Bozcaada’yı batırma planı

Son yıllık iznimde Bozcaada’daydım. İlk gidişimde Ada’ya söz vermiştim. Tekrar geleceğimle ilgili. Limanında bile yüzülebilen, saf yeşilinin insana “hiçbir şeyin kirletemeyeceği kadar güzel” duygusunu yaşattığı benzersiz ada.


Bozcaada’nın güzelliklerini bilenlere anlatmaya gerek yok. Son gidişimde bana neler yaşattığını ve ilk kez gidecekleri ise nasıl bir rüyanın beklediğini merak edenler “Bozcaada’ya Güzelleme” adlı yazımı okuyabilirler.


Şu günlerde büyük bir üzüntüyle görüyorum ki, bu güzelliği hiçbir şeyin kirletemeyeceği düşüncem fazla safdilceymiş. Gözünü rant bürümüşlerin bir gün Bozcaada’ya da musallat olabileceklerini es geçmişim.


Geçtiğimiz yılın mayıs ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 1/25 bin ölçekli nazım imar planı, duyarlı Bozcaadalılar’ın ve doğaseverlerin desteğiyle yargıya taşınmıştı. Peki ne öngörüyordu bu plan? Yapılaşmaya açılan kıyılar ve bakir koylar, tarım alanlarına kurulan tarımsal (!) fabrikalar, bağlara verilen yapılaşma izni, oteller, tesisler, otobanlar ve Bozcaada’nın benzersizliğine kasteden bir sürü şey…


Plan yargıya taşınınca sular biraz durulur gibi olmuştu. Ama bakanlık, tabir caizse eli arttırdı ve imar planını 1/100 bin ölçekle yeniden ele alarak Bozcaaada’nın kâbusu olmaya devam edeceğini bir kez daha ispat etmiş oldu.


Şimdi plan, Çanakkale ve Balıkesir’i de içine alan projelerle genişledi ve artık bölgenin de kâbusu. Üstelik ikinci planın ortaya çıkması, ilkinin de davasının düşmesi anlamına geliyor.


Peki önümüzdeki yıllarda Bozcaada’yı ve ada âşıklarını ne bekliyor?


2040 yılına kadar öngörülen ada nüfusu 11 bin. Bugünkü nüfusun tam beş katı. Yaz aylarında doluluk oranı yüzde yüzlere ulaşıyor ve belediye misafir ağırlayamayacağını açıklamak zorunda kalıyor. Böyle bir yerin bu nüfusu kaldıramayacağı ve sosyal ve kültürel olarak büyük zarar göreceği gün gibi ortada. Buna zarar da denmez. Bozcaada’nın yok olması demek bu.


Bir de bu yetmezmiş gibi, özel sektöre de “bakir koyları işletme hakkı verildi. Daha düne kadar beş kuruş ödemeden denize girebildiğiniz, gezebildiğiniz koylar, artık ücretli olabilir. Daha da önemlisi koylarda tesislere yönelik yapılaşmaya gidilebilir.


İlk İşletme hakkı daha şimdiden Beylik Koyu için verildi bile. Üstelik Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün bir çalışanına. Bundan sonra Beylik Koyu’na ücret ödeyerek gireceksiniz ve bu daha başlangıç.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.