Bu Ramazan dişe dokunur bir şeyler sorsak orucumuz bozulur mu?

Her ramazan başında aklıma Yiğit Özgür’ün şu diyaloğa sahip karikatürü gelir:

Vatandaş: “Ağzımızda suyu dolandırıp yutmadan çıkarırsak oruç bozuluyor mu?”

Hoca: “Bozulmaz.”

Vatandaş: “Peki ağza suyu aldık… Hafiften dolandırıyoruz… İnceden bademciğe dokunuyo… Derken hop, bi damla yapıştı diyelim bademciğe… Lıp lıp, nefesle bi içeri bi dışarı girip çıkıyo…”

Hoca: “Tam o anda cehennemi düşün...”

Vatandaş: “Haa… Olmuyo yani… Peki suyu ağza aldık…”

Hoca: “Lıkır lıkır iç, itoğlu it, bi bok olmaz senden…”

Bu ramazan Nihat Hatipoğlu hocamız, Saatli Maarif Takvimi öğütleri için yüklü bir miktar para alacakmış dediler. Helali hoş olsun. Ama akabinde, alınacak paranın o kadar da yüklü olmadığı hocamızın Facebook sayfasında şu sözlerle açıklanmış: “Nihat Hatipoğlu hocamızın ramazan ayı boyunca 60 program karşılığında sadece 80 bin (TL) alacağını Ali Eyüpoğlu (Milliyet Magazin’nden) açıkladı. 600'ü (600.000 TL denmek isteniyor) uyduran emek düşmanı ahlaksız şarlatanlara duyurulur. İslam dinini anlatıp ümmete millete dini öğreten ehl-i sünnet çizgisinde olan bütün âlimlere dünyayı verseler azdır.” Ehl-i sünnet çizgisinde olan bir âlimin üslubuna ve “dünyayı verseler azdır” yorumuna dikkatinizi çekiyorum. Niye âlim dediğimiz ilim sahibi kişi azla yetinmiyor da kendisine dünyayı versek az geliyor? Yine de bu üslup, olsa olsa sayfayı yönetenlerin ayıbıdır deyip hocamızı tenzih edelim.

Şimdiden sorulacak soruları görür gibiyim: Makyaj yapmak orucu bozar mı? Oruçluyken yanlışlıkla rujumu yedim, kaza mı etsem? Dişlerimi fırçalarken genzime diş macunu kaçtı, hiçbir şey olmamış gibi davrandım. Sizce günaha mı girdim? Oruçluyken denize girmek caiz midir? Bikinili bir kadın görmek orucu bozar mı? Peki, mayolu olursa n’olur?

Bunlar makul olanlar. Bir de hocamız vasıtasıyla günah çıkarmak için “oruçluyken eşimi aldattım, kefaret orucu tutsam günahım affolur mu?” benzeri soru soranlar var ki onlar fena.

Şunu da biliyorum ki, makul sorular karşısında hocamızın yüzünde nurdan bir gülümseme oluşurken, makul olmayanlar karşısında nuru bulutların arkasına saklanacak. Yine de sabırla dinleyip bütün sorulara iyi niyetle cevap verecek.

Tamam, dilimizde “her koyun kendi bacağından asılır” diye bir özdeyiş var ama, bu ramazan hepimiz şu kendi kıçımızı kurtarma derdinden kurtulup şöyle dişe dokunur sorular sorsak da hocalarımız da Yaradan’a sığınıp esaslı cevaplar verse? Bu ramazan kamusal sevaplar işlesek ya da bir sevabı paylaşsak?

Mesela desek ki hocamıza ve her kanalda boy gösteren hocalarımıza:

Soma’da hayatını kaybeden 301 canı, ailelerini ve onları bu hale düşürenleri unutmak orucu bozar mı?

Ali İsmailleri, Abdullah Cömertleri, Berkin Elvanları, Ethem Sarısülükleri, Mehmet Ayvalıtaşları öldürenleri peki? Bile isteye, döverek, kurşunla, tekmeyle, sopayla?

Ya ayakkabı kutularını? Ya o saati? Ya sıfırladım babacım babacıkları?

Hakara makarayla her cuma bir ayet sallayanları?

Vatandaşını tekme tokat döven danışmanları?

Ortadoğu’yu kendi anlayışlarıyla dizanyn etmeye kalkanları?

Her kim ki bu ramazan böyle sorular sormuyor ve hocalarımız da şöyle esaslı cevaplar vermekten kaçınıyorsa, işte tam o anda cehennemi düşünsün. Ve bilsin ki, devekuşları gibi kafalarımızı kuma gömdüğümüz sürece, yaşadığımız her yer bize cehennem olacak.