Spor yap, sporcu olma…

Bu sözü kinesiyoloji (hareket bilim) eğitiminde hocamız Görkem Dizdar söylemişti. “Spor yapın, sporcu olmayın”


Bu günlerde kendisini de bu sözü de sık sık anar oldum. Zira Ladin her yaz olduğu gibi, bir yaz spor okuluna gidiyor ve ben de spor camiası ile haşır neşir oluyorum. Gittiği okul gayet iyi bir okul, hocalar da gayet iyiler... Ellerinde gelenin en iyisini yapıyorlar, niyetlerinden hiç şüphem yok. Bu yazının konusu spesifik bir yaz okulu değil... Bu yazının konusu spor dünyasındaki genel hal tavır...


Neden spor yapalım? Çünkü hareket etmek sağlığımız ve yaşam kalitemiz için iyi... Neden sporcu olmayalım? İşin içine rekabet giriyor, rekabet girince sınırlara saygı, optimumda kalma, ortandan kalkıyor da ondan... Profesyonel spor dünyasının genel mantalitesi “kalan sağlar bizimdir” cümlesi ile özetlenebilir... Spor sınırları aşmak ve yan tarafınızdaki her ne pahasına olursa olsun geçmek üzerinedir ve bu paha genelde kişinin kendini ruhen ya da bedenen ciddi biçimde sakatlanması ile sonuçlanır. Birçok başarılı profesyonel sporcu çok ciddi ağrılar ve sakatlıklarla uğraşır. Fiziksel ruhsal acı çeker. Yorulunca dinlenmek, fazla gelince bırakmak, hareket etmek isteyince etmek, hoşa gidiyor diye yavaşlamak profesyonel sporun fıtratında yoktur. Biz ise çocuklarımızın fabrika ayarlarında olan bu özellikleri bozmamak için uğraşıyoruz. Ne kadar beceriyoruz o tartışılır ama en azından spor dünyasını görünce baya yol aldığımızı anlıyorum.


Hocam Godfrey Devereux’e çocukların jimnastik yapması sorulmuştu. “Çocuğunuza zarar vermeyecek bir yer bulursanız yollayın, ama zor” demişti. “Jimnastik dünyası neredeyse tamamen şiddet üzerine kurulu”


Ladin; “Yorulunca dinlenmesine hocaları izin versin, mola almak istiyorsa alsın...” diye her yıl hocalara tembihte bulunurken kendimi bir tuhaf hissediyorum, yorulan çocuğun dinlenmesine izin verilmesi konusunda tembihte bulunmak durumda kalmak bana tuhaf geliyor. Hocaların hepsi ciddi spor eğitiminden geliyor, hepsi sporcu... İster istemez bildikleri dünyayı yansıtıyorlar, burası yaz okulu bu çocuklar sporcu olmayacak diye bir düşünce uyanamıyor.


Gelip giderken sık sık duyduğum motivasyon sözlerinden birkaçı...


“Bacağını en yavaş çırpan bebektir...”


“Yan taraftaki grup size gülüyor... Çok yavaşsınız”


“En hızlı kim koşacak...?”


“En iyi kim yapacak?”


“Durmak yok...”


Mindful okul bulamadık, herhalde spor okulu bulacak değiliz değil mi... Hadi ben daha fazla takmayayım bu konuya.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.