Kaldığımız yerden

Kaldığımız yerden devam ediyorum güzel okuyucum. Nerede kaldığımı pek hatırlamıyorum gerçi ama bir iki hikaye, komiklik, şakalar filan derken bugün de geçer gider diyorum, tabi içimden. İçimden konuşmayı pek seviyorum, iç sesimi daha da çok. Kendisine hayranlığım öyle böyle değil. Kendisine sık sık kulak veriyor, dinliyor, dediklerini yapıyorum, gerçi bazen kendisi Turet sendromuna kapılmışçasına söv, say dök annem gitsin bitsin içindekileri diyor ama o zaman sus diyorum, yapamam, öyle her istediğimi söylesem ohho dostum halim nanay diyorum.


Şimdi o değil de okuyucum, hayat bazen tuhaf biliyor musun? Mesela benim şu aralar hiç vaktim yok. Zamanla yarışıyorum resmen. Saate bakıyorum geçmiş, ben işimi daha yarılayamamışım bile, şimdi o esnada iç sesim lanet olsun adamım, zamanını doğru kullan diye lafımı bölmüş, aferin iyi yapmış güzel de yapmış ama işe yarıyor mu, kocaman bir hayır. İdil cephesinde değişen bir şey yok, hayatım zamanla yarışma, faturalar, briefler, iş takipleri, yazılması gereken yazılar, okunması gereken kitaplar, katılması gereken kurslarla geçiyor. Buna da şükür diyor yazar, buna da şükür. Değil manikür başını kaşıyacak vakti dahi olmasa bile buna da şükür.


Zaten öyle değil mi okuyucum? Ona buna şükür. En sevdiğiniz hastalanır, hastalığı kötü değil buna da şükür, sevgiliniz terk eder, başında bitti buna da şükür, çok çalıştığınız halde maaşınız cücük gibi buna da şükür. Ha sanılmasın ki bünye meymenetsiz, değilim, arada bir melunluğum tutar ancak bazen insan şaşırıyor ne yapacağını. Şükür mü desem, Mahmut mu desem, ne desem, bilemiyorum bazı bazı.


İşte tam da böyle anlarda iç sesimi dinliyorum, dinliyorum ama arkadaş arazi, yerinde yeller esiyor. Her dakika çıkıp bir şeyler söyleyip duran arkadaş tüymüş, haliyle insan şaşırıyor okuyucum. Derin bir nefes alıyorum -çok derin değil yalnız beyne fazla oksijen gider maazallah bayılırım filan sonra uğraş dur- sakin ol annem diyorum kendime, şöyle kaldır kafayı bak gökyüzüne, aynı göğün altında yaşayan binlerce insan var diyorum.


Ayşe, Fatma, Hayriye, Emine mesela diyorum, onlarda senin gibi, binlerce insandan biri, onların da var dertleri, işte o an ben diyeyim ampul sen de aydınlanma bir şey geliyor bana, böyle bir titreme, bir kendine gelme. Hah diyorum arkadaşım yalnız değiliz, hayat var, orada bir yerde birileri var.


Mustafa Topaloğlu haklı diyorum, uzay da hayat var. Yoksa niye tur düzenlensin Mars’a Venüs’e?

Tur mu?

Haberiniz yok mu?

Az biraz gugıl, bakın uzay turları var!


Bu yaz biz uzaya gidiyoruz şekerim, ay Mars biraz soğuk, ama Jüpiter süper manyak şeyler var tarzı turlar mıdır bilemem, bilmek de istemem ama böyle bir şey var dostum.


Dedim ya, hayat işte.


Her daim enteresan, hep bir şaşırtmaca, hep bir nanik filan.


Sevimli kerata, nolucak!



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.