“Çapkınlık” bir beyin hastalığı olabilir!

Çapkınları sever miyiz? Çapkın olmak ister miyiz? Çapkın biriyle olmak ister misiniz? Benim bütün bunlara cevabım evet olabilir. Hiç mahsuru yok!


Neyse ki pek çok “kendini çapkın sanan salağın” yanında, birkaç düzgün çapkın tanıdım hayatımda. Hatta biri beni ilişkiler dünyasında yetiştiren çok özel insanlardan biriydi. Her zaman hayrandım ona çünkü bir kadın olarak da bir arkadaş olarak da ne zaman yanında olsam, kendimi dünyanın en özel insanı gibi hissetmemi sağlardı.


Eminim ki bunu diğer kadınlara da yapardı çünkü buna inanırdı o. Beraber geçirilen zamanın hakkını verirdi.


Muhabbetiyle, davranışlarıyla, giyimiyle, özeniyle sizin de öyle olmanızı sağlardı. Ona da demişimdir hep, “anne-babamdan sonra senden öğrenmişimdir bazı şeylerin hakkını vermeyi” diye… Boynuz kulağı geçmese de iyi bir talebe olduğumdan gurur duyduğunu söyler hala görüştüğümüzde…


Geçen gün bir bülten geldi elime. Başlığı şöyleydi: Çapkınlık bir beyin hastalığı olabilir!


Valla, olabilir de, olmayabilir de. Çok fark eder mi diye düşündüm daha çok. Yine de açıklamayı okudum, sizin için de özetledim. Reem Nöroloji Merkezi kurucu ve doktorlarından Mehmet Yavuz, çapkınlık ve beyin fonksiyonları arasındaki bu ilişkiyi şöyle anlatıyor: Beynin accumbens merkezinde bulunan D1 ve D2 reseptörlerinin çalışma şekillerinin kadın-erkek ilişkilerinde büyük rol oynuyor. D1 reseptörünün devre dışı kalması ya da iyi çalışmaması durumunda sadakat duygusunda aksama olacağını belirtiyor. Bu reseptörün erkekte de, kadında da sağlıklı çalışmamasının her iki cinste çapkınlık eğilimine yol açacağını sözlerine ekliyor.


İtalyan ve Alman bilim adamlarının yaptıkları bir araştırmaya göre (ki, bu araştırma İstanbul’daki son Avrupa Nörofizyoloji Kongresi’nde bildirilmiştir) beyindeki Nucleus Accumbens bölgesinin TMS ile uyarılması cinsel gücü artırarak manyetik viagra etkisi yapıyor.


Dr. Mehmet Yavuz’a göre beynin accumbens merkezinin TMS ile uyarılması sadece cinsel gücü artırmakla kalmıyor, aynı zamanda sevgi ve aşk duygularının da tavan yapmasını sağlıyor. Ayrıca accumbens bölgesinin TMS ile resetlenmesi, D1 ve D2 reseptörlerinin çalışmasını da düzene sokacağı için erkeklerdeki çapkınlığı önleyen bir tablo olarak da karşımıza çıkabiliyor.


Çok duymuşsunuzdur Don Juan ve Kazanova’yı. İkisini birbirine çok benzetirler ki bu büyük bir hatadır çünkü çok farklı 2 insandır onlar.


Don Juan skorer bir çapkındır. Kazanova ise ideal âşıktır. Yine de kadınlar az peşinde koşmamıştır onun.


Hadi tamam, çapkın erkekler kadınların peşinden koşuyorlar; kadınlar neden o çapkınların da peşinde koşuyor? Sebebi sanırım açık. Çünkü biz kadınlar yeterince sevilmediğimizi ve arzulanmadığımızı düşünüyoruz. Daha fazla ilgiye ihtiyacımız var. Çapkın erkekler de bunu en çok vaat eden karakterlerden… Yani çapkınlar klasik erkeklerin veremediklerini kadınlara sunarlar. Geçici bir süre için bile olsa…


Çapkınların iyi becerdiği temel şeyler vardır. Daima kararlılık ve risk taşırlar. Engeller onları yıldırmaz, aksine yeterince engel yoksa yaratırlar bile… Baştan çıkarmayı planladıkları insana acayip bir şeye girmek üzere olduğunu hissettirirler. Çılgın bir ilişki onları bekliyordur.


Tehlikeli İlişkiler filmindeki Valmont’u hatırlarsınız değil mi? Ne yaptığını, nasıl yaptığını bile bile Madame de Tourvel ona aşık olmuştu.


Kaçamazsınız…


Bir nokta daha var. Çapkınlar kendilerini zayıf gösterirler ve karşısındaki de kendisini özel hisseder. Belki geçici olarak da doğrudur ama uzun sürmeyeceği de kesindir. Zaten bu yüzdendir ki karşı taraf çapkın’ı değiştirmek isterler. Kendilerinin özel olduğunu sanma fikri beraberinde onun hayatını değiştirmeyi getirir.


Beceremezsiniz…


Ruhu böyle olan bir insanı değiştiremezsiniz. Eğer çok akıllı, zeki; işveli ve donanımlı iseniz belki onun size bağlı kaldığı süreyi uzatabilirsiniz o kadar. Bu kişi kendi sakinleşmek isterse ancak sakinleşecektir.


Ne acayiptir ki çapkın deyince aklımıza erkek karakter geliyor. Gerçekten de kadının çapkını olmuyor mu acaba diye düşünüyorum. Sanırım var. Ben tanıyorum birkaç tane. Erkeklerden biraz daha farklı takıldıkları kesin. Onlar kadar vurdumduymaz değiller. Daha doğrusu, olabiliyorlar da, özel biri olduğunda daha çabuk sakinleşebiliyor çapkın kadın. Biraz daha bağlanmaya hazır sanırım erkeklere nazaran.


Mesela bir arkadaşım vardı, gece barda beğendiği çocuğun yanına gider, “Ali! İlkokul arkadaşım Ali! Nasılsın, ben Ayşeee!!” diye yanaşırdı.


Tabii ki o çocukların hiç birisi Ali değildi ve ilkokul arkadaşı da değildi.



Ama pek çoğu arkadaşı olmuştu sonradan…


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.