Beybi Snap attım gördün mü?
Bu cümleyi vapurda sağ karşı çaprazımdaki yakışıklıdan duyunca kafamı kaldırıp “Nooluyoruz lan” diyerekten gayri ihtiyari yüzüne baktım. Yakışıklı olduğunu biliyorum çünkü her yolculukta yerimi ona göre seçerim. Olur da dinlediğim müzikten, okuduğum kitaptan, ya da enfes İstanbul manzarasına bakmaktan sıkılırsam diye sağımda, solumda, karşımda gözlerime ziyafet çektirecek -mümkünse sarışın bir turist- bir oğlan bulunmasına dikkat ederim.
Kadıköy - Karaköy seferinde oldukça hoş ve cool görünen koskoca sakallı adamın hiç utanma arlanma olmadan "beybi snap attım gördün mü" diye artık sevgilisi mi, arkadaşı mı kime haber verdiğini duyunca artık bu snapchat illeti ile bir şeyler söylemek istedim.. Dağ gibi adam gözümün önünde Çeliktepe Cengizhan Teknik Liseli bir ergene dönüştü..
Snapchat’e uygulama henüz ülkemizde pek popüler değilken üye oldum ve nasıl olduysa daha 2 arkadaşım varken bir diyet hapı tarafından virüs yiyip hacklendim. Daha baştan falso... Nasılsa kimse kullanmadığından çok da sallamadım ama şu an gördüğüm üzere insanlar yemiyor, içmiyor "snap atıyor".
Baktım herkesin elinde, dilinde; bir şekilde hesabımı geri alıp kullanmaya başladım. Beni ekleyen herkesi kabul ettiğimi düşünürken meğer ben de onları ekliyormuşum. Ay başıma gelenler.. Sayfa bir anda binlerce liseli kızın snapleri ile doldu.. Hayır bir de merak edip hepsini izliyorum.. Baktım olacak gibi değil, bir gün oturup o eklediğim herkesi tek tek sildim. (Üzgünüm kızlar yeni kitabımı yazabilmek için coşkulu ve arzu dolu snapchat hikayelerinizden vazgeçmem lazımdı...)
Temizlik sonrası geriye sadece tanıdıklarım kalınca durum daha da korkunçlaştı... Koskoca insanlar, ne hallerdeler ya rab!! Sırf “Herkes kullanıyor, ben de kullanacağım” kafasıyla yapıldığını tahmin ettiğim (ben de o yüzden yapıyorum) saçma sapan şeyler… Herkes uzaktan kumandayı bile komplike bulduğu için kullanamayan anneanne gibi... Sen koskoca adam ol, okullar oku, doktoralar yap, bilmemne şirketinin başında ol ama unicorn boynuzu takıp ağzından gök kuşağı kusma efektinin hastası ol... Olacak iş mi bu, bi aynaya bakıyor musunuz?
Snapchat’i niye mi sevmiyorum?
Bu işin özü “hemen silinmek üzere” bir takım fotoğraflı mesajlaşma değil mi? Baktım şakır şakır ekran görüntüsü alıyor millet. Bu da yetmiyor hiçbir edepsizlik, ahlaksızlık yok. Gelmiş bana kahvesini, dinlediği müziği yolluyor birtakım kızlar. Ya ben birkaç saniyeliğine six pack görmek isterken “Vurur yüze ifaaaadesi” eşliğinde eğlenen kız videoları izliyorum.. I ıhh, hiç tarzım değil.. Megabaytlarımı ve çok kıymetli şarjımı bunlar için harcayamam doğrusu...
İkinci sebep anlık olarak paylaşım yapma mecburiyeti... Çok eğlenirken ya da çok güzel bir şey gördüğümde zerre aklıma gelmiyor onu görüntüleyip Snapchat’de paylaşmak.. Karşımdakinin geliyorsa da ondan da soğuyorum… Zaten telefonlarımız bir uzvumuz gibi olmuşken bir de hiç bunu çekemeyeceğim valla… Sadece canım çok sıkıldığında ayağımı kolumu falan koyasım geliyor. Sonra millet diyecek ki ne sıkıcı karı... Sonra diyorum ki aman desinler banane…
Bir başka sebep kamera kalitesinin ütü gibi olması. Sanki güzeller güzeliymişim gibi bir de snapchat ile selfie çekince pixel pixel görüntü yüzünden iyice ucube gibi görünüyorum… Koskoca vscocam filtreleri bile bana yetmezken hayatta snap mnap atamam valla...
16 yaşındaysanız ve yaptığınız her şeyi kanıtlamak, ne kadar mutlu olduğunuzu, ne kadar eğlendiğinizi insanların gözüne sokmak istiyorsanız snapchat harika bir ortam ama belli bir yaşın üzerindeyseniz güneşe doğru kahvenizi tutup “ahh huzur...” yazmaktan öteye gitmiyor iş...
Benim takip etmeniz için önereceğim tek bir isim var, o da bir kaç gün önce arkadaşımın önerisiyle tanıdığım ve bağımlısı olduğum bir isim: “kerimcandurmaz” Tırnak içinde yazdığım nicki arama kutucuğuna yazıp takip edebilirsiniz. Kendine has dili, tavrı, kaşları, makyajı, arkadaşları, Louis Vuitton’ları... Biri snapchat’de gerçekten eğleniyorsa o da Kerimcan Durmaz. Gerisi hikaye.. Takip edin, dediğimi anlayacaksınız...
YORUMLAR