Kendi kalesine (KK) gol atan Ümit Özat!

Aslında aynı terane…

Aslında aynı garabet…

“Bu saçmalığa artık gülmeliyiz” diyeceğim ama bizde de kabahat...

Güleceğimiz yerde sinirleniyoruz.

Bırakmıyorlar peşimizi…

Bir çukur ki bizi illa içine çekmeye çalışıyor.

Herhalde bizim göremediğimiz bir yerlerde, sadece bazılarının bakma izni olan ve içinde “Kadınlar nelerden anlamaz” diye bir liste var ve haberimiz yok.

Biz gerçekten bu görünmez listeden bıktık ama bıkmayanlar varmış demek ki...

Hikâyeyi bilmeyenler için özetlemek gerekirse:

23 Eylül 2012 tarihinde Ümit Özat, Twitter'daki hesabından duyurdu:

“Bu akşam ve yarın akşam HABER TÜRK’te bizim stadyumdayız!”

Yazım hatalarıyla, günahıyla sevabıyla attı tweetini.

Fenerbahçe-Trabzon maçının arkasından pozisyonlar, futbolcular değerlendirilecekti.

Ümit Özat’ın yine kendi deyimiyle ‘proğram’ başladı.

Taraftar röportajlarının ardından Ümit Özat’ın şutları başladı.

Özat’'a göre kadınlar erkekler gibi futboldan anlamıyordu. Programın konuklarından, meslektaşımız Simge Fıstıkoğlu Özat’ın bu sözlerine tepki gösterince Özat artık şut çekmeyi bıraktı.

Ringe çıktı. Özat, göz göze gelmekten dahi imtina ettiği Simge’ye, “Ben sizinle futbol tartışmam. Ben eşimle bile futbol tartışmam. Benim futbol tartışacağım kişinin, benim kadar futbol bilgisi olması gerekir” deyince film koptu.

Özat, kendisine ‘siz’ diyen Simge’ye ‘sen’ demeyi tercih ederken seviye ayak bileği seviyesine indi. ‘Proğram’ futbol programı olmaktan çıktı. Özat’a göre onun futbol konuşacağı kişinin, en az Özat kadar futbol bilgisi olması gerekiyordu, Özat’la bir masanın etrafında durabilmek için onun gibi futbol kariyeri yapmış olmak gerekiyordu.

Hatta bir ara Simge’ye “Bana antrenman tekniklerini say, say dedim; sayamazsın tabii, çünkü bilmiyorsun” diyerek programı teknik direktörlük sınavı noktasına kadar getirdi.

Ve sonunda da “Bu konsept bana ters” diyerek programı terk etti.

Madem kendisi konsept uzmanı, kendisine soruyorum: Mesela Ümit Özat’a kalsa biz nelerden konuşabiliriz?

Kadınlar olarak sadece örgülerden ve yün çeşitlerinden, yemeklerden ve tencerelerden ve pişirme tekniklerinden mi konuşmamız gerekiyor?

Yoksa şöyle bir iznimiz var mı? Malum ülke zor günler geçiriyor, lisede öğrendiğimiz vatandaşlık bilgisi ve güvenlik dersinden kalma bilgilerimizle Türkiye’nin güvenliği hakkında da konuşabilir miyiz, yoksa sadece askerlerin rütbelerini saydıktan sonra sessizce yerimize geçip, yerli malı haftasını mı beklemeliyiz?

Yerli malı haftası gelince bakliyat fiyatlarından konuşmaya iznimiz var mı?

Yoksa işin o kısmı ekonomiye girer ve o da tabii ki erkeklerin tekelinde midir?

Kadınlar olarak sadece diyet programlarında veya “Bugün ne giysem!” programlarında mı boy göstermeliyiz?

Hani Özat karşımıza geçse, şöyle bir podyumda yürüse, “Akabını bayendim, cekatını bayendim ama pantolonun olmamış, bizden deyılsın Ümiet” dememizi mi tercih ederdi?

Ya da bir tarih veya gezi programı uyar mı konseptimize?

Hani kendisi de bir vakitler Sparta’yı Sparta’da yenmeye gitmişti ya...

Belki programda konuyu Yunanistan'ın antik kenti Sparta’dan alır bugünlere kadar geliriz.

Kendisi “Real Madrid'i Real’de yenebilir miyiz?” diye sorarsa da “Erkeklerde de tarih konuşulmuyor, sen bana savaş tekniklerini sayabilir misin, gemileri karadan denize indirmeyi anlatabilir misin?” diye çemkirir, stüdyoyu terk ederiz.

Bu konsept nasıl?

Yok, yok biz ne olursa olsun Ümit Özat gibi golü kendi kalemize atmayız.

Ama rica ettik bir kere…

Bundan sonra top Ümit Özat'ta. Kendisinden kadınların yapabileceklerine, fikir beyan edebileceği konulara dair bir liste bekliyoruz.

Gerçi bir yandan bu konudaki nihai fikrimiz, Yıldız Tilbe’nin de bir vakitler dediği gibi: “Don’t umurumuzda!”