Sensin yaramaz!
Geçen haftanın çocukta “İnat” konulu yazısından “Yaramaz Çocuk” konusuna da değinmek istedim.
Pek çok duyarlı ve bilinçli ebeveyn İNAT kelimesindeki aynı olumsuzlukları “Yaramaz” kelimesinde de hissettiklerini ifade ettiler.
Gerçekten yaramaz da aynı inat gibi, çocukların bir sürü olumlu yönünü olumsuza çeviren, çocukların hak etmediği bir etiket, yanlış bir sıfat.
Yaramaz kelimesini eğitimci olduğum yıl itibariyle hiçbir çocuk için kullanmadım.
Büyütürken kızım için hiç kullanmadım. Oğlum emekliyor şu ara. Yere koyunca ilk gittiği yer prizler ama ona da yaramaz demek daha aklımdan geçmedi.
Demeyeceğim de. Onun merak duygusunu teşvik edeceğim, onu doğru davranışa yönlendireceğim, durdurmaya çalışmayacağım, baskılamayacağım. Ona en önemlisi sınırları öğreteceğim.
Okullarla çalışıyorum, yıllarca da çok çalıştım, yaramaz sıfatını kullanan öğretmenin eğitmen kimliği hakkında bir sürü soru belirir kafamda. Danışmak için gelen bir ebeveyn, çocuğunun çok yaramaz olduğunu söylerse hemen ona da sorarım öğretmenlere sorduğum gibi, ne yapıyor bu çocuk ona yaramaz yakıştırmasını yaptıracak. Kendisi de o davranış karşılığında ne yapıyor.
Davranış listesi genelde bellidir.
* Çocuğumuz hareketlidir, yerinde sabit duramayan enerji dolu bir yapısı vardır.
* Eğlenmeyi sever, yoğun bir espri anlayışı vardır.Bunun farkında olduğundan ilgi çekme yolu olarak kullanır.
* Sınıfta espri patlatır arkadaşlarını güldürür. Sosyal olduğundan öğretmenin gülmemesi değil arkadaşlarının gülmesi onu daha çok ilgilendirir.
* Enerjisini boşaltamazsa bu onda sıkıntı yaratır, doğru bir boşaltma kanalı bulana kadar yetişkinlerin tercih etmediği kanallardan enerjisini boşaltmak durumunda kalabilir. Bilgili, görmüş geçirmiş ebeveyn büyükler ve uzmanlar boşuna demezler böyle bir çocuğu spora ver diye. Sporla bile çok değişir her şey. (Hiperaktiviteyi vs buraya katmıyorum bu arada.)
Aktif çocukların ileriki hayatlarında hep adları arkadaşları ve öğretmenleri tarafından hatırlanır. Hatırlattıkları anılar insana tebessüm ettirir, ilgi uyandırır. Uslu, sessiz sakin olsun istersiniz çocuğunuzu belki ancak şansınıza bu aktif çocuk girmiştir hayatınıza.
Hayatınızı ve başkalarının hayatlarını renklendirir biraz yorsa da.
Küçüklüğünü hatırladığım pek çok hareketli öğrencim, danışanım şimdi üniversitede veya iş hayatına yeni başladı.
Bazısı çok iyi kolejlerde, liselerde. Zamanında pek çoğu zorlandı okul hayatında.
Sorsanız anne-babalarına bir dilek hakları olsaydı, isterler miydi geriye dönük çocuklarının sessiz, sakin, uslu, itaatkar olmalarını diye. İstemezler başka bir çocuk, başka bir tarz hiçbiri, çünkü odur onların hayatını bütünleyen, o “yaramaz” çocuktur.
İşin aslı çocuğa böyle bakmayan yetişkindir aslında biraz “Yaramaz”, çünkü iyi bir şeye yaramaz onun yetiştirme tarzı ve vizyonu maalesef…
YORUMLAR