Gece öğünü candır 

Geçen hafta "Tüm yıl oruç" yazısında 'Intermittent Fasting', besin zamanlaması diyetini aktarmış ve çok sağlıklı bulduğum bu diyeti yapmadığımı söylemiştim.


'Intermittent Fasting'te, 14-16 saat aç kalınıyor ve böylece vücudumuz detoks moduna girebiliyor. Çok sağlıklı bulduğum bunu beslenme şeklini uygulamamamın kendimce nedenleri var.


Çok iyi bir fikir olduğunu düşünmeme rağmen yapmıyorum. Kendime özel ihtiyaçlarımın sesini dinliyorum. Hatta gündüz az, akşam çok yiyerek her türlü uzmanın görüşüne ters bir iş yapıyorum ve en ufak bir kilo sorunum yok. Hiçbir konuda prensip sahibi olmamak her konuda kendi fizyolojinizden gelen sinyalleri dinlemek her zaman en iyisi. En genel geçer doğrular bile çoğu zaman kişisel düzeyde yanlışa dönebiliyor.


Malumunuz her beslenme uzmanı yemek miktarının sabah öğününden akşam öğününe doğru azalması gerektiğini tavsiye eder. Hatta en sık verilen tavsiye akşam 9’dan sonra yemek yememektir. Uyku sorunları ile ilgili bir Google araması yapın, olağan şüphelilerin başında akşam geç saatte yemek yemek gelir. Yatmadan önce yemek yemek gene kilo almanın en önemli nedeni olarak gösterilir. Kuşkusuz bunların hepsi birçok nedenle, birçok kişi için doğrudur.


Bu tür konular hep konuya nereden baktığınızla bağlantılıdır. Kendi yeme şeklimi sinir sistemi üzerinden size anlatmaya çalışacağım.



Yıllardır nedense protein ağırlıklı iyi bir kahvaltı ederim ama ondan sonra gün boyu hemen hiçbir şey yemem. Kuru yemiş, fıstık ezmesi gibi enerji veren ama küçük miktarda besinler tüketirim. Eğer gün içinde normal bir öğün yersem üstüme inanılmaz bir ağırlık çöker. İşteysem kendimi toplayıp işe kafamı vermem 2 saati bulur. Ders vereceksem vay halime; hele ki yazı hiç yazamam. Bu konu hakkında hiç düşünmediğim ve bilinçli karar vermediğim halde gün içinde normal bir öğünü bilinçdışı sistemim kendi kendine hayatımdan çıkarmıştır.



Akşam olunca işler tersine döner. Akşam yemeğini büyük ve ağır yemek isterim. Hatta sıklıkla yatmadan bir gece öğünü yaparım. Kuşkusuz tüm bunları sağlıklı yiyeceklerden seçmeye gayret gösteririm. Bunlar da bilinç düzeyinde seçimler değildir, sinir sistemimden gelen emirlere ayak uydurduğum bir hayat tarzıdır. Diyeceksiniz ki bütün gün aç gezersen akşam tabii ki çok yersin. Ama durum bir kalori alma telaşı değildir. Sinir sistemi regülasyonu telaşıdır.


Yine arkadaşlarımla gece değil gündüz buluşmayı, gece evde sakince film izlemeyi yeğlerim. Eğer dışarı çıkarsam erken dönerim ve muhakkak yatmadan televizyon karşısında biraz sakin vakit geçiririm.


Peki bu kendiliğinden olan işler neden olur? Tüm bunları anlamlandırmam için 'Organic Intelligence' eğitimime başlamam gerekti ve tüm bu hayat tarzı seçimlerinin sinir sistemi regülasyonun bir parçası olduğunu anladım.


Sinir sistemi, sempatik ve parasempatik diye ikiye ayrılır. Sempatik sistem aktif, canlı, yapan, eden, koşan haldir. Parasempatik tarafsa, rahatlama, dinlenme, gevşeme anlarında devrededir. Parasempatik sistemin bir de sloganı vardır; “Ye ve rahatla!” Neden derseniz, sindirim sistemi parasempatik sinir sisteminin bir parçasıdır. Yemek yemek bir parasempatik uyarıdır. Yemekten sonra çöken o ağırlık, parasempatik sistemin devreye girmesidir. Sistemimiz dinlenmeye yönelir. Yemek yeme alışkanlığımızın sinir sistemimizin kişiye özel regülasyon zorlukları ile büyük ilgisi vardır.


Regülasyonu iyi bir sinir sistemi, sempatik ve parasempatik arasında rahatça geçiş yapabilir ama yaşadığımız dünyada hemen herkesin az ya da çok regülasyon sıkıntısı yaşadığımızı söyleyebiliriz.


Benim özel durumumda, benim sinir sistemi yatkınlığım sempatik sinir sistemi aktivasyonuna yatkındır. Aktif ve canlı olma hali akşam saatlerinde yavaş ve dinlenir hale geçmekte yani sempatikten parasempatiğe geçmekte zorlanır.



Bu nedenle yemek yemekten destek alırım, sindirimin parasempatik uyarısı sistemin yavaşlamaya ve dinlenme moduna geçmesine yardımcı olur.


Akşam aç kalmak benim için uykuya dalmakta zorluk demektir. Uyku sorunu ile ilgili yayınlanan birçok makale gece öğünü önerir. Çünkü karın açken sinir sisteminin kaç savaş tepkisi vermesi çok daha olasıdır. Kaç savaş sempatik sistem devrede demektir ve uyku hali yarattığı söylenemez.


Yemek yemekten böyle amaç dışı bir destek aldığım halde, hiçbir kilo sorunum yok. Hiçbir zaman da olmadı. Çünkü sistemimin kendi kendini düzenleme kapasitesi hiç fena değil. Yani aldığım destek sınırlı. Öte yandan eğer daha kaotik bir sistemim olsaydı, obezite, alkol ve uyuşturucu bağımlılığına kadar konu gidebilirdi.





Uzun yıllardır yaptığım yoga ve meditasyona bu noktada teşekkürü borç biliyorum ve umuyorum ki herkes, yemek, sigara, içki, uyuşturucu yerine kendi sistemini kalıcı ve organik olarak düzenleyecek bir yol bulur.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.