Koşun mahalle, kadına şiddet var

İstatistikler apaçık gösteriyor ki, kadına şiddette ve kadın cinayetlerinde herhangi bir durulma yok, aksine artış devam ediyor. kadincinayetlerinidurduracagiz.net’e göre 2014 verilerini belli başlıklar altında ele almak mümkün. Kadınlar en çok kendi hayatlarına devam etmek ve yeni bir hayat kurmak istedikleri için öldürülüyorlar. Kadın özgürlüğünün erkekler tarafından asla kabul edilememesinin net bir göstergesi bu. Erkekler, sanki kadından çok, onun özgürlüğüne düşman.


İkinci sırada ayrılık/boşanma başlığı yer alıyor. Bu başlık da, görüldüğü gibi yine kadın özgürlüğüyle ilintili. Ek olarak okumak gerekirse, erkek egemen toplum tarafından şişirilmiş ego giriyor burada devreye ve namus, evin reisinin(!) otoritesinin sarsılması, kendi başına hayatını devam ettiremeyecek olmanın aczi gibi durumlar, bu maddenin gizli alt metni. “Benden ayrıldı, ben de öldürdüm”ün altında aslında buna benzer sebepler yatıyor.


Üçüncü sırada bilinmeyen sebepler var ki, bu başlıkta erkek için “makul şüphe” kavramı yeterli bence. Erkeğin bir kadını öldürmesi için sebebe ihtiyacı yok diye de okunabilir.


Son başlık, ekonomik sebepler. Farklı okumalara açık. Aşırı harcama ya da ekonomik güç olmadığı için hiç harcayamama gibi çeşitli nedenlerden kaynaklansa da hiçbir neden cinayet için gerekçe değil tabii ki.


Kadının kimin tarafından öldürüldüğü noktasında ilk sırayı açık ara koca alıyor. Ardından sırasıyla akraba, tanıdığı biri, erkek arkadaşı ve eski koca geliyor.


İşte bu noktada Ak Parti milletvekili İsmet Uçma’nın; “Mahallenin namusu diye bir şey geliştirebiliriz. Birine bir şey yapılıyorsa herkes ona sahip çıkar, yapanı ifna (yok etmek) eder.” sözleri geliyor gündeme. Uçma’ya göre kadını şiddetten ve ölümden koruyacak yegâne kurum mahalle.


Hadi velev ki mahallenin namusu kavramı çok hoşumuza gitti ve mahallece beklemeye başladık. Tetikteyiz. Hangi evden ne tür sesler geliyor, kimin tınısında bir gerginlik, kiminkinde bir feryat, kiminkinde bir el aman var dinliyoruz. Koşup yetişeceğiz.


Yetişeceğiz de ses bütün şehirden, bütün ülkeden geliyor. Sadece evde şiddete uğramıyor ki kadın. Sadece evde öldürülmüyor. Öldüren ya da şiddet uygulayan sadece kocası değil ki. Evler, sokaklar, işyerleri, baba ocağı, ana kucağı her yer cinayet mahalli. Ve koca, baba, kardeş, sevgili hepsi katil. Bu durumda hangi mahalleli, hangi mahallenin bekçiliğini yapacak?


Hadi velev ki bir eve mahallecek müdahale edebildik. Kadını şiddetten ve ölümden kurtardık. Evin erkek bozuntusunu da çektik bir kenara. Kendisini, Uçma’nın deyimiyle biraz “ifna” ettik. E sonra? Bir sorunu çözelim derken yol açacağımız yeni sorunları kim çözecek? Onun için de, mahallenin namusunu kirletenlerin namusunu koruma komitesi mi kuracağız?


Sen, topluma kadın-erkek eşitliği kavramını empoze etme, hatta bunu kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, fıtrata ters gibi açıklamalarla gerekçelendir, demokrasi kavramını kitlelerin içselleştirebilmesi için gerekli pedagojik, siyasi ve hukuki altyapıyı hazırlama, insanları şiddete yönelten maddi ve manevi sebepleri ortadan kaldıracak ya da en aza indirgeyecek çözümler sunma, diyanetin kadın hafifçe dövülebilir gibi çağdışı fetvalarının arkasına sığın, sonra da kalk, mahalleli kendi sorununu kendi çözsün de.


Velev ki buna da evet. O zaman devleti de muhtarlar yönetsin, siz de gelin mahallenin saflarına katılın. Hep beraber kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini durduralım. İlk muhtar seçimlerinde de oyumuzu size atalım.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir şuna bir bak: http://www.haberturk.com/gundem/haber/1038316-bekar-erkege-cinsel-ihtiyac-odenegi-verilsin
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.