Siz güneş olun

“Erkekler şaraba benzer, geçen yıllar kötülerini eksitir, iyilerini olgunlaştırır” demiş Çiçero. Ağzına sağlık… Ama bence bu söz kadınlar için de geçerli. İnsanı selam verdiğine pişman eden, yaş aldıkça tadı bozulan, acılaşan insanlardan bahsediyorum. Sizin de yakın çevrenizde böyle biri vardır muhakkak, içinde mutsuz olduğu için etrarfındakileri de mutsuz etmeye çabalayan ve nihayetinde yalnız kalmaya mahkum olan biri…

Hayatımdan çıkartma lüksümün olmadığı bir ahbabım var, işte tam böyle biri. Sivri mi sivri dilli, her fırsatta "laf sokma" eğitimi almış bir hanım. Gerekli gereksiz herkesi elestirip, karşısındakileri her fırsatta ezmeye çabalayan bir kişi. Dayanılır gibi değil ama dayanıyorum. Kaya gibi duruyorum karşısında ama yoruyor beni. Bu tip kişilere 'enerji vampiri' diyorum ben. Hooooopppp çekiveriyorlar enerjini eğer gafil aflanırsan, zırhını giymeden çıkarsan karşılarına. Sonra toparlanması zaman alıyor ne yazık ki…

O yüzden, bu tip insanları görmeden önce enerji alanınızı koruma altına almanız en iyisi. Auraniz yani vücudunuzu çevreleyen enerji alanınız ne kadar güçlü olursa o kadar az etkileniyorsunuz çünkü negatif enerjilerden. Güneş gibi pırıl pırıl, ateşten bir top olmalı insanın enerjisi; ışık yaymalı ve balçıkla sıvanamaz, dokunulmaz olmalı.

Bu güçlü zırha bürünmek için en iyi zaman sabah. Güne başlarken yapılan 10-15 dakikalık bir meditasyon mucizeler yaratabiliyor. Meditasyonun sonunda ben her zaman koruyucu meleklerimden ve yüksek benliğimden yardım isterim. Gün boyunca sevgi ve ışıkla kuşatılmam ve korunmam için. Yok, eğer meditason yapmıyorsanız en azından gözlerinizi kapatıp, vücudunuzun etrafını kuşatan bir ışık hayal edebilirsiniz. Durugörüsü açık olanlar bunu net bir şekilde hissedebilirler. Bu ışığı önce ince bir hat, zayıf bir çizgi olarak hissedebilirsiniz. Yaydığınız ışığın alaninı genişletmek için derin nefeslar alarak kalp cakranıza konsantre olun ve o alanın giderek büyüdüğünü, vücudunuzu kuşatan pırıl pırıl bir enerjiye dönüştüğünü hayal edin. Rengini dilerseniz beyaz, dilerseniz toz pembesi olarak gözünüzde canlandırın. Bu şekilde 'zırh'lanarak güne başlayın. Deneyin, farkı göreceksiniz. Girdiğiniz ortamlardan ya da cevrenizdeki bazı kişilerden gelebilecek olumsuz enerjilere karşı filtre görevi görecek bu yöntem.

Başka bir yaygın yol da dış cephesi ayna olan bir piramidin içinde olduğunuzu hayal etmeniz. Seneler önce Arjantin’li bir acupressure ustasından öğrendiğim bu teknikten çok defa faydalandım. Özellikle, birçok farklı enerjinin mevcut olduğu büyük kalabalıklara karışmadan önce uygulandığında çok etkili oluyor. Tüm yapmanız gereken, o ortama girmeden önce kendinizi dış duvarları aynadan olusan bir piramidin içinde hayal etmeniz. İçinizden de şu olumlamayı söyleyeceksiniz: “ Bu piramidin içinde korunuyorum, sadece sevgi ve ışık enerji alanıma girebilir. Tüm negatif enerjiler aynaya 'çarparak' kaynağa geri döner ve ışığa dönüşür.'

Bu iki yöntemi de deneyin ve bu tip insanlardan kendinizi koruyun derim. Ve onlara da kızmayın. Size 'saldıran', enerjinizi adeta emip yok etmeye çalışan kişilere içerlemektense acıyın, şevkat duyun. Düşünün, ne kadar mutsuz ki içinde ve ne kadar düşük ki enerjisi, bu hale gelmiş ve o hep böyle yaşıyor! Üstelik bu şekilde davranmaya devam ettikce, etrafında onu seven, onunla vakit geçirmek isteyen kim kalabilir ki?

'Keskin sirke küpüne zarar' demişler ya, bu sadecek öfkeyle kalkıp zararla oturan insanlar için geçerli değil bence. Etrafına olumsuzluk yayan tüm insanlar için bu söz. Önce kendilerine zarar veriyorlar çünkü. İçlerini bir kurt gibi kemiriyor negatif duyguları. Ve öylesine dolmuşlar gibi bu duygularla, dışari 'sızıntı yapıyor'…. tavırlarıyla, iğneli sözleriyle, kötü bakışlarıyla.

Yani aslında çoğu zaman sizinle hiç bir ilgisi olmuyor yaşananlarin. Siz sadece o an onların karşısında bulunduğunuz için hoş olmayan bir davranışa maruz kalıyorsunuz, o kadar. Bırakın kendi ateşlerinde yansınlar, siz huzurunuzu bozmayın onlar yüzünden. Gülümseyin, mümkünse sessizce o ortamı terk edin, ve hatta belki derin bir iç çekin ama üzülmeyin, kızmayın. Sert bir rüzgar gibi esip geçsinler. Siz güneş olun.

Sevgiyle kalın...