Şiddeti vasatın altında bir yıl: 2017
Yılın Z raporunu alıp kapatmamıza sayılı günler kala herkesin ağzında aynı temenni var: Bit artık 2017!
2016'yı bitirirken de bunu söyledik, 2015'i de, 2014'ü de, 2013'ü de... Bu liste uzar gider.
Kişisel olarak dönüp baktığımda öyle bit artık denecek bir yıl geçirmedim aslında. Sağlıklıyım, ailemle sevdiklerimle bolca eğlenerek, gezip tozarak, üretim adına ise kısır bir yıl geçirsem de normal, dümdüz bir yıldı.
Ama genel duruma baktığımızda ise fecaat! Ölümler, ayrılıklar, kazalar, hastalıklar, borçlar herkesin yakasında.
Hiçbir gerileme yaşamamak, bir adım bile atamamaktan iyi midir?
Sopanın ucu bana değmediği için "harika bir yıldı" demeye dilim de varmıyor. Gözümüzün önündeki savaşlar, açlık, zamlar, ülkenin hali, hasta insanlar, haksızlıklar, hırsızlıklar, kayıplar görülmeyecek, umursanmayacak gibi değil.
Artık gözümüz o kadar açık, o kadar farkında, o kadar bilincindeyiz ki her şeyin, kendimi iyi hissettiğim en ufak bir an olunca "Napıyorum lan ben çomar gibi" diyip hemen kendime çeki düzen veriyorum. Keyfimin yerinde olması, mutlu olmam andavallıkmış gibi geliyor affedersiniz.
Burnumuzun dibinde bunlar yaşanırken, dertler tasalar teğet geçti diye "Merhaba 2018 hoşgeldiiiiinnnnnn" sevincinde olamıyorum bir türlü. Pesimistlikle, gerçekçilik birleşince ortaya korkunç bir tablo çıkıyor. Anksiyete tavan yapıyor, olmayan dertlerin gerçekleşme ihtimalini düşünüp huzursuzlanabiliyorsun.
Sıradanlığın tadını çıkar değil mi? Kıskançlık krizlerine girilecek bi erkek arkadaş yok, boşanmak istediğini kendine bile itiraf edemediğin bi koca yok, kangren bi ilişki yok ama işte aşk da yok.
Eski yıldan bir an önce kurtulmak isteme sebebi yeni yıldan umut ve beklentiler içinde olmak değil, sembolik bir sünger çekmek, yeni bir başlangıç yapmak. Değişen tek rakam koca bir sayfa gibi hissettiriyor bazen.
Okuldayken yeni yılı bebek, eski yılı bohçasını toplamış giden bi dede olarak çizerdik. Hah o gözü yaşlı dede gibi hissediyorum bu genç yaşımda kendimi.
Coşup giden teknoloji hayatımızın her alanında işimizi kolaylaştırıp iletişimi hızlandırırken, olan yüreciğimize oluyor. Bu kadar üzüntüye, bu kadar acıya bu kadar çabuk erişmek bünyeden o kadar kolay atılamıyor işte.
Tüm bunlar yaşanırken de, "iyi bir yıldı" diyemiyorum bir türlü, bencillik ediyormuşum hissinden kurtulamıyorum. Umarım bu kaygılar benim sorunlu bünyemden kaynaklanıyordur, hepimiz böyleysek sıkıntı büyük....
YORUMLAR