Hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerdir
Sevgili kardeşim,
Evren’in öğretme yöntemi ne kadar büyülü değil mi? Başlıktan da anlaşılacağı üzere kontrol edemediğim yerden gol yedim. Harika bir gelişim fırsatıydı, minnettarım. Detayına girmeyeceğim ama bu deneyimi genel olarak nasıl yaşadım ve atlattığımı seninle paylaşmak istiyorum. Çünkü kardeşim, benim deneyimim senin deneyimin. Öğrendiklerim ikimizin bilincini de aynı oranda yukarı doğru sıçratıyor. Hadi bakalım keşfe:
Son yazımdan bu yana inanılmaz şeyler oldu ve ben kendimce akıllar verip faydalı olmaya çalışırken, bir büyük sınava tabi tutuldum. Çalışamaz, üretemez oldum ve hayallerime yaklaşamaz hallerde hissettim kendimi. Her şeyden vazgeçecektim neredeyse…
Son yazıda, “öz disiplin” güzellemeleri yapıp, son derece motive bir ruh haliyle işlere asılmışken öyle bir gelişme oldu ki tüm hayat amacım, anlamım her şey kayboldu ve ben hızla bir depresyon çukuruna doğru yuvarlanmaya başladım sevgili kardeşim.
“Nasıl”ı, “niçin”i yok bu işin. Detayları da hiç önemli değil. Hepimize olmuyor mu? Oluyor tabi ki… Sanma ki benim gibilere hiç olmuyor. Asıl benim gibilere daha çok oluyor. Sadece bizim gibi bu işlerde belli zamanlarını vakfetmiş, emek vermişlerin bu kör kuyularda kalma süresi kısalıyor canım kardeşim. O da derslerimizi doğru almış ve bir sınavı eksiksiz geçmişsek. Yıl sonu bitirme ödevi gibi düşünebilirsin bu tekâmül adımını. Hatta bu yüzden bir yerlerde tekâmül spiral bir süreç diye yazmıştım, hatırlıyorsundur.
İki adım ileri, bir adım geri… ama hep ileri… Tekâmül böyle bir şey!
Bende de aynen böyle oldu işte. Gayet motive bir şekilde, şu an hala çalışma masamın üzerinde duran iki büyük projeye odaklanmış ve ciddi adımlar atmak üzereyken sistem bana engel oldu. Olmaz denilen şeyler oldu. Moralim fena halde bozuldu. Eğer bir benzetme yapmam gerekirse – Allah kimseye yaşatmasın- sanki doğmak üzere olan bir bebek ölü doğdu gibi hissettim. Sonuca çok yaklaşıp da uzandığın şeye dokunamamak gibi…
On gün kadar kendime gelemedim. Hiçbir şey yapmak istemedim. Önce fiziksel olarak hastalandım sonra ruhsal anlamsızlık sardı her yanımı. Abartıyorum diye düşünme sakın kardeşim! Bence bunlar olayların şiddetine ve bizim onlara yüklediğimiz anlamın önem derecesine göre herkeste oluyor. Biliyorum ki bir büyük ruhsal eşikten atladım yine. Ama bunu yaparken fena halde canım yandı. Egomu terbiye etmem ve herkes için doğru olana kendi bakış açımdan karar vermem gerekti.
Peki yıkıldım mı?
Hayır. Yine dimdik ayaktayım. On defa düşüp, yüz defa ayağa kalkanlardanım. Tanıyorum artık kendimi. Gafil avlanıp, yanlış seçimler yapsam da, sonucunda titreşimimi düşürüp ruhsal frekansımı yerle yeksan etsem de tekrar nasıl yükselişe geçilir iyi biliyorum. Bana iyi gelen şeylerin farkındayım. Her şeyden önce; her duygunun geçeceğini biliyorum. Bu sefer yaşadığım şey hayal kırıklığı, insanlığa olan inancımın azalması ve kendi yetersizliklerimdi. Ruhumun talimli olduğu yer yani.
Acıda kavrulmamak için olanı kabul etme adımını çok daha hızlı çalıştırdım bu sefer. Dramalarda kaybolmamak için bilincimi son derece yargısız ve NÖTR bir alana çektim. İnsanları suçlamak yerine evrenin bizlere ne göstermek istediği üzerine derin düşüncelere daldım. Hatta düşünmedim. Meditasyon yaparak içime doğmasına alan açtım. Benim için gerçek olanı hakikat belledim ve isyan etmedim. Yeniden nasıl ve ne şekilde başlayabileceğimi düşündüm. Arada ruhsal olarak bana çok iyi geleceğini bildiğim bir inzivaya katıldım. Niyet koydum, sistem gösterdi ve tam bir inançla yoluma devam etmeye karar verdim. Artık içimden hedef bağımsız bir neşe akıyor yine, çok şükür.
Canım kardeşim sana nasıl da çözüm yolları sundu analitik zihnim. Görüyor musun? Çünkü artık bu yüzyılda acıdan beslenen bir tekâmül olmamalı diye düşünüyorum. Acıya, yasa saygım sonsuz. Hadsizlik yapmak istemem ama bu duyguların içinde ne kadar kaldığımız çok önemli. Ben kendi adıma bir devrim yapmış ve depresyon süremi on güne indirmişim mesela. O halde bu kutlanması gereken bir şey değil mi? Sen artık neleri daha çabuk fark ediyorsun kardeşim? Nasıl çözüm yolları buluyorsun başına gelenlere? Başardıkça kendini onurlandırıp, kutlamalar yapıyor musun?
Şimdi ve her AN yepyeni bir gelecek var önümüzde biliyorsun. Bizim büyük ölçüde birlikte şekillendirebileceğimiz bir gelecek... Ben kendi adıma o iki projeyi yine önüme koydum. Ama bu sefer canımı sıkan ve bana hata yaptıran hedef odaklı bir anlayıştan kendimi azat edip, sürece odaklanacağım bir macera seçtim kendime.
Hadi sen de yola çık kardeşim, yolda nasıl olsa karşılaşırız.
Seni seven kardeşin,
Nihan
YORUMLAR