Çünkü hayatın buna bağlı
“Sanki hayatın buna bağlıymış gibi pratik et, çünkü hayatın buna bağlı.”
Jon Kabat - Zinn
Geçtiğimiz günlerde ABD’ye iş seyahatine gittim. İş dünyasında “mindfulness” (Şimdiki zaman farkındalığı denebilir) yükselen değer olmuş. Önüme bir araştırma kondu. Dr. Maya McNeilly tarafından yapılmış. Araştırmanın sonuç kısmı konuyu bayağı kapitaliste bağlamış, elime alınca şaşırdım kaldım.
Şimdiki zaman farkındalığının, hadi daha da basite indirip bu amaca hizmet eden meditasyonun diyelim, nörolojik etkilerini ve faydalarını sıralıyor.
Nörolojik etkilerini biliyordum, pek şaşırmadım. Bilimsel verilerle burada uzun uzun uzun yazıp canınızı sıkmayacağım ama çıkan sonuç şu; meditasyon beyninizi, sinir sisteminizi, hormon sisteminizi ve aklınıza gelebilecek bilim dünyasının farkında olmadığı kim bilir hangi sistemlerinizi kökünden etkiliyor.
Stresi azaltıyor, uyku kalitenizi arttırıyor, depresyon vs gibi sayısız derde çare oluyor. Üstelik bedava, her neredeyseniz orada yapılıyor ve pek zaman da almıyor.
Yukarıda saydığım konular üzerinde dünyada bir tartışma bile yok. Bu böyle... Bunu herkes artık biliyor. Hatta Amerikan iş dünyası o kadar iyi biliyor ki büyük havalı şirketlerin bir numaralı insan kaynakları politikası içine giriyor, moda oluyor.
Araştırma kapitaliste bağlamış dediğim kısım burada geliyor. Araştırma, göz yaşartıcı bir naiflikte meditasyonun kurumsal hayata faydalarını sıralamış.
Efendim çalışanlar arasında verimliliği arttırıyormuş, sağlık harcamalarını dolayısıyla şirketler için özel sağlık sigortası masraflarını azaltıyormuş, istifaları azaltıyormuş, bağışıklığı güçlendirdiği için hastalık nedeniyle yaşanan iş gücü kaybını azaltıyormuş. Yani çalışanlar meditasyon yaparsa daha çok ve daha iyi çalışırlarmış ve kurum daha az para harcamak zorunda kalırmış.
Okudukça araştırmayı yapan bilim insanın muhtemelen meditasyon yapmadığını düşündüm. Ya da yapıyorsa da muhtemelen bu araştırmanın kakalandığı ceo’lar yapmadıkları için sonuçları sevinerek kabul ediyorlardır.
Kadıncağızın ortaya koyduğu sonuçlar ilk aşamada elbette doğrudur. Ama meditasyon cok güçlü bir yöntemdir ve şişede durduğu gibi durmaz. Bir bakmışsın insanlar daha az korkar hale gelmişler, ya da daha aza ihtiyaç duyar hale... Sonra al başına belayı.
Dünyada aşırı derecede fazla üretim var. Bu kadar üretime ihtiyaç yok. Dolayısıyla çok fazla tüketim var bu kadar tüketime de ihtiyaç yok. İşe gidip insanlığın ihtiyaç duymadığı şeyleri üretip, sonra kazandığımız paralarla ihtiyacımız olmayan şeyleri satın alıyoruz.
Hepimizin çeşit çeşit korkuları var, herkesin ödü kopuyor. Kurumsal hayatta çalışan insanların içinden korkuyu çıkar, Pazartesi günü İstanbul’da trafik olmaz.
Ünlü filozof Seneca “Yoksul çok şeye ihtiyaç duyandır” demiş.
Şimdiki zaman farkındalığı/meditasyon insanı kendisine yaklaştırır. En büyük yan etkisi hayattan daha az korkmaktır. ABD’de “meditasyon yaptırın daha çok çalışsınlar” ana temalı bu naif araştırmayı okurken haykırmak istedim:
“Tehlikenin farkında mısın Amerika!”
Gözünüz korkmasın. İki gün yaptınız diye hemen erip işi gücü bırakmıyorsunuz. Amerikalılar herhalde ondan rahatlar. Gene de sayısız meyvesi var. Benim bir insana verebileceğim en güzel hediye onu yoga ve meditasyona başlatmaktır.
Bu nedenle bu yazıyı yazıp, size vesile olmak istedim.
Yeni başlayanlar evde meditasyon yapmak için akıllı telefon app’lerinden faydalanabilir. Benim bildiğim bir iki tanesi (Insight Timer, Calm, Headspace)
Meditasyon çalışması için ise Godfrey Devereux’ü tavsiye ederim. Kasım’da Cihangir Yoga’ya gelecek.
YORUMLAR