Yenidoğanın 3-6 aylık dönemi: Neleri bilmeliyiz?

Bebeğin ağladığı ya da uyuyamadığı bir saat bazen bir ömür gibi geçerken aslında zaman bir o kadar da hızlı ilerlemekte ve bebeğiniz dünyadaki önemli ilk üç ayını bitirip yeni bir döneme doğru geçmekte. Anne-babalar bebekle ilgili neyi bilmeliyiz diye sorduklarında ben en çok “çocuk gelişimini” diyorum. Bir insan yavrusu nasıl büyür, hangi zaman aralıklarında bedeninde, ruhunda ne tür değişimler olur, çevrede neye ihtiyaç duyar bunları bilmek bir anne-babanın hem sorumluluğu hem de rehberidir. Dolayısıyla daha önce ilk üç ayı yazdığım yazıya sonraki üç aylık dönemle devam etmek istiyorum.


Hayatın bu ilk döneminde değişimin ne kadar muazzam ve hızlı olduğunu onun aylık dönemlere bölünerek anlatılmasından da anlayabilirsiniz. Gelişimde çocuk büyüdükçe aylar arasındaki farklar azalıp yerini yıllara bırakacaktır. Ama yaşamın bu ilk yılında henüz bunun için erkendir ve aylık, haftalık ve günlük değişimler çok belirgindir. Çünkü insan beyni en hızlı yaşamın bu erken dönemlerinde büyür. Vücut gelişimi ergenlik çağına kadar yetişkin boy ve kilosuna ulaşmazken, beyin gelişimi 3 yaşına kadar yetişkin boyutunun % 85’ine ulaşır. Dolayısıyla bebeğinizin fiziksel gelişim hızının çok çok üstündeki değişim beyninde gerçekleşmektedir. Ve bunları biraz dikkat ederek fark etmek mümkündür.


Peki 3-6 ay arasındaki bir bebeğin gelişiminde neler olur?

Bu dönem bebeğin dış dünya ile iletişime geçtiği dönemdir. Artık fiziksel olarak güçlenmenin de etkisiyle bebek daha çok görmek, tutmak, hareket etmek, konuşmak isteğindedir. Ebeveynin bu dönemdeki en önemli görevi bebeği ile temasta ve iletişimde kalmak ve çevreyi onun ihtiyaçlarına göre düzenlemektir. Yani;


  • Bebek bu dönemde gülmeye, sizin sesinize, mimiklerinize, adının söylenmesine, yüksek seslere tepki vermeye başlamıştır. Kendisini aynada gördüğünde mutlu olurken, “cee-ee” oyunu ile heyecanlanır ve kahkahalar atar. Görüş alanının genişlemesi, tüm renkleri ayırt edebilmesi ve el-göz arasındaki bağın kuvvetlenmesi ile artık çevresinde olan her şeye karşı ilgilidir. Dolayısıyla ona en iyi gelecek şey ebeveyninin (ya da temel bakım verenin) sevgi dolu dikkati ve ilgisi olacaktır. Ona sık sık sarılmak, onunla konuşmak, ona ne yaptığınızı anlatmak, nesnelerin isimlerini söylemek, kitap okumak çok geliştirici ve rahatlatıcıdır. Siz onunla konuştukça o da sizinle konuşmak için cesaretlenecektir, tabii ki bebek diliyle. Ona eşlik eden bu haliniz bebeğinizi asla şımartmaz. Aksine ona tutarlı bir şekilde yanıt vermek, ihtiyaçlarını karşılamak ona sadece ve sadece güvende olduğunu ve sevildiğini hissettirir. İnsan yavrusunun ruhsal gelişiminde yaşamın ilk döneminde güven ve sevgi ihtiyacının karşılanması kadar önemli başka bir şey yoktur. 0-3 yaş arasında yetimhanede kalıp, sınırlı kucağa alınmış, konuşulmuş, dokunulmuş bebeklerle yapılan çalışmalarda ileriki yıllarda gelişimin her alanında gerilikler olduğu görülmüştür. Hatta sadece fiziksel ihtiyaçları karşılanıp hiç bir duygusal destek (konuşma, dokunma, sallanma, kucaklanma) almayan bebeklerin bağışıklık sistemlerinin çöktüğü ve yaşamadıkları görülmüştür. Tüm bu sonuçlar bize insan yavrusunun gelişimi ve hayatta kalabilmesi için yaşamın bu ilk aylarında onunla nasıl ilgilenildiğinin, nasıl iletişim kurulduğunun kritik önemini söylemektedir.

  • Bu ayların bir diğer kritik gelişim basamağı ise hareket ile ilgilidir. Bebeğiniz artık elleri ile nesneleri kavrayabilir, sıkabilir, uzanabilir, başını tutabilir, sırt üstü yatırdığınızda yuvarlanabilir, kucağınıza alıp ayakları üzerinde tuttuğunuzda ayakları ile bacaklarınıza bastırabilir. Tüm bunlar onun gelişen kas ve sinir sistemi ile ilişkilidir. Bu nedenle hareketinin maksimum desteklenmesi önemlidir. Mesela günlük rutinin bir parçası olarak karın üstünde durma onun yeni becerileri pratik etmesine ve kaslarını güçlendirmesine yardım eder. O karnının üstündeyken ona ulaşabileceği, tutabileceği ve keşfedebileceği güvenli objeler, oyuncaklar verebilirsiniz. Burada önemli kural ulaşmaya çalıştığı şeyi eline vermemektir, ulaşma çabasını desteklemektir. Maria Montessori’nin bunun için “bir oyuncağı biraz daha yakınına koyarak aslında biz çocuğa yardımcı olmuyoruz tersine bağımsız bir birey olma yolunda öğrenmesi gereken becerilerden bazılarını onun elinden alıyoruz” der. Bu küçük bebeğiniz için de geçerlidir, çünkü hareket beyin gelişimin en önemli yapıtaşlarından biridir.

  • Bir diğer gelişimsel aşama ise yukarıda bahsedilen ihtiyaçları karşılanan bebeğiniz ile artık beslenme, uyku ve oyun zamanı ile ilgili rutinler oluşturma üzerinde çalışmak için de iyi bir dönemde olduğunuzdur. Bebekler ne ile karşılaşacaklarını bildiklerinde daha rahat ve güvende hissederler. Bebeğinize uyku vaktinin ya da beslenme zamanının yaklaştığını hatırlatacak bazı rutinlerin tekrarlar yoluyla öğretilmesi aranızdaki iletişimi de kuvvetlendirecektir. Burada en önemli kural çocuğun neye maruz kalırsa onu içselleştireceğini bilmek ve incelikli ve tutarlı bir çabayla, bebeğinize, size ve ailenize en uygun rutini belirlemektir.

Bu gelişim aşamalarını okurken her çocuğun kendi gelişim hızı olduğu unutulmamalıdır. Yani bir çocuğun 4. ayda kazandığı bir beceriyi başka bir çocuk 5 ya da 6. ayda kazanabilir. Ancak eğer 3-6 aylık bu dönem sonlanmaya yaklaşırken bebeğiniz hala başını tutamıyor, objeleri kavrayamıyor, gülmüyor, yüksek seslere tepki vermiyor, bedeni çok gergin ya da çok gevşek duruyorsa bu belirtileri doktorunuzla konuşmanız oldukça önemlidir. Gelişim bu nedenle asla atlanmaması ve anne-babanın mutlaka bilgi sahibi olması gereken son derece önemli bir alandır.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Çok güzel bir bilgi Teşekkürler
    CEVAPLA
  • Misafir Çok güzel bir malale ve tespitler kutluyorum Hilal Gerçel
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.