Anne olmak için uygun değilmişim
Geçtiğimiz günlerde ebeveyn olduktan sonra aslında ebeveyn olmak istemediklerini anlayan insanların görüşlerine yer veren bir yazı yayınlandı. Bu insanların hepsi çocuklarını ölümüne seviyordu. Sadece ebeveyn gibi yaşamak onlara haz vermemiş, aksine hayattan aldıkları zevki çok azaltmıştı. Bilseler bu seçimi yapmazlardı. Bu insanların kimliklerini gizleyerek ama dürüstçe duygularını anlatmaları çok hoşuma gitti. Her olayda ayın bir karanlık yüzü var ve insanların bu karanlık yerleri gün ışığına çıkarması bizi ruhsal yalnızlıklardan koruyup kolluyor. Ne güzel...
Ben o ebeveynlerden biri değilim. Ama onları iliklerime kadar iyi anlıyorum ve hiç yargılamıyorum. Anne olmanın bütün eziyetine rağmen bu insanlık hali benim hoşuma gidiyor, hayattan aldığım hazzı arttırıyor. Tabi çoğu zaman. Yoksa her anne gibi “ay imdat” dediğim günler de oluyor, “ay çok şükür” dediğim de. Ama geçtiğimiz altı yılda yaşayacaklarımı bilseydim de yine bu seçimi yapardım. Anne olmak benim hayat deneyimimi çok zenginleştirdi, beni büyüttü, besledi hiç kuşkum yok.
Bütün bu hislerime rağmen etrafımdaki hiç kimseye “ay anne olmak çok özel bir duygu, çocuk yap” demişliğim yoktur. Dünyada “çocuk yap” baskısı kadar korkunç bir baskı yok. Özellikle de kadınlar için.
Geçtiğimiz günlerde sokakta bulunan bir İngiliz Seterine yuva arayan iyi niyetli ilan gördüm. İlanda boynu bükük köpeciğin fotoğrafı konmuş ve “sıcak bir yuvadan başka bir şeye ihtiyacı yok” yazılmış. İnsanlara “çocuk yap, anne olmak çok özel bir duygu” demek de aynen buna benziyor.
Çünkü ne yazık ki bu ilan gerçeği yansıtmıyor. İngiliz Seteri bir av köpeği ve hele ki gençse sıcak bir yuvadan çooooook fazlasına ihtiyaç duyan bir hayvan. Sahiplenip geri vermek zorunda kaldım, oradan biliyorum. O ilanda “günlük hayatını büyük ölçüde değiştirmeye hazır değilsen, bütçenden ciddi bir para ayıramayacaksan, günde en az 8-9 kilometre yürümesi gereken bu hayvanı lütfen sahiplenme” yazması gerekiyor.
Kendiniz bakmayacaksanız kimseye “çocuk yap, şahane bir duygu” denmez.
Belki o ünlü reklamda olduğu gibi “dünyanın en zor ama en güzel işi” denebilir. O kadar.
Çocuk sahibi olmak için bütün bu meseleleri kafasında evirip çevirenler içinse zorluk şuradan kaynaklanıyor: Bir yazısında Defne Suman’ın dediği gibi “çocuk sahibi olmak orgazm olmaya benziyor, olmadan neye benzediğini hiçbir zaman bilemiyorsunuz.”
YORUMLAR