Bir ömür aile…
Meral Tamer kısa bir süre önce Nermin Abadan Unat’ı ve Mardinli Nasra Kadın’ı yazmıştı köşesinde.
90 yaşında hala üretken oldukları için genç kalabilen iki kadın diye bahsetmişti onlardan.
Prof. Dr. Nermin Abadan Unat Türkiye’nin ilk kadın siyaset bilimcisi ve ilk senatörlerinden.
Modern Türk kadınına yol gösteren, nefer olan ülkenin en önemli figürlerinden.
Nasra Kadın bir zanaatkâr, okuması yazması yok ama 70 yıldır Mardin’de fırçasından çıkan desenler basmaları süslüyor. Hiç durmadan yaratıcılığını taçlandırıyor, dünya onu renkleri, motifleriyle tanıyor.
Bu iki değerli kadını okuduktan sonra “Bir ömür araştırma, çaba, bir ömür emek” demiştim…
Ayşe Arman da 18 Mart tarihli köşesinde Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ı ağırladı. Meral Tamer’in köşe yazısı gibi bu röportaj da benim için unutulmaması gereken, döne döne okunmasında fayda olan gazete küpürlerinin arasına çoktan girdi.
Muazzez İlmiye Çığ 99 yaşında. Ondan gurur duyan bir babanın ve evlilikleri boyunca her daim destek olan bir eşin sevgiyle sardığı, olağanüstü bir ilim kadını.
Sırrı iyimserliği, bıkmadan koyduğu hedefleri, bugünün değerini bilmesi…
Onu da okuduğumda bir ömür ilim, bir ömür iş demiştim…
Ben de sizlere bu hafta ailecek doğum gününü kutlayacağımız bir sevgi üniversitesi mezunundan, bir aile ilimi uzmanından bahsedeceğim. Adı Nermin Bilgütay. Yaşı mı? Çok genç bir 85, nasıl mı?
İşte yine Meral Tamer’in o çok güzel köşesinden alıntı olan bu metin, anneannem Nermin Bilgütay’ın durumunu ve “yaşlandıkça genç kalabilenleri’’ çok çok iyi anlatıyor:
“Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir.
Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur.
İnsan kendine olan güveni kadar genç,
Kuşkusu kadar yaşlı,
Cesareti kadar genç,
Korkuları kadar yaşlı,
Umudu kadar genç,
Bezginliği kadar yaşlıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz.
İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir.
Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni şeyler keşfettikçe, herkes gençtir.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar,
Hâlbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.
İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır.’’
Benim anneannem bizleri sevdikçe, merak ettikçe gençleşiyor, evinde çocukları, torunları, torun çocukları için sofralar kuruldukça dinçleşiyor.
Gündemi takip edip, cumhuriyet değerlerine sahip çıkan aile bireylerini izledikçe hayata bağlanıyor. Her birimizin ideali onun gönül bağı oluyor, her birimizin sorununa çare arıyor. Çiçeklerin güzelliği, kuşların cıvıltısı hiç gözünden kaçmıyor.
Saçı, başı, makyajı, her daim şıklığıyla hepimize örnek benim anneannem.
Yaşlı olmaya karar veresi hiç yok çünkü her renkten ve birbirini çok seven bireyleri ile bir ‘ömür’ ailenin en büyüğü ve koca bir ağacın en güçlü kökü olarak çok işinin olduğunun farkında.
Belki siz de onunla ilgili yazdıklarımı okuyunca; “bir ömür aile” diyeceksiniz.
Doğru; “bir ömür aile, bir şahane kadın”…
>>Geleneksel doğum günü pastası tarifi için lütfen tıklayın...
''Anneannemin benim elimden çıkmış şeker hali''
>>Geleneksel doğum günü pastası tarifi için lütfen tıklayın...
YORUMLAR