“Ara yüzün yok senin”



Yıllar önce bir erkek arkadaşım “Sen oyun oynamayı bilmiyorsun, ara yüzün hele hiç yok” demişti.


Sakın iltifat etti sanmayın, açık açık “Amma da sıkıcısın” demek istemişti.


Açık ve dürüst olmanın sıkıcı olmak anlamına geldiğinde ilk o gün fark ettim ben.


Ben gerçekten oyun oynamayı bilmiyordum.


Seviyorsam sevgimi dibine kadar belli ediyordum. “Seni seviyorum” demekten alıkoyamıyordum kendimi.


Kıskanıyorsam da hemen çakılıyordu. Oturup da kimsenin eski sevgilisiyle ilgili dertlerini dinleyip onu teselli edemiyordum mesela.


Kızgınsam sayıp sövüyordum. Ay ne mektuplar ne mesajlar.


Sonra ben bir işler karıştırıyor gibi de yapamıyordum.


Ya da arkadaşlarıma “Bana on kere mesaj atın, adam kıllansın” diyemiyordum.


Herkes benim peşimde havası hele hiç yaratamıyordum.


Hatta peşimde olanları saklıyordum ki gururları kırılmasın.


Böyle olunca da bir baktım ki sıkıcı biri olmuşum, ara yüzü olmayan.


Uzun zaman ne yapacağımı bilemedim.


Sevdiğimi belli mi etsem, oyun mu oynasam, sürekli kaçsam mı, hayatımdakini kıskandırmak için türlü türlü yollara mı başvursam…


Sonra anladım ki ya hayatını oyun üzerine kurarsın ve bunları doğal olarak yaparsın ya da olduğun gibi kalmaya devam edersin.


Ben bana o söylenenleri hiç unutmadım ama hiç de uygulamadım.


Kaybettiğim de oldu bu yüzden ama fark ettim ki ben böyle olduğum için biten hiçbir ilişkim aslında bitmedi ve kalplerin ama küçük ama büyük bir yerinde yaşamaya devam etti.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.