Dostların belleğindir

Gün güzel. Dostlar gelmiş. Çocukluğumun canlı tanıkları. Bir gün kendi tarihimin kaydını tutamazsam onlara sonuna kadar güvenebilirim. Onlar da bana. İki gün boyunca birlikteyiz. İki masa kuruyoruz. İlki gece. Mezeler, rakılar, muhabbet. Tekrarlar insanı sıkar. Ama iş, anıların tekrarıysa o zaman başka. Konuşuyoruz. Konuştukça bir daha yakalanıyor o günlerin havası. Aslında hiç değişmemişiz. Büyük büyük laflar etmişiz sadece. İşte, bakıyorum, onlar açısından hâlâ aynı adamım ben. Daha da ötesi, asıl onların yanındayken kendimi kendim gibi hissediyorum. İyi ki gelmişler. Ziyaretleri, bozulan dengeme verilen bir tür ayar sanki. Kimlere kimlere uyarlanmaya çalışmışız bugüne kadar. Her biri var olan ayarlarımızı biraz daha bozmuş. Sonuç? Kendi kıyılarına hasret, başkalarının denizlerinde kendini bulma çabası.



Gece güzel. İstanbul, Pastırma Yazları’nın öncesinden bize gülümsüyor. Boğazda hafif bir akşam esintisi. Rakılar tazeleniyor. Kafalarımız da rakılarımız gibi artık. Hafif dumanlı. Dostluk dediğimiz şey, sadece tatlı anılardan ibaret değildir. Öyleyse kederin kapıları da aralansın biraz. Kendi kendini kemiren yaralarımız, bir bir ortaya çıksın. Dostlara sunulan bir samimiyet göstergesi olarak.



Kendini bir dostun gözünden görmek gibisi yok. Aslında birçok sıkıntına seninle birlikte kafa yormuş. Belki söylemeye fırsat bulamamış, yahut vakti olmamış. İşte şimdi tutulan dillerin zamanı. Söylenen her kelime bir yaramızı daha sağaltsın. Ve anlayalım ki, kederden geberdiğimiz en çaresiz zamanlarımızda bile dostun bir sözüyle kendimizi bulabiliriz.



İkincisi gündüz. Bir çınar altı kalabalığının en huzurlu köşesi. Çaylar, kahvaltı ve sabah mahmurluğu. Akşamdan kalmışız. Ama hepimizde önceki gecenin yorgunluğunu aşan bir dirilik. Keyifliyiz. Dile getirilmemiş kelimelerin ağırlığıyla geçirmiştik günleri. Söylenmeyen her kelime sırtımıza bir kambur daha yüklemişti. Şimdi, yepyeniyiz. Mutlulukla susuyoruz. Artık konuşmasak da biliyoruz ki, sütlimandır hepimizin içi. Öyleyse suskunluk, bir dostluğun en yoğun halidir.



Akşama doğru dönüş hazırlıkları. Hiçbirimizde telaş yok. Dostlarım, çocukluğumun kentine doğru yola çıkacaklar, ben şimdilik biraz daha buralarda kalacağım. Bir kere gelmiş bulunduk. O zaman yenilgilerin en güzelini bulmak için burada yaşamaya devam. Her yenilgiyi yeni bir dost ziyaretiyle zafere dönüştürene kadar.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.