Hayatın garip dengesi
Hayat kimseye hep iyi davranmıyor.
Hep kötü davranmadığı gibi.
Bunun sizin kalbinizin, niyetinizin iyi ya da kötü olması ile de ilgisi yok.
Hayatın kendine göre biraz da tuhaf sayılacak bir dengesi var.
Her şey berbat giderken bir sabah güneş başka doğuyor ya da her şey yolunda “bundan iyisi can sağlığı” derken felaketler ardı ardına gelmeye başlıyor.
O nedenle ben çok şanssızım ya da ben çok şanslıyım gibi sözcükler boş.
Gününe, anına göre durum değişebiliyor.
Yaklaşık 12 yıl önceydi.
Bu işime yeni geçmiştim.
Bir önceki aşık olduğum işimden ayrıldığım için aşırı mutsuzdum.
Özel hayatım ayrı bir felaketti.
Beni fazlasıyla üzen bir ilişki içindeydim.
Tüm arkadaşlarım çoluk çocuğa kavuşmuşlardı, benim bir çocuğum da yoktu.
Sağlığım bozuktu. Bağışıklık sistemim çökmüştü.
Derken ekonomik kriz patladı.
İşten çıkarma söz konusu olacaksa yenilerden olduğum için topun ağızındaydım.
İşsiz kalırsam bankada param pulum da olmadığından ailemin yanına taşınmak zorunda kalacaktım kira ödeyemeyeceğimden.
Her akşam eve gidip duvarlara ağlamaktan içim dışıma çıkmıştı.
Sonra nasıl olduysa elime “Tanrı ile sohbet” kitapları geçti. Kişisel gelişim kitaplarının en iyilerinden ve başlangıç için en doğrularından.
Başladım okumaya.
Önce ağlamam durdu.
Sonra çırpınmayı durdurdum.
Hayatımda düzelmesini istediğim ne varsa bir kağıda olmuş gibi yazdım ve bir yerlere sakladım.
(Ama dikkat. Olacak ve dilek şeklinde değil zaten olmuş gibi yazmak gerekiyor.)
Ve bu yazdıklarımı yine olmuş gibi her akşam uyumadan sayarak şükretmeye başladım.
Kitapları okumaya ve şükretmeye hiç ara vermedim.
İşten atılma olmadı. Sadece maaşlarımız kesildi.
Ailemin yanına taşınmak zorunda kalmadım.
Biten ilişkimin ardından karşıma başka bir ilişki çıktı. Hem de aşırı bir hızla.
Evlendim.
Hemen ardından çocuk sahibi oldum.
Sevemediğim ve bir türlü alışamadığım işimi sevmeye başladım.
İşim de beni.
Çok iyi bir maaş artışı aldım.
Ne yazdıysam tek tek gerçekleşti.
Bulutların üstünde bir Yasemin’e dönüştüm.
Sonra…
Yine alaşağı oldu.
Sonra…
Yine düzeldim.
Anladım ki hayatın benim çok da öngöremediğim bir dengesi var.
İyi ve kötü peş peşe geliyor.
Ama ilk tecrübeden zaferle çıkmış olmam nedeniyle o günden sonra hiçbir şey beni çok fazla korkutmadı.
Çok üzüldüm üzülmesine ama umudumu hiç yitirmedim.
Allah'a güvendim.
Ne yapıyorsa bir nedenle yaptığını, bunun da benim daha iyi olmamla bir ilgisi olduğunu düşündüm.
En düştüğüm anda bile şükretmeye devam ettim.
Bir zaman önce yine yeni bir dilekler listesi oluşturdum.
Bir kısmı acilen gerçekleşti.
Önemli bir kısmı için bekliyorum.
Gerçekleşirse büyük bir mutlulukla paylaşıyor olacağım.
Beni izlemeye devam ediniz.
Bir de öneri: Karar almakta çok zorlandığınız bir konu varsa o konu ile ilgili sabah kalkar kalkmaz ne hissettiğinize bakın. Sabahlar saftır, uyanınca hissedilenler de öyle. Başka zaman değil ama sabahki duygularınız sizi şaşırtmaz. Bana hep öyle oldu. Size de denemenizi öneririm.
YORUMLAR