Her şey seni bulmuyor!
21 Aralık için bir dolu laf, bir dolu tahmin yazıldı, çizildi.
Bir şey de olmadı gibi gözüküyor.
Zaten bence mesele o güne özel değildi.
O günden sonraki dönemle ilgili.
Sinyalleri bir yıl öncesinden verilmeye başlanan dönemle ilgili.
Kendimizi yeniden ele almamızı, eski bildiklerimizle vedalaşmamamızı sağlayacak olaylar sardı her tarafımızı.
Hem benim hem de tanıdığım herkesin.
Ciddi bir sınavdayız sanki.
Ya galip çıkacağız bu süreçten ya da dibi göreceğiz gibi geliyor bana.
Ne zamandır tanık olduğum ve her tanık olduğumda “hah işte bu bakış değişmeli” dediklerim var.
Paylaşmak istedim.
Böyle aile kimseye nasip olmaz kolay kolay! Herkesin ne şahane anne ve babası var. Sağlam, çocuğunun her yaşında arkasında.
Yok, öyle bir şey. Sağlam olanı da var tabii ama olmayanı daha çok. O kapıların arkasında olmayan kalmıyor. Anlatılmıyor, ortaya dökülmüyor diye yok sanıyorsun ama inan en ilginç hikâye seninki olmayabilir.
Etrafımda beni anlayan bir kişi bile yok.
Sen anlatamıyor olabilir misin? Ya sen anlatamıyorsun kendini adam gibi ya da yanlış anlatıyorsun. Kendini ortaya doğru koyanların ve ilişkilerinde doğru davrananların anlayanı mutlaka bulunur.
İşte herkes yükseliyor. Tabii hep entrika, hep yalakalıkla. Bak bana yerinde sayıyorum. Hakkım yeniyor yıllardır.
O da yanlış. Sadece entrika içinde olanlar yükselmiyor. Hatta bazen hiç yükselmiyorlar. Ha, kendini ortaya atanlar biraz daha çabuk fark edilebiliyor ama sen de yeterince iyiysen o yerde olmasa da bu yerde hakkını alıyorsun.
Yıldız, geride de dursa parlamaya devam eder, unutma.
Acaba sen yeterince iyi misin? Ya da bir yerlere gelmeyi yeterince istiyor musun?
Çaban yeterli mi yani?
Hep ihanete uğradım. Hayatıma kim girdiyse ihanet etti. Başkalarına niye böyle olmuyor?
Olmaz olur mu? Ben ihanete uğramayan bir kadının varlığına inanmıyorum.
İhanet etmeyen bir adamın da varlığına. Çoğu kadın statüsünü korumak için susuyor. Sen de onları mutlu sanıyorsun. İnan bana değiller. Rol yapmaktan yorgunlar. İç savaşları hiç bitmiyor. Gece kolayca uyuyamamaları ondan.
Bana yaptıklarından sonra cenazesine bile gitmem.
Gitme tabii de bu kinle yaşamak niye? Ona bir zararı olmadığı gibi kendine zararı büyük. Bu öfke ile uyandığın her sabah kendini yeniden zehirliyorsun. Olumsuz ne düşünce varsa senden, hayatından çalıyor; yol almana engel oluyor. Yapma.
Her terslik beni buluyor.
Yok, herkesi buluyor. Bazıları üstünde daha az duruyor, uzatmıyor, kolayca geride bırakıyor. Kimi de içsellileştiriyor, kendini mutsuzlaştırıyor ve bunu yaşam biçimi haline getiriyor.
Aslında her şey seçmekle ilgili.
Nasıl yaşayacağını seçmekle ilgili.
Mutlu mu mutsuz mu?
Sürekli sızlanarak mı, gülerek/ gülümseyerek mi?
Geçmişin yasını tutarak mı, gelecekle ilgili umutlanarak mı?
Bu içinde bulunduğumuz süreçte tüm bunları gözden geçireceğiz sanırım.
YORUMLAR