Küçük İstavrit
Bazen olur öyle…
Hatta bazenden daha sık olur.
Kendini feci yalnız hissedersin,
Feci şanssız,
Herkesler kazanmış, sen kaybetmişsindir,
Tüm dünya sana karşıymış gibi gelir,
Haksızlığa uğramış,
Kıymetin anlaşılmamış,
Dışlanmış,
Ve yolun sonu gelmiş gibi.
“Bitti, demek buraya kadarmış” dersin.
İşte o zor, kritik zamanlar için Serdar Sıralar’dan öykü tadında bir şiir.
Tam here yere asılacak, ezberlenecek türden.
Buyurunuz…
Küçük istavrit yiyecek bir şey sanıp
Hızla atıldı çapariye
Önce müthiş bir acı duydu dudağında
Gümbür gümbür oldu yüreği
Sonra hızla çekildi yukarıya
***
Aslında hep merak etmişti
Denizlerin üstünü
Neye benzerdi acep gökyüzü
Bir yanda büyük bir merak
Bir yanda ölüm korkusu
***
"Dudağı yarıklar" denir, şanslıdır onlar
Hani görüp de gökyüzünü, insanı
Oltadan son anda kurtulanlar
Ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu
Küçük istavrit anladı yolun sonu
***
Koca denizlere sığmazdı yüreği
Oysa şimdi yüzerken
Küçücük yeşil leğende
Cansız uzanıvermiş dostlarına
Değiyordu minik yüzgeci
***
İnsanlar gelip geçtiler önünden
Bir kedi yalanarak baktı gökyüzünün içine
Yavaşça karardı dünya
Başı da dönüyordu
Son bir kez düşündü derin maviyi
Beyaz mercanı bir de yeşil yosunu
***
İşte tam o anda eğilip aldım onu
Yürüdüm deniz kenarına
Bir öpücük kondurdum başına
İki damla gözyaşından ibaret
Sade bir törenle saldım denizin sularına
***
Bir an öylece bakakaldı
Sonra sevinçle dibe daldı
Gitti, tüm kederimi söküp atarak
Teşekkürü de ihmal etmemişti
Birkaç değerli pulunu elime avuçlarıma bırakarak
***
Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme
Sorar gibiydiler neden yaptın bunu niye
"Bir gün, dedim, bulursam kendimi
Yeşil leğendeki küçük istavrit kadar çaresiz
Son ana kadar hep bir umudum olsun diye"
YORUMLAR