2025 yılı artık sıradan bir takvim yılı olmaktan çok uzak. Modern astrolojide ender görülen gökyüzü kombinasyonlarıyla, kolektif düzlemde neredeyse destansı bir hikâyeye sahne oluyoruz.
14 Mart'ta Başak burcunda gerçekleşen Ay tutulması, veda sahnesiydi. Artık sırtımızda taşımaktan yorulduğumuz, ama nedense bırakmakta direndiğimiz tüm yükleri önümüze serdi. Eski alışkanlıklar, köhne düşünce kalıpları, "böyle gelmiş böyle gider" ezberleri... Hepsiyle tek tek vedalaştık. Ay tutulmaları her zaman öncelikli olarak kolektifi etkiler. Ama şimdi sahne Güneş'in: ve Güneş tutulmaları, her zaman yöneticiler, liderler ve kişisel irade alanlarımızla ilgilidir. Yani olay büyük.
29 Mart günü saat 13:57'de, Koç burcunun 9. derecesinde gerçekleşecek Güneş tutulması, aynı anda Neptün'ün 164 yıl sonra Koç'a geçmesiyle çarpıcı bir gökyüzü koreografisine dönüşüyor. Koç'ta Güneş tutulması zaten başlı başına savaş borusu gibidir. Ancak Neptün bu tabloya dahil olduğunda işler sadece fiziksel değil, ruhsal cephede de kızışır. Ve bu geçişin en son gerçekleştiği tarihin Amerikan İç Savaşı'nın hemen bir gün sonrasına denk gelmesi, "yine savaş çıkacak" anlamına gelmez elbette ama gökyüzünün bize göz kırptığı aşikâr.
Türkiye'nin astrolojik haritasında Koç burcu 10. evi — yani iktidar, devlet, yönetim ve üst otoriteleri — temsil eder. Buradaki tutulma, yeni bir döngünün oldukça sert başlayacağını ve bunun liderlik figürlerinde büyük değişimlere yol açabileceğini işaret ediyor. Kimin maskesi düşecek, kim tahtını kaybedecek; bunu zaman gösterecek ama "eski hikâyelerle yeni bir gelecek yazılamayacağı" kesin.
Ateş burçlarındaki tutulmalar tarih boyunca savaş, çatışma, devrim ve aktif direnişle ilişkilendirilmiştir. Yani bu kez oturduğumuz yerden izleyici olma lüksümüz pek yok gibi. Kolektif öfkenin dozu artabilir, yeni lider profilleri sahneye çıkabilir, iktidarın dili daha sertleşebilir. Yeni anayasa tartışmaları, iç güvenlik politikaları, hatta bölgesel çatışmalar gündeme taşınabilir. Ancak 2025 ve 2026 yılları pasif dönemler değil. Etki varsa, tepki kaçınılmaz. Özellikle liderlerin kaderi bir anda, beklenmedik biçimlerde yön değiştirebilir.
Neptün Koç Burcunda
Neptün'ün Koç'a geçişi ise tüm bu fiziksel hareketliliğe metafizik bir anlam katıyor. Balık burcunun o bulanık, sezgisel ama pasif yapısından çıkan Neptün, Koç'un doğrudan, dürtüsel, ateşli doğasında artık beklemek değil, harekete geçmek istiyor. Ruhani bir savaşçının uyanışı gibi. Neptün Koç'ta "hissetmek yetmez, harekete geç" der. Ama öfkeyle değil; yürekle, şefkatle ve vicdanla.
Bu tutulmanın bir diğer önemli yönü ise haritalarımızda Koç burcunun düştüğü alanı sarsacak olması. Hangi evdeyse, işte orası senin cesaret sınavın. Orada "Ben kimim, ne istiyorum, neye karşı duracağım?" sorularına net cevaplar vermen beklenecek. Sınavı geçmenin tek yolu, kendi merkezine dönmekten geçiyor. Zira Koç'un sorusu basittir ama cevapları yakar: "Sen kimsin?"
Elbette gökyüzü hâlâ biraz bulanık. Mars Yengeç burcunda, düşük çalışıyor. Merkür ve Venüs retrosu hâlâ devam ediyor. Yani kararların, ilişkilerin ve iletişimin netleşmesi biraz zaman alacak. Neyse ki 13 Nisan'daki Terazi dolunayı bu sisin içinden geçip netlik getirecek. O zamana kadar "bilmiyorum ama hissediyorum" da gayet geçerli bir tavır.
Tutulma anında Balık burcunda Venüs, Satürn ve Neptün'ü birlikte görüyoruz. Bu kombinasyon duygusal manevraların, fedakârlık hikâyelerinin ve kurban-kurtarıcı rollerinin gökyüzünde kol gezdiği bir zamana işaret ediyor.
Muhtemelen şimdi bir lider, yıpranan imajını toparlamak için tanıdık bir manevraya başvuracak. Önce büyük kayıplara neden olacak, sonra küçük bir geri adımla bunu "büyük bir fedakârlık" gibi sunacak. Kendi yarattığı krizin içinden bir kurban çıkarıp, o kurban üzerinden kahraman rolüne bürünecek. Ancak bu defa Koç tutulmasıyla birlikte gerçekler kaçamayacağımız kadar görünür olacak.
Ekonomik açıdan ise işler hâlâ flu. Balık'taki bu üçlü yerleşim, ekonomik manipülasyonları, karmaşayı ve "kurban edilen" sistemleri tetikliyor. Yani duygusal ajitasyonla ekonomik kararların iç içe geçmesi çok olası. Ancak bu da geçer. Neptün'ün Koç'taki yürüyüşü, er ya da geç sisin içinden hakikati çekecek.
Bu tutulma, hareketsizlik lüksünü elinden alıyor. Koç'un duygusu, "duyguya rağmen harekete geçmek." Yani evet, hissedebilirsin. Korkabilirsin. Kaygılanabilirsin. Ama bunların seni felç etmesine izin verme.
Tutulma seni, en saf halinle baş başa bırakacak:
Neye inanıyorsun?
Bu inançla ne yapıyorsun?
Gerçeğin ne?
Amacın ne?
Ve en önemlisi: Ne için çabalamaya hazırsın?
Evet, bu bir dönüm noktası.
Çünkü bu tutulma cesaret istiyor.
Ve kendine dürüst olanlar için, çok büyük bir kapı açıyor. Geçmişten ayrıldık, artık kaderimizi seçebiliriz.
İç sesini duy.
Kendine inan.
Cesur ol.
Çünkü bu dönem, kendi onurlu mücadelesini verenleri hatırlayacak.
Geride kalanları değil.
Cesaret ve umutla...
