Linç bizim örf ve adetlerimizde var

Binlerce kere linç edilmiş, insanların giydiklerine bok atmak üzere bir blogu olan biri olarak bu yazıyı yazmam ironik gibi dursa da isyanım var a dostlar!

İnternetin en sevdiği şey biliyorsunuz şuursuzca eleştirmek, bi' gazla insanarı yerin dibine gömmek. İnkar edenler olacaktır ama seviyoruz bu işi, kolay geliyor, eğlenceli geliyor. İnternetten önce televizyon izlerken kimsenin duymayacağı yorumlarla dile getiriyorduk içimizdeki yılanlığı, şimdi kitlelere ulaşabiliyoruz, tek fark bu.

Geçtiğimiz hafta linç edilme bayrağını Danla Biliç devraldı. Kendiyle en barışık, en rahat, en eğlenceli insanlardan biri olduğu için kızın canını yakmaya 100 kat daha fazla çalıştılar. Umrunda mı? Sanmıyorum!

Umursamadıkça daha da çirkinleşiyorlar, daha da uzatıyorlar.

Tam da bu kadın bedenini bi utandırma, aşağılama aracı olarak kullanan hanzolara laf anlatmaya çalışırken Netflix'e yeni bir dizi düştü. Bütün interneti izlemeye and içmiş biri olarak, bu kadar çok konuşulunca izleyeyim dedim.

Yapımcılığını Selena Gomez'in üstlendiği "13 Reasons Why" tam ama tam bir ergen dizisi. Lisede "zorbalığa" uğrayan bir kızın intiharının ardından 13 arkadaşını suçladığı bir kaset serisini anlatıyor dizi. Gerçek bir hikayeden uyarlanmış olması, Amerika'da gerçekten de bu lise zorbalığının çok yoğun bi şekilde insanların hayatlarını etkilemesi sebebiyle onlar pek sevmişler, pek başarılı bulmuşlar.

Ama halis muhlis Türk kızı olarak izleyince davar gibi "Bundan mı intihar etmiş kız lan?!" yorumunu yaptım.

Çünkü yaşıtlarının hakkında bi şeyler atıp tutması, biriyle öpüşürken fotoğrafının çekilip bütün okula dağıtılması bizim için o kadar önemsiz ve ütopik dertler ki...

Onların gençleri gelecekleri için kaygılanırken bizde babasını anasını mı dövüyor, kız okuldan mı alınacak, yolda yürürken tecavüze mi uğrayacak gibi daha "gerçek" dertler var.

Ve tabii sonuç olarak çok daha gerçek psikolojik problemler.

Diziye bi' bakıyorum millet araba kullanıyor, okuldan sonra sinemada çalışıyor, partiler veriyor. Bizde? Dershaneden eve, evden dershaneye. Belki haftasonu AVM'de hamburger keyfi...

Adam tabii psikolojisinin etkilenip etkilenmeyeceğine önem verir. Gençliklerini bile gençlik gibi yaşayamayan insanı iki arkadaşının dalga geçmesi bozmaz. Sonra 30 yaşında hala büyüyememiş adamlar ve kadınlar ordusuyla uğraşıp duruyoruz işte!

Sosyal medyada ırkçlık yapmayan, insan haklarına, doğaya, kadına, çocuğa, hayvana saygılı birer vatandaş gibi görünsek de kimi hiç de hümanist olmayan düşünceler ele geçiriyor bazen insanı.

En kolayı da bizden başarılı ve belki de daha iyi bir hayatı oldan ünlüye, zengine, güzele sallamak.

Millet kadın bedenini metalaştırmayı, bir kalıba sokmayı, koltukaltı kıllarını almamanın özgürlük olduğunu falan savunurken, ülkenin en ünlü şarkıcısı çıkıp dizi yapımcılığı yaparken biz hala onun file çorabına, bunun pantolonuna laf söyleyen tiplere "yanlış ediyon kardeş" diyemiyoruz.

Çocuğunu, gencini, kadınını koruyamayan bir toplum olarak neyin doğru, neyin yanlış olduğunu en iyi bizim bildiğimizi sanıyoruz ama...

O çok sahiplendiğimiz örflerin, adetlerin insan hayatını ne kadar değersizleştirdiğini, değer yargılarının ne kadar yozlaştığını görmek istemiyoruz. Ama kim ne giymiş, düğünde ne takılmış, başkalarının hayatına burnumuza sokmaya bayılıyoruz.

Evet, lise zorbalığı dert listemizde alt sıralarda çünkü daha doğduğumuz günden itibaren bize hayatı zehir etmekle meşguller.