İyi de biz ne yiyeceğiz?

Uzun zamandır aklımı kurcalayan bu sorunun yanıtını buldum arkadaşlar!

Bu soru hepimizin aklında. Nasıl olmasın? Gün geçmiyordu ki yeni bir yiyecek tü kaka olmasın. Belki duymuşsunuzdur, son olarak yenmemesi gerekenler listesine tüm süt ürünleri de eklendi. Sütün pek de faydalı olmadığını, sindirim sistemimizi olumsuz etkilediğini uzun zamandır biliyorduk ve benim neslimden birçok anne, çocuğunu inek sütü vermeden büyüttü. Öte yandan peynir, yoğurt ve kefir canımız ciğerimizdi. Tüm süt ürünlerinin sağlıksız diye makaleler, kitaplar, uzman görüşleri görmeye başlayınca peynir bağımlısı bir insan olarak başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Teker teker besinlerin üstünden geçelim...

Buğday ve benzeri gluten içeren tahıllar, gluten bağırsak sağlığını olumsuz etkilediği için zaten uzun zamandır kötü yiyecekler arasındalar. Glutensiz beslenenler bir zamanlar köşe bucak kaçtığımız mısır, pirinç, patatesi yemekte bir sakınca görmüyor. “Beyaz pirinç boş kalori. Beyaz pirinçten uzak durun, bulgur tüketin” argümanından öyle bir hızla beyaz pirince doğru U dönüşü oldu ki algılarımız yetişmekte zorlandı.

Burada şöyle bir sıkıntı yaşanıyor, neyin iyi neyin kötü olduğu her zamanki gibi nereden baktığınıza bağlı. Sağlıklı beslenmede eskiden kan şekeri ve besin değeri mihenk taşıydı. Şimdilerde ise bağırsak sağlığı. Gluten bağırsak sağlığı ve florası için iyi değil ama tam buğday ununda sayısız vitamin, mineral var. Pirinç, tam buğdaya göre daha boş kalori ve kan şekerini daha hızla yükselttiği için mısır, patates, pirinç gibi gıdalar kan şekeri açısından kötüler. Kan şekerini gözetmek için hipoglisemik olmanız gerekmiyor. Hızlı yükselen alçalan kan şekeri hepimizin derdi. Çünkü yedikçe doymuyoruz, yedikçe acıkıyoruz.

O zaman bağırsakları düşünüyorsak gluten olan hiçbir tahılı, üstüne bir de kan şekeri dengesini düşünüyorsak gluten içermeyenleri de pek tüketmeyeceğiz. Süt ürünleri zaten yoktu. Devam edelim...

Şeker... Şeker de uzun zamandır kötü ve az tüketmeye gayret ediyoruz. Instagram şekersiz tatlı tarifleri ile dolu. Malzemelere bir bakıyorsunuz 12 tane hurma var! 12 tane hurma olan tarif şekersiz diye veriliyor insanlar da yapıp lüp lüp yiyor. Hangi şekersiz tarife baksak içinde bir tür şeker var. İnsan evlatlarının kendi kendilerini kandırma kapasitesinde sınır yok. Benden duyun istemezdim ama hurmadaki de şeker! Adı da fruktoz. Birçok meyve hele ki kuru meyveler fruktoz açısından son derece zenginler. Eğer şeker tüketmemek niyetindeyseniz rafine şekerden uzak durmak yetmiyor, fruktoza da bir sınır koymanız gerekiyor. Özellikle kan şekeri açısından. Ben açken 1 portakal ya da elma yersem kısa bir süre içinde çok daha aç hale geliyorum. Kan şekerim hopluyor. Öte yandan meyveler elbette vitamin, mineral kaynağı.

Düşük karbonhidratlı beslenmek sizin mihenk taşınızsa, meyvelerin ve sebzelerin bir kısmı ile vedalaşmanız gerekiyor. Muz, havuç, patates, kereviz evlerden dışarı!

Sebzelere daha çok dil uzatılmadı ama çok pişerlerse besin değerleri kayboluyor. Çiğ tüketilirlerse sindirime sakıncalılar gibi ileri geri konuşabiliriz haklarında.

Et ve yumurta özellikle düşük karbonhidratlı beslenme anlayışının en gözde yiyeceği. Ama kolesterolü merkeze koyarsanız et ve yumurtaya da bir sınır koymak gerekiyor.

Bütün bunları düşünürken geçen gün “İyi de biz ne yiyeceğiz?” sorusunun yanıtını buldum. Pek bir şey yemeyeceğiz! Çok ciddiyim. Gıdalarla ilgili ortaya çıkan gerçeklere bu kadar şaşırmamızın nedeni, hali hazırda yediğimizden çok çok çok daha az yemek yememiz gerektiğini bir türlü anlamamız.

Noah Harari, 'Homosapiens' kitabında gıda denen şeyin bu kadar bol olmasının insanoğlu için çok yeni olduğunu anlatıyor. İnsanlar olarak uzun süren açlık dönemlerinde geliyoruz 15-18 saat aç kalmanın yiyecek aramak bizim fizyolojimizin normali. Şu anda neredeyse bütün gıdalar kötü çünkü birkaç asırdır fizyolojimizi gıda denen şeyle suiistimal ediyoruz. Evrimleşmeden hızla değişmenin bedelini ödüyoruz. Bütün dünyada insanlar bir anda %50 daha az yemek yesin başımızdaki sağlık sorunların büyük bir kısmı bir anda ortadan kalkar.