Bağımlılıklar
Canımızın bir iki kadeh şarap çekmesi, bir sigara yakmak istemesi, karbondirat ve sekere aşermesi genelde iki anlama gelir:
1) Bunların hepsi birer kaynaktır. Sinir sistemi kendini düzenlemeye çalışır ve kimi zaman içerideki kaynaklar yetersiz kalınca dışarıdan kaynak arar. Hiçbir sinir sitemi sadece ve süreli kendi öz kaynakları ile regülasyonu sağlayamaz. Öz kaynaklarımız iyi olsa bile kimi zaman dışarıdan desteklenmemiz gerekir.
2) Bu saydığım alışkanlıklar beyinde dopamin salgılanmasına neden olur. Dopamin, haz ve ödül demektir. “Bu yaptığını gene yap” mesajını verir. Bu eylemleri tekrarladıkça kendi sistemimiz bizi ödüllendirmeye başlar, ödüllendirildikçe eylemlerin tekrarı artar. Alışkanlık ya da bağımlıkık dediğimiz şeyler bu yolla oluşuyor.
Yukarıda saydığım iki nedenle, köklü bir alışkanlık ya da bağımlılıktan kurtulmak bana göre “irade” ile becerilebilecek bir iş değildir. Kilolar verilir, hop sonra tekrar alınır, sigara bırakılır, hop ilk tümsekte tekrar başlanır. Bu başarızsız denemelerin nedeni iradesiz ya da zayıf olmamız değildir. Sinir sisteminin elinden regülasyon için kullandığı önemli bir kaynağı alıp, yerine ona hiç bir kaynak vermediğiniz için fizyolojiniz “iradenizi” elinin tersi ile al aşağı eder.
Bir kaynağı bırakmadan önce, başka bir kaynak yaratmanız gerekir: “Bunu alıyorum ama sana onun yerine bunu veriyorum”. Hem öz kaynakları arttırmak hem de dışarıdan alacağınız kaynakları değiştirmek son derece mümkündür.
Köklü bir alışkanlık, sinir sistemi için önemli bir kaynak haline geldiği için kök salmıştır. Gereklidir. Ona fizyolojinizin ihtiyacı vardır. Birinin elinden ihtiyaç duyduğu bir seyi alırsanız sinirlenir, ortalığı ayağa kaldırır. Ama aldığınız şeyin yerine başka bir şey koyarsanız, o ihtiyaç başka türlü karşılanırsa kıyamet kopmaz. Kendi fizyolojiniz, sizinle işbiliği içine girer. Kavga çıkmaz.
Sinir sisteminin, kendisini düzenlemesi için kaynaklara ihtiyacı vardır. Bu kaynakların en önemlisi, tabii ki, öz kaynaklardır. Her sinir sistemi kendi kendini düzenleme kapasitesine sahiptir. Bu kapasitenin yüksek olması haline "esnek dayanıklılık" deriz. Esnek dayanıklığı yüksek insanlar hayattan daha çok zevk alırlar ve zor durumlarla daha kolay başa çıkarlar. Öz düzenlemeyi arttırmanın ve dışardan kaynak bulmanın çok çesitli yolları var. En iyi dış kaynaklar, aynı zamanda öz düzenlemeyi de uzun vadede arttıranlardır. Bir dış kaynak kötüyse öz düzenlemenizi daha fazla bozar ve sinir sistemi onsuz regülasyon yapmakta zorlanmaya başlar. İyi bir kaynak tam tersi etkidedir, o kaynağı kullandıkça esnek dayanıklılığınız artar ve kaynağa olan muhtaçlığınız azalır.
Benim için iyi dış kaynaklarda yoga ve meditasyon ilk sırada gelir. Her türlü, şefkatli, hırpalamayan travma terapi yöntemi, öz düzenlemenin artmasına yardımcı olabilir. Her türlü, sınırlara saygılı spor, duyu bütünlediği için kaynaktır. Masaj ve başkaca bedensel terapiler düzenlemeye büyük katkı sağlarlar. Türdeşlerimizle senkronize hareket ettiğimiz ya da ses çıkardığımız her türlü faaliyet, kaynaktır. Koroda şarkı söylemek, ikili ya da grup olarak dans etmek, maçta tezahürat yapmak, birlikte yoga yapmak, ritim atölyesinde gitmek, tiyatro oyununda yer almak bu nedenle iyileştirir. En önemli kaynaklardan biri ise, iyi insan ilişkileri ve havadan sudan sohbet etmektir.
YORUMLAR