Yılın başı böyle olunca...
Ben biraz çocuk gibiyimdir, her sene heyecanlanırım yılbaşı gecesi yaklaşırken. Nereye gitsek, ne giysem, ne hediye etsem, içimden tam geceyarısı ne dilek dilesem diye ciddi ciddi düşünürüm. Bâtılımdır da epey, yeni bir şey giymeye gayret ederim o gece mesela. Neşeli insanlar olsun etrafımda isterim o gece; karamsar, bezgin, bıkkın bir enerjisi olmasın yeni senenin diye. Tam 12’de ayakta olurum illa ki. O saatte uyuyor olanlara hep şaşmışımdır, sağlığım keyfim yerindeyse uyumak şöyle dursun, oturarak bile karşılanmaz yeni yıl diye düşünürüm. Ben, senenin ilk dakikalarına girerken telaşla tüm sevdiklerini bir bir kucaklayanlardan olmuşumdur hep. En güzel şekilde, en mutlu ruh halimle yaparım kutlamamı; yılbaşı şapkamı da takarım, düdüğümü de öttürürüm, dansımı da ederim. Bu yılbaşı için de titizlikle düşünmüştüm her şeyi, ne planlarım vardı, ne planlarım!
Tuhaftır ki hepsi bir bir değişti planlarımın. İlkini gerçekleştirmeme hem iş yoğunluğum izin vermedi, hem de içimden gelen bir ses kuvvetle “uzaklara gitmenin vakti değil şimdi, buralarda kalmalısın” diye fısıldayıp durdu kulağıma. Ceza ödeyerek uçak biletimi ertlemek zorunda kaldım. İkinci planımız keyifli bir eğlenceye katılmaktı hoş bir restoranda ama son anda kötü hava şartları dolayısıyla ulaşılması zor ve eziyetli bir proje haline dönüşüverince vazgeçtik. Bir sonraki planımız ise beraber yılbaşı geçireceğimiz dostumuzun rahatsızlanmasıyla suya düşüverdi. Bütün bu gelişmeler (ya da gelişememeler) son derece hızlı ve peş peşe oldu.
Nihayetinde evde biz bize karşılamaya karar verdik yeni yılı. Tüm tantanadan sonra evde kalma fikri çok yaratıcı olmadı belki ama huzura erdim tuhaf bir şekilde. Aslında hiçbir şeyin o kadar da önemli olmadığını hatırlattı hayat bir kez daha. Birçok farklı senaryonun fragmanı gözümün önünden geçmişken, en tanıdık ve bildik ortamda yeni yıla girme fikriyle başbaşa kalınca, güldüm kendi kendime. Bir zamanlar bir yerde okuduğum hoş bir cümleyi hatırladım: Hayatta değişmeyen tek şey, hayatın değişkenliğidir. Ne kadar da doğru! Ve işin güzeli çok da güzel geçti gecemiz, unutulmaz güzellikte, keyif dolu bir yılbaşı oldu nihayetinde.
Sanırım 2015 bana daha şimdiden çok şey öğretti ve hatırlattı; hayatı akışa bırakmak, esnek olmak, A planından B planına, B planından C planına bir anda geçmemizi gerektiren durumlarda kolaylıkla ve huzurla manevra yapabilmek, detaylara takılmamak, “vardır bir hayır” diyebilmek... Özel günleri özel yapan en önemli öğe sevgi ve huzur. Sağlıkla ve mutlulukla yaşanan her yılbaşı pırıl pırıl bir güzellikte aslında. Kalender olmak, tevekkül olmak hayatı kolaylaştıran şeyler.
Bu sene her sene olduğumdan daha anlayışlı, esnek, kendimden ve her şeyin hayrıma olduğundan emin bir şekilde yaşamak istiyorum her günü. Kendimi fazla yormadan, hırpalamadan, bir şeyleri kontrol etmeye, ”oldurmaya” çalışmadan, geniş bir yürekle yaşayayım istiyorum bu 365 günü. Niyet etmek her şeyin başı derler.
Keyifli, şanslı, başarılı, bereketli, sağlıklı, sevgi, neşe ve huzur dolu bir yıl diliyorum herkese.
Sevgiyle kalın…
YORUMLAR