Bu yazıdaki düşünceler taklittir

Gün geçmiyor ki bir uzman, insanlık tarihi kadar eski bir fikri az önce kendisi bulmuş gibi bir zemine yazıp, altına da Kemal Atatürk yazar gibi ismini yazmasın. Alıntı ben de seviyorum ama bu tarz alıntıları görünce kusura bakmayın ama kaba etlerinle gülesim geliyor.


“Dostum, taklit olduğunu kabul et ve şimdi geç yerine otur! Hiç olmazsa sahtekâr olmazsın.” diyesim geliyor ve hatta dedim bile...


Benim yazılarım hamdolsun taklittir. Sadece bu yazıdakiler değil. Bütün yazılarımdaki düşüncelerin hiçbiri bir orijinallik taşımaz. Romanlarım da buna dahildir. Durmaksızın yazı yazıyorum ama insanlık tarihine tek bir orijinal fikir hediye ettiğimi düşünmüyorum. Üstelik yazdığım her şey son derece sahicidir ve tutkulu bir içten bilme ile yazarım. Bildiğim ve ortaya koyduğum her şey genelde içten bilme ile olur, çoğu sezgisel ya da analitik bir süreç sonucu benden doğarlar. Ama hiçbirinin kökünde orijinal olmadığını bilirim. Taklit etmediğim halde, taklitlerdir. Hepsi içimde bir çiçek gibi yoktan filiz verirler. İlk kez söylendiğini düşündüğüm herhangi bir fikrim, ilk kez anlatılacak bir hikâyem olduğunu sanmıyorum. Bu fikir bile orijinal değildir. Bir gün bir yerde (nerede hatırlamıyorum yoksa referans verirdim). Edebiyat dünyasındaki tüm yazarların istisnasız hepsinin taklit olduğunu okumuştum. Sadece James Joyce gibi dâhiler tamamen orijinaldir, yani hiç söylenmemiş bir şeyi söyleyip hiç yapılmamış bir şeyi yapmışlardır. Gerisi var olan şeyleri yinelerler.


Şu ana kadarki yazının gidişatından anlaşıldığı üzere; bu tamamen orijinal olmama hali benim pek umurumda değildir. Çünkü ben kendi bilinç dışımla karşılaşmaktan hoşlandığım için yazarım. Hikayelerin daha derin bir hikayeyi anlatmak için uydurulmuş muhteşem yalanlar olduğuna inanırım. Benim bilinç dışımda herkesinki gibi biriciktir. Benim doğduğum gün, benim anne babamdan doğup, benim yaşadıklarımı benim genetik mirasımla yaşamış bir tek kişi vardır. Ama aynı zamanda benim bilinç dışım da herkesinki gibidir. Yani insan olma hallerinden ibarettir ve bu anlamda son derece sıradandır. Dolayısıyla dönüp dolaşıp insanlık tarihi boyunca aynı düşünceleri düşünüp aynı hisleri hissedip, kendimizle ilgili aynı keşifleri yapıyor olmamızda şaşılacak bir şey yoktur.


İlla orijinallik diye tutturuyorsanız elbette her içten çalışma buram buram orijinallik kokar. Milyarlarca kez anlatılmış sıran bir insanlık halini yeni bir hikâye ve dille tekrar anlatmak yeterince orijinaldir. Ya da Buddha kadar eski fikri modern bir bağlamda becerikli bir şekilde gündeme getirmek harikadır. Ama bunu becerdik diye Kemal Atatürk’e bağlanmanın anlamı yoktur.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir ne cok "ben" "ben" "ben" var yazida ☺
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.