyelim hayattan. Yolunda giden rutin işlerin her biri kadir kıymet bilen biri için mutluluk vesilesi olmalı. Şimdi açın gözlerinizi, mutluluğu hissedin, hadi.
Uyandığımız her sabah yeni bir ümit vardır, birçok şey için. Her şey insanın kendi elindedir. Siz de önce elinizdekilere bir bakın ve görün onları, hissedin. Kendinizi geliştirmek için kitap okuyun mutlaka. Hepimizin daha öğreneceği çok şey var. Televizyonun karşısında zaman öldürmeyin. Kurslara gidin, el becerileriniz varsa onlara yönelin. Gülümsemeye çalışın, alışırsınız gülmeye de. Her şeyi abartmayın, elinizden geleni yapıp da olmadığında vardır bir hayır da diyebilin. Kendinize vakit ayırın, sevin kendinizi. Takdir de edin. Ailenize vakit ayırın, öncelik her zaman çocuğunuz ve eşinizin olsun, daha sonra diğer insanlar. Yuvanıza sıkı sarılın, bütün mutluluk orada. Evi yuva haline getiren sizin sıcaklığınız, unutmayın! Karamsar düşüncelerin esiri olmayın, pozitif düşünün. Bütün bunlardan sonra mutsuz olunabilir mi? Aynaya bakın, güzel, mutlu bir kadın var orada. Siz de görüyor musunuz? Sevgiler…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
Twitter: @yesimtijen
YORUMLAR