Utanmadan

Çocukken hırsızlık yaptım bir dönem. Marketten lolipop çalmış ve yakalanmıştım hatta bir keresinde. Yakalanmadıklarım da vardı, arkadaşlarımın uzaktan gördüğünü sonradan öğrendiklerim. Utanıp inkar ettiklerim.


Hastalık gibi bir şey daha başlamıştı sonraları; aynı kalemden onlarca almak ve hiç kullanmamak. Onlara öyle bakmak her gün. Saymak ve yeniden saymak. Bir anlık gaflete düşüp bir tanesini kullanınca yerine on tane daha eklemek için delirmek. Öyle dişlerimi sıka sıka, öfkeyle yerine yenisini almak istemek. Almazsam nefes alamayacakmışım gibi sanki. Param olmadığında almak için her yolu deniyordum tabii. Bu hali açıklayamadığım, kendim bile mantıklı bulmadığım için annemin cüzdanından izinsiz para almak -yani yine çalmak- dahil.


O kadar uzun bir süre utançla taşıdım ki bu anıları cebimde. Daha sonraları ilkokul arkadaşlarım bana "Seda o zaman neden öyle yapıyordun?" diye sorduklarında yine inkar etmiştim ergen halimle. 17 Ağustos depremi sonrası bazı okul arkadaşlarımın eğlencesine hırsızlık yaptıklarını görmüş ve biraz hafiflemiştim. Yakınlarını kaybetmenin, öyle büyük bir acının, yıkımın içinden geçmenin getirdiği bir davranış olduğunu sezmiştim. Onları yargılamamış ama kendimi yargılamaya devam etmiştim.


Büyük bir tabu bazı şeyler insan için. Bazı şeyleri yapmak o kadar "büyük yanlış ki" (dışlanmak, sevilmemek ve kabul görmemek için öyle büyük bir neden ki); insan yaptığında çok korkuyor. Durumu gizlemek, kendindeki bu "yanlışı" kimselere sezdirmemek istiyor. Kendinin sevilmeye değer olmadığına kanıt gibi oluyor yaptığı bu şeyler ve kendini affedemiyor, hatta o ana geri dönüp bakamıyor bile. Yüzünü ekşitiyor. Kaçıyor ani gelen bu hatıradan, sevilmeye değer olmayışının acısından. Orayı hiç görmezse sorun olmaz sanıyor. Ya da şakaya vurup kendiyle dalga geçerse azalır sanıyor ardındaki utanç.


O zaman büyük bir derdim olduğunu biliyorum şimdi ve de hiçbir yalanın ardında korku olmadan söylenmediğini. Kabul görmeme korkusu, sevilmeme korkusu.


Dramatize etmek ya da bir davranışı "meşru" kılma kaygısı ile anlatmıyorum da bunları; bize derinde bir ihtiyacı işaret ettiklerini söylemeye çalışıyorum kendimce.


Eğer biri hırsızlık ve yalan gibi kendini aslında hiç de iyi hissettirmeyen bir şeyi yapmayı seçiyor ise; başka ve güçlü bir dert vardır belki içinde. Ki aslında gerçekten de öyle.


Bundan altı yıl önce iyileşmeye niyet ettiğimden beri, kendimi yargılamak ve kendimden utanmak yerine araştırabiliyorum o anıları ve duyguları. Bakabiliyorum lolipopu çalan o çocuğa. Bir derdi olduğunu görebiliyorum. Zamanla düzeldiğini, kendini bir biçimde iyi ettiğini hatta şimdi yetişkinlik haliyle utanç duygusunu aralayıp, şefkatle sarıldığını o minik ellerine.


Kabul ediyorum o halimi. Bu davranışı seçen hatta başka bir seçenek göremeyen halimi. O halimle ilişkilendirdiğim, hatta o duyguların sorumlusu olarak suçladığım diğer insanları; annemi, babamı, ilişkimizde yoğun baskı hissettiğim akrabalarımı, uyum sağlamakta zorlandığım okulu, korkunç derecede fazla olan başarı kaygımı. Her şeyi olduğu gibi kabul ediyorum. Her şey oldu. Sadece oldu. Herkes için nedenler vardı kendi içinde haklı olduğu.


Ve sonra kendimi, ilişkilerimi onarmayı seçiyorum. Çocukken izin almadan ve karşılığını vermeden yaptığım hırsızlığın yarattığı durumlar için çok içten sevgi gönderiyorum. Tamire hazırım diyorum. Şimdi sizin için yapabileceğim, onarmak için yapabileceğim bir şey var mı? O zaman böyle oldu ve bu olanlarla ilgili ne hissettiğinizi görebiliyorum. Duygularınızı anlıyor ve kabul ediyorum.


Ve şimdi ulaşamadığım insanlarla ilişkimi bile kalbimde, niyetlerimde onarmayı seçiyorum. Ya da onarma niyetiyle sevgiyi, içsel veya kişiler arası barışı çoğaltan başka şeyler yapıyorum.


Mesela utanmadan bu yazıyı yazıyorum.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Bu iyileşme yolculuğunuz tamamen kendi kendinize mi yapıyorsunuz?rehber aldığınız bir kitap ya da terapi gördüğünüz bir kişi var mı seda hanım?
    CEVAPLA
  • Misafir ????????????
    CEVAPLA
  • Misafir Cansınız can❤
    CEVAPLA
  • Misafir Bende en kocamanindan bir tebrik yolluyorum size. Herkesin derinlerinde taşıdığı o zavallı çocuğa ayna oldunuz diye. Bütün yaraların birgün kabuk bağlayıp iyileşebileceği umuduyla yeni günlere inşallah.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.