Karar gücü
Yaşadığımız dönemin kaçınılmaz bir getirisi var. İyisiyle kötüsüyle seçenekler diyarında yaşıyoruz. Karar verirken bazen önümüze bakıp karara odaklanmak yerine, arkamıza dalıp geride kalanların hesabını yapar buluyoruz kendimizi.
Bütün ihtimaller hesaplanıyor, analitik bir tablo çıkarılıyor. Duygular gidip geliyor, içine merak ekleniyor, korkuyla karışıyor... En son ne zaman şöyle içim ferah büyük bir karar aldım, hiç hatırlamıyorum. Aldığım her kararı sessiz sessiz uyguladım. Çünkü büyük konuşursam geri dönemem, ağzımdan çıkarsa kalan bütün ihtimallerin tek seferde silinmesini göze alamadım...
Yavaş yavaş büzülüyor insan. İçinden karar alıp ta onun adını koyup uygulayıp bütün dünyaya haykırana kadar, o kararı almış sayılmıyor. Alamadıkça kapanıyor, içe doğru...
İkilem devrinde yaşıyoruz; eski cilt doktorum bütün sivilcelerin ikilemlerden çıktığını söylerdi; gülerdim. Kesinlikle katılıyorum.
Çocuklarımza da geçiriyoruz bu seçenekler dünyasını. Ağzından bir şey çıkıyor çocuğun; ben muz yemek istiyorum diyor. Karşısına geçip ekliyoruz; yanında bir de portokal ister misin? Hayır diyor; muz yeterli, üstüne teşekkür ediyor. Ama potasyumla C vitamini birbirini tamamlar demeden duramıyoruz… Bir kere bunu oyun gibi yapın; o çocuğun suratındaki ‘aptal mısın sen’ bakışıyla çok eğlenebilirsiniz.
Ben bu ikilem meselesinde onların gözünden kendime baktığım zaman çok eğleniyorum. Her gün biraz daha duyup tek bir şey isteyip onla yetinmelerinin ne kadar mucizevi olduğunu gözlemliyorum. Böylece karar alırken daha net olabiliyorlar. Muz diyor, gözü başka bir şey görmüyor.
İlişkilerde ise değişimin sihiri var; çok güzel değişiyoruz; dönüşüyoruz. Uyanıyoruz, güneşe bakıp yetinmeyi deneyimliyoruz. Bütün gün maydonoz suyuyla yaşamak nasıldır diye merak ediyoruz. Basitleştikçe büyüyoruz, büyüdükçe arınıyor, netleşiyoruz.
Karar verme yetimiz en çok bu devirde gösteriyor kendini. İçimdeki ses her sabah ayrı bir soruyla uyandırıyor beni; "Ne kadar çok şey eleyebilecek güçtesin? Ne kadar ihtimali arkanda bırakmaya hazırsın? Kaç kişi çıkacak hayatından hazır mısın? Koca duvarlar var, tırmanabilecek misin? Sana çarpıcaklar, dayanıcak mısın?"
İkilem devrini geride bıraktım; artık yola tek başıma devam edeceğim... Adı karar oldu mu, ışık dolu bir kapı açılıyor. Göz kamaşıyor, çok doğru. Belki heyecan, belki bilinmezin büyüsü ama hafif bir sarhoşluk var. Tansiyon oynuyor. İçerde kocaman bir çocuk çırpınıyor; hiçbirşey beni vaz geçiremez, caydıramaz; büyük konuşuyorum; karar verilmiştir!
YORUMLAR