Şiir ve müzik kutusu kazanmadı cicim

Yaşananlar hiç umurumda olmadı yazı da yazmayı düşünmedim. Ama bir doktor muayenehanesinde; “Bu sefer şiir kazandı, müzik kutusu kazandı Onur’um” demecini tesadüfen duyunca “yok artık” diye yerimden sıçradım.


Bu sefer, purolu, kalantor adamlar kazanmamış; şiir kazanmış Metin kazanmış. Gençler bunu örnek almalı ve dünya malına mülküne değil gönül işlerine yatırım yapmalıymış. Ha bir de! Metin Hara’nın eski sevgililerini google’layacakmışız. Zaten hepsi, çok güzel, hepsi çok ünlü ve hepsi çok tatlıymış.


Ben de kendisine Metin’im, “Şiir ve müzik kutusu kazanmadı cicim” diyorum.


Metin Hara’nın dünyanın en güzel kadınlarından birini nasıl tavladığını anladık da Adriana’nın Metin’in kalbini nasıl çaldığına dair bir açıklama göremedik. Böyle bir açıklamaya gerek yoktu çünkü zaten Adriana Lima’nın var olan nitelikleri ile bir de Metin’e şiire yazacak hali yoktu. Çok güzel, çok ünlü olmanın üstüne, en fazla bir de “çok tatlı” olarak zaten yapacağını yapmıştı.


Ben şiir ve müzik kutusuna tav olmayacak pek az kadın tanıyorum. Dolayısıyla Metin Hara sandığı kadar büyük bir kurtuluş savaşına imza attığını düşünmüyorum.


Ama aynı zamanda çirkin bir kadından gelecek şiir ve müzik kutusuna tav olacak bir tane bile erkek tanımıyorum. Belli ki Metin’im de buna dâhil... Yoksa bir insanın bütün sevgilileri nasıl çok güzel ve çok ünlü olur? Ve neden bu nitelikler böyle gözümüze gözümüze sokulur?


Kadınların dünyasında yine hep kazananlar kazandı. Güzellik kazandı, bacak boyu kazandı, zayıflık kazandı, fitlik kazandı, ünlü olmak kazandı... Kadınları cenderede tutan her ne varsa o kazandı...


Şimdi sorsak “ne alakası var, Adriana benim kalbimi güzel kalbi ile fethetti” der. Ve Adriana’nın da çok güzel bir de kalbi olabilir. Bu spiritüel dünyanın erkeklerinin en büyük yalanıdır. Hepsi gönül gözüyle görür... Ama nedense gördükleri ve seçtikleri güzel kalpleri, hep sülün gibi kızlar taşımaktadır. Biri bile elinde bir müzik kutusu ile çıkagelen 100 kiloluk bir kızın o çok gerçek çok güzel kalbini görmez. İş kadınlara gelince bir türlü şiir ve müzik kutusu kazanamaz. Bir sürüye dahil olmak ellerini kollarını bağlar, çıkıp göğüslerini gere gere “güzel kadın seviyorum, ünlü kadın seviyorum” diyemezler. Üstüne bir de kalbi güzel olursa daha da acayip seviyorum diyemezler. Diyemedikleri yerde de yürüdüklerini iddia ettikleri Yol onları sırtlarında atar...


Eski sevgilimle kadın erkek ilişkileri konusunda dertleşiyorduk. Ben “çok takılıyorsun güzelliğe, ihtiyacın olanı sana verebilecek, mutlu olabileceğin kadınları göremiyor olabilirsin” dedim. “Hiç umurumda değil” dedi. “Mutlu olmak benim için o kadar önemli değil, beraber olduğum kadının güzel olmasını tercih ederim”.


Bence bu insan Metin Hara’dan kat ve kat daha spiritüel bir insan. Bu 'Yol' başka türlü yürünmez.


Metin Hara’nın kitabını okumadım ve kendisinin hep Jeff Foster taklidi olduğunu düşündüm. Batılı genç bilge... Kitabı okumamamın nedeni orijinal bir fikir içermediğini düşünmem. Budha’dan bu yana binlerce yıllık düşüncelerin, genç bir adamın dünyası üzerinden tekrarlanan bir iletişimi...


Ve tüm bunların hiçbir sakıncası yok... Hatta tüm bunlar iyi... Bu çok kıymetli fikirlerin genç adamlar tarafından anlatılması, bu çok kıymetli Yol’a bu genç yaşlarda düşülmesi, bence çok iyi...


Tüm bunlar ancak olmakta olanın ne olduğunu bilirseniz iyi. Tüm bunlar -mış gibi yapılmadığı üstüne olmayan şeyler eklenmediği zaman güzel.


Metin Hara’yı eli kalem tutan, iletişimi kuvvetli, girişken, spiritüel işlere merak salmış, bu konuda hırsları olan bir genç olarak görürseniz zaten ortada sorun kalmıyor. Sorun Metin Hara’nın kendisini ve etrafındakilerin Metin Hara’yı böyle görmemesiyle baş gösteriyor. Olmadığın gibi olmaya başlayınca o Yol’dan çıkıyorsun. Ne hırslı olduğunda, ne cahil olduğunda... Hırslı ve cahil değil-miş gibi yaptığında yol seni sırtından atıyor... Bütün komplekslerini kucaklayıp, sırtlayıp düşersen yola; o zaman Yol sana yürünür oluyor.


Metin Hara’nın kitabını yazdığı Yol’u yürümeye cesareti varsa, gazetelere verdiği demeçleri bir daha bir daha okur. Bu demeçlerdeki kompleksleri görür, o komplekslerin gözlerinin içine bakar, onları kucağına alır, başlarını okşar ve tekrar yola çıkar... Hepimiz, her gün öyle yapıyoruz... Sevilmemekten korkmak suç değildir.


Zeynep Aksoy, YinMindfulness Festivali’nde “bir hoca neden çok bahsediyorsa derdi onunladır” demişti. Bu yol doğrusal değildir, döngüseldir. Bazen bir bakmışsınız sanki hiç yürümemiş gibi başladığınız yere geri dönmüşsünüz...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir kesinlikle, kadinlar dunyasinda gene klasik seyler kazandi
    CEVAPLA
  • Misafir "Bu yol doğrusal degildir, donguseldir." Şahane bir yazi, yüreğinize sağlık.
    CEVAPLA
  • Misafir Harika! Hislerime tercüman olmuş
    CEVAPLA
  • Misafir "sevilmemekten korkmak suç değildir." gerçekten çok çok şahane bir ifadeymiş. nice taşlarım yerine oturdu.
    CEVAPLA
  • Misafir Yüreğinize saglik muhtesemsiniz
    CEVAPLA
  • Misafir Atmadiniz. Ve kndi cabalari ile ulasan birini gorunce kiskanclik krizine girip tanimadiginiz bi insani kotu bi figur haline getiriosunuz...
    CEVAPLA
  • Misafir kendi kalitenizin bi anda arttigini hissedersiniz. Bnce once onla birebir bi tanisma ortamini saglayin bi sohbet edin ondan sora degerli yorumlarinizi paylasin. Ayrica da kiskananlar icin soluorum, adriana metinle opmadan once herkesin onla beraber olma sansi vardi, niye kendinize guvenipte adim atm
    CEVAPLA
  • Misafir Bence yorum yapmadan soz konusu olan kisiyi bi taniyin derim. Kaldi ki ben metini yaklasik yirmi bes senedir tanirim. Ya arkadas cevresinde ya da profesyonel ortamda konusmalarini dinlerkn keske bitmese keske bu gunun sonu olmasa dersiniz. O kadar keyifli konusur dedikleri o kadar dusunmenizi saglar
    CEVAPLA
  • Misafir Paparazzi gibi konuları çekip arka planını hiç sunmadan yorumlamanın doğru olmadığını düşünüyorum
    CEVAPLA
  • Misafir Çocuğa sen yakışıklı değilsin nasılda oluyor yanında adriana deniyor, ayşe arman "sen de marlon brandonun gençlik hali değilsin ne buldu bu kız sende" deniyor Metin de bunun üzerine eski sevgili konuşmasını geçiriyor. Her ne kadar o yapılan konuşmayı tasvip etmesem de olayın gerisini almadan
    CEVAPLA
  • Misafir Harika
    CEVAPLA
  • Misafir sahane, kimseyi batirmadan ana gayet net aciklanmis, tebrikler
    CEVAPLA
  • Misafir Seni neden çok sevdiğimi bir kez daha anladım Esra'cım. Düşündüklerimin yanında düşünemediklerimi de yazmışsın. Akĺınla bin yaşa. Bayılıyorum yazdıklarına, iyi ki varsın.
    CEVAPLA
  • Misafir hiç yürümemiş gibi ❤❤❤
    CEVAPLA
  • Misafir Düşüncelerime tercüman olmuşsun, ağzına ve kalemine sağlık
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.