Klavyenin bile delikanlısı olamayanlar
Çok değil daha geçen hafta Black Mirror ile ilgili yazarken "Ay diziyi hiç anlamamışlar, oradaki koyunlardan beter bizim millet" yazmıştım, keşke iş orada kalsaydı.
1 hafta içinde gördüklerimiz Black Mirror robotlarını mumla aratır cinsten oldu..
Yaşanan üzücü gelişmeler sonucunda daha üzücü bi tablo çıktı ortaya. Rating için ruhu satmış, kalpsiz, insafsız, empatiden yoksun bu insanlar fişleme yapmaya başladılar.
Ya sen kimsin allah aşkına, kimi neyle yargılıyorsun?
Geçmişte sırf bu ötekileştirme, ayrıştırma yüzünden gazetecilerin, bilim insanlarının, masumların katledildiği bi ülke değilmişiz gibi üç beş kendini bilmezin insanları sürükledikleri şu ayrıma inanamıyorum. Alınan ne kadar para, hangi ekranda görünme hırsı şu kadar kötü kalplileştirebilir bi insanı?
Story'ne bayrak fotoğrafı koymazsan vatan hainisin, koyarsan sınırda savaşan askerlerden daha onurlusun!
Başka bi ülkedeki depreme, sele üzülürsen vatan hainisin, 90'lı yıllarda pavyonda türkü okurken çekilmiş videonu "Mehmetciğimiz için" diye paylaşırsan omuzlarda taşınıyorsun ama!
Bu manyaklığa akıl sağlığını koruyarak devam edebilmek mümkün değil. Haber okumasan, bu hastalardan uzak tutsan kendini ve es kaza gündem dışı bi paylaşım yapsan; gösteriş meraklısı, vatan haini, şerefsiz, alçak, düşman aynı zamanda terörist ve dış mihraksın.
Ben neye ne kadar üzüldüğümü paylaşmak zorunda mıyım? Sanırım evet.. Yoksa TC kimlik numarana kadar paylaşıp linç ederler adamı.
"Klavye delikanlısı" denirdi eskiden bunlara. Oturduğu yerden her konuda sallayan, bol bol atıp tutan, her şeyi şakşaklayan ama iş aksiyona geçmek olunca modemin düğmesini kapatıp yatağına dönerlerdi bu tipler. Bu delikanlılık bile kalmadı artık. Konu hakkında fikri olan olmayan neye inandığı bile belli olmayan aptallar sürüsü senin benim hayatımı yönlendiriyor ellerinde Çin malı telefonları ile.
Neye üzüleceğine, nasıl üzüleceğine, ne zaman tepki vereceğine hep onlar karar veriyor. Çok oldukları için haklı olduklarını sanıyorlar.
"Bakın ben de asker kızıyım" diye anlatmak zorundasın geçmişini, hislerini, yaşadıklarını. Belki hak verirler de, neye nasıl tepki göstereceğine bi tık az karışırlar diye.
Hepimiz barış, hepimiz huzur dilerken milyon takipçili insanların bu kitleleri daha da gaza getiren, daha da galeyana getiren paylaşımları daha da tehlikeli.
"Modern zamanlarda savaş" hayretlere sürüklüyor insanı.
Öyle bi dönemde yaşıyoruz ki savaş bombasının üzerine hashtag yazılıp düşmana gönderiliyor. Kimsenin psikolojisi düzgün değil.
"Savaştan görüntüler" diye bilgisayar oyunlarından videolar yayınlanıyor, doğrulanma, sorgulanma ihtiyacı hissetmeden. Ver gazı coşsun millet.
Gelecekteki robotlardan değil, robotlaşmış ruhlarımızdan korkmamız gerektiği kara bir çağ bu.Instagram üzerinden canlı yayınla savaş izliyor, kalp butonuna basıp askerimize güç, düşmana "lanet" yağdırıyoruz.
Şu fotoğrafı Twitter'da gezerken gördüm mesela. Ateşin düştüğü yeri yakmasıyla pastırmalı fasulye arasında 3 salise var. Vıcık vıcık yağlı böreklerinizi paylaştığınız sayfanızda kimseye üzüldüğünüzü belli etmek zorunda değilsiniz. Evet ilginç gelecek ama acınızı kendi içinizde, bi başınıza da yaşabilirsiniz sosyal medya bağımlıları.
Herkes bir şekilde en normal şekilde hayatına devam etmeye çabalıyor. Kalbi, vicdanı olan herkes üzülüyor, herkes masumların saçının teline zarar gelmesin istiyor ama gerçekten canı yanan insanlarla da dalga geçmek artık bu.
Allah aşkına şu ekranları kapatıp bi soluklanın ya!
YORUMLAR