Kontrolcü anne olup da kontrol edememek…

Kontrol etmeye çalışmak aslında gözüktüğünün tersine hiçbir şeyi kontrol edememektir bazen…

Evde, işte, ailede işler kontrol altında bir düzen içinde gitsin diye uğraştıkça olayların gidişatı istenenden sapar, beklenmeyen ne varsa üst üste gelir. Birileri "sakınan göze çöp batar" der, bazıları da olumsuz elektrikleri çektiğiniz yorumunu yapar. Aslında yaşananın açıklaması basittir. Kişi kendini akışa bırakmamış, olaylara müdahale sınırlarını fazlasıyla zorlamış, doğal süreçte yaşanacak faydalardan kendini mahrum bırakmıştır.


Kadınlar anne olduktan ve sorumluluk ve yoğunlukları kat kat arttıktan sonra bu “Kontrolcü olarak kontrolü sağlama” tuzağına pek çok kez düşer.


"Koşma düşersin" diyerek çocuğunun ne düşmesini ne de koşması engellemeyi başaran bir anne yeryüzünde görülmemiştir. ‘Ellerini yıkadın mı? Dişlerini fırçaladın mı?’ diye sorup, elini ağzını koklayarak doğruluğunu tespit çabasında bir annenin titiz ve temiz bir evlada hayalindeki kadar çabuk kavuşması beklenmez. "Ödevini yaptın mı?" diye her akşam sorulan çocuk sınıfın en iyisi olmaz. Arkadaş ilişkilerine karışan bir ergen annesi, asla çocuğuyla sırdaş olamaz. Üstelik sonuçların böyle olduğunu bildiği halde bu şekilde davranmaya devam edebilir.


Kontrolcü annenin tipik özelliği ipleri bıraktığında aşırı kontrol kaybedeceği ve durumu toparlayamayacağı korkusudur.

Kontrolden vazgeçildiğinde gerçekten kontrol kaybolur mu? Yoksa ortadan kalkan sadece birçok şeyi olumsuz etkileyen gerginlik ve olumsuzluk mudur? Pozitif olmak ve olayları akışa bırakmak çözümlerin başlangıcı mıdır?


Kendine güvenen anneler, kendilerine güvenen çocuklar yetiştirir. Babalara güvenen anneler mutlu aileler oluşturur. Babaların da babalığından elini çekmelidir kontrolcü anneler…

“Çocuk için her şeyin en iyisini istemek” sonucunda bu tarz bir yaklaşım annelik tarzına doğal olarak eklenir aslında... Onu koruma içgüdüsü yoğunken buna sebebiyet verir. Olacakları tahmin edip olabilecek olumsuzlukları bertaraf etme adına ailede herkesin bir adım sonrasını idare etmeye çalışmak zor ve yorucudur. Alışınca da zor bırakılır. Özellikle problemli bir durum varken ortada, anne ister istemez daha da gerilir, problemin düzelmesi için bu eğilimini arttırır.


“Ben yedirmezsem yemez, odasını topla demezsem asla toplamaz, çalış demezsem hiç ders çalışmaz bütün gün oyun oynar” diyen annelerdenseniz şimdi durumunuzu bir an için tekrar gözden geçirin. Ve eğer şimdi "ben bu kısırdöngüden kurtulmak istiyorum" diyorsanız üç adımlık kısa bir yapılacak listem olacak:


  1. Kontrol etmeye çalıştığınız durumun aslında kontrolünüz dışında olduğunu kabul edin!
  2. Kontrole değil çözüm bulmaya odaklanın!
  3. Yaşadığınız anı fark etmeye bakın. Bir sonra yaşanacak anı düşünmeden çocuğunuzla zaman geçirmekten keyif duyun!

Anneliğinizi yaşarken daha az zarar verme endişesi duyacak, daha eğlenceli ve pozitif hissedecek, kesinlikle ayağınıza dolanan konuları çözmek için daha yaratıcı ebeveynlik çözümleri bulur hale geleceksiniz.


İpleri hemen bırakın; korkmadan, çocuğunuz için en iyi annenin siz olduğunuzu bilerek…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Annelere ogut vermek yerine evlatlara kontrolcu annelere nasil davranmalari gerektigini anlatsaydiniz daha faydali olurdu. Bu durumdaki annenin sizin ogudunuze ihtiyaci oldugunun farkinda olmasi ne yazik ki cok zor. En kisa zamanda cocuklar gencler ne yapmali diye yazinin devami gelir.
    CEVAPLA

Yazarın önceki yazıları

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.