Nefes
“Sıkıldım” deyince, “göğsüne pencere aç” demişti bir kez anneannem çocukken. Rahmetli öyle tatlı bir insandı ki, böyle bir şey demesi şaşırtmıştı beni. Sanki benimle dalga geçiyor, dediğimi önemsemiyor r gibi algılamıştım ve içimden sinir olmuştum. Spiritüel konularla bu kadar çok haşır neşir olunca bu sözü yorumlayışım da değişti tabii. Anneannemin sözünü dinleyip göğsüme pencere açmayı öğrendim zamanla. Nefesin ne denli önemli olduğunu “büyüdükçe” ve daha çok defalar sıkıldıkça anladım. Eskilerin sözünün manası “derin derin nefes al ve kap çakrasıyla çalış”mış meğer.
Nefes alıp vermek vücudumuzun bilinçsizce, otomatik olarak yaptığı bir şey olsa da stresli zamanlarda ritmi aniden yavaşlayıveriyor. Kısa kısa, sığ alınan nefesler stresin göstergesi . Böyle zamanlarda da stres hormonu kortizolün salgılanması büyük ölçüde çoğalıyor. Derin nefes alıp vermek ise sinir sistemini gevşetmekle kalmıyor, sindirimi kolaylaştırıyor, kan basıncını düşürüyor, lenfatik sistemin işlevselliğini arttırıyor, vücuttaki birçok ağrıyı azaltıyor, enerji veriyor ve hatta kilo vermeyi kolaylaştırıyor. Üstelik bedava!
Bilinçli ve doğru şekilde alınan nefesin bunca yararı varken, nedense kendimizden en çok esirgediğimiz şeylerin başında geliyor. Oysa stresten kurtulmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemlerden birindeyiz… Zor zamanlar yaşıyoruz, ne kadar çok “pencere açsak” o kadar karlı çıkarız toplum olarak.
Dikkat edilmesi gereken birkaç nokta var. Derin bir nefes alıp vermeniz 3-5 saniye sürmeli mesela. Bir de doğru nefes alıp vermeniz çok önemli. Doğru nefes almayı küçük bir çocuğu gözlemleyerek öğrenin. Bakın nasıl da inip kalkıyor minik göbeği her nefeste. Biz yetişkinler gibi sadece göğüsten alıp vermez çocuk nefesi, tüm karnını da şişirir. Demek istediğim şu ki, “Diyafram Solunumu” denilen şeyi bilerek doğuyoruz ve sonra unutuyoruz… Derin nefes alıp vermeyi başarmanız için hem karnınızın hem göğsünüzün dolması ve boşalması gerekiyor.
Uzmanlar günde 2-3 kez kontrollü nefes egzersizi yapmamızı öneriyorlar. Yıllar önce hayatıma kattığım ve sıkıntılı zamanlarda beni rahatlatan iki egzersizden bahsetmek istiyorum size:
İçinizden dörde kadar sayarak nefes alın ve yine dörde kadar sayarak verin. Burundan alıp burundan vermeniz gerekiyor. Bu egzersiz uykusuzluk çektiğiniz zamanlarda koyun saymaktan çok daha etkili sonuç veriyormuş. Gerçi ben koyun saymayı hiçbir zaman yapamadım ama o ayrı…
İkinci egzersiz bütün vücudu rahatlatıp gerginliği azaltıyor. Amaç vücuttaki tüm kas gruplarını sırasıyla gevşetmek. Ayaklardan (ayak parmaklarına odaklanarak) başlayın, baldırlar, üst bacak, karın, göğüs ve bu sırayla yukarı doğru çıkarak en son baş bölgesini ve yüz kaslarını gevşeterek bitirin. Bütün yapacağınız odaklandığınız kas grubunu kısa bir süre için kasmanız ve sonra gevşetmeniz. Sürenin ne kadar olacağını alıp vereceğiniz nefes sayısı belirliyor. Çalıştığınız bölgeyi kastığınızda içinizden beşe kadar sayarak yavaşça burnunuzdan nefes alıyorsunuz ve sonra yavaşça ağzınızdan nefes vererek rahatlatıyorsunuz.
Bu son egzersiz ciddi ölçüde konsantrasyon istediği için o süre içinde başka bir şey düşünmeyi başaramayacaksınız büyük ihtimalle. Yani bir anlamda meditasyon yapmış gibi oluyor ve zihninizi susturuyorsunuz o süre içinde. Bir taşla iki kuş vuruyorsunuz. İş ortamında yorulup mola verdiğinizde ya da sıkıcı, uzun ve fuzuli bir toplantıda kimseye çaktırmadan rahatlıkla yapabilirsiniz. Toplantıdaysanız yüz kaslarını kasıp gevşetmeyi yapmayın tabii lütfen, yoksa etraftakilerden enteresan tepkiler alabilirsiniz. Sonra bana yazıp da “işimi kaybettim” demeyin sakın. Amacım stresiniz azaltmak, çoğaltmak değil!
Bol bol derin nefesler alıp verdiğiniz huzurlu bir hafta diliyorum.
Sevgiyle kalın…
YORUMLAR