Teşekkürler beyler

Bu sabah, hayatıma giren bütün erkeklere teşekkür ettim.

Bugünkü mutluluğumu, iç huzurumu yanlarında geçirdiğim mutsuz, huzursuz günlere borçluyum.


Mesela “Bakkala bile giderken beni arayacaksın!” diyen ve gerçekten bakkala giderken–toplantıdaysa bile ısrarla açana kadar tekrar tekrar– aradığım adam. Ondan sonra bir daha kendime “Bakkala bile giderken beni arayacaksın” dedirtmedim, kimseye “Alo ben bakkala gidiyorum” demedim. Hiç kimseye haklılığımı ispatlamak için boğazım yırtılırcasına bağırmadım. Ağladım ama göz yaşlarımı zayi etmedim.


Daha geriye gidiyorum. Okulun merdivenlerinde otururken uzattığım eli tutmayan esmer delikanlı. Bence beni yeterince sevmiyordu. Bence ben de onu yeterince sevmiyordum, on dokuzumda birini sevesim vardı, ona denk gelmiştim, hepsi buydu. Aşık olmadığım halde kendimi âşıkmışım gibi kandırmaktan vazgeçtiysem, bana verdiği derslerdendir.


Biraz ileri atlıyorum. Her şeyi bilen adam. Şahsından değil entelektüelliğinden etkilendiğim, bu yüzden yanında kaldığım, fakat kendi dışında herkesi gerçekten aptal sandığı için uzaklaştığım kişi. Ayrılma kararımı reddeden, evden arayan cepten arayan, cevap alamayınca yazdığı mektupları hediyelerin arasına iliştirip adresime yollayan kişi. Ona ve yaptıklarına bakarak gördüm: Israr insanı hepten kaçılacak kimse haline getiriyor. Bazen kaybedersin ve kaybettiğini kabul etmekten başka seçeneğin yoktur. Ne sen sandığın kadar zekisindir, ne de başkaları zannettiğin kadar aptal. Entelektüellik iyidir ama her şey değildir, âşık olmak için tek başına asla yeterli değildir.


Biraz daha ileri sarıyorum. Hiç kıskançlık etmeyen ama hep içen, konuşan gel gör ki asla eyleme geçmeyen adam. O da bana bir ilişkide kıskançlıktan başka sorunlar olabileceğini, bir insanın ilişkinin başında neyse olduğunu, sonradan değişmeyeceğini, insan kendi istemedikçe kimsenin onu değiştiremeyeceğini öğretti.


Bugün mutluluğun bir erkek aracılığı ile ithal edilemeyeceğini, aksine içten üretilen bir duygu olduğunu biliyorsam, bu erkekler sayesindedir. Erkeklerin kadınları mutlu edemediklerine inandığımdan değil, herkesin kendi mutluluğundan mesul olduğunu, doğrusunun gerçekten bu olduğunu kabul ettiğimden böyle konuşuyorum.


Huzurlu ve sakin bir yaşam sürmenin hırslı, hırçın insanlarla mümkün olmayacağını da aynı erkekler sayesinde öğrendiğimi söyleyebilirim.


Bir birlikteliğin en büyük düşmanının bencillik, çıkarcılık olduğunu da bana öğreten bu erkeklerdir.


Bir ilişkide iki kişinin iki kişi olarak kalması gerektiğini, birinin diğeri içinde erimesinin ancak kişilik kaybı anlamına geldiğini, kendim erimeden birini eritmeden nasıl öğrenirdim kestiremiyorum.


Bazen bizi zorlayan ilişkiler yaşarız. Bittikten sonra, hep aynı sözleri söyleriz. “Yanlış kişi.” “Yanlış ilişki.” “Yanlış yaptım.”Onu, bir süre sonra kendimizi suçlarız. Oysa yanlış yoktur. Biz değiştikçe hayatımızdaki insanlar değişir. Değişmek, arayışın göstergesidir. Ne arıyorsak onu buluruz. Yolumuza her çıkan, bize bir şeyler anlatır. Onunla yaşadıklarımızdan bir şeyler öğrenmek ise bize kalmıştır.


Bu sabah, derin bir iç huzuru içindeyken, hayatıma giren bütün erkeklere teşekkür ettim. “İyi ki öğrenmeye yetenekliyim” dedim. Nasıl bir ömür sürmek iste(me)diğimi sayelerinde öğrendim.


Teşekkürler beyler, teşekkürler.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Ne tuhaf sevgi uğruna kendimizi ziyan ediyoruz. Aşkla mantık arasinda kalmak kadar engebeli bir yol hemde inişli yokuşlu. Benim canım yana yana bu aşktan bu sevgiden vazgecmedim tabi karşılıklı bir şekilde. Evet hiç bir adam karisini bosamaz sevgilisi için.Burada ziyan olan malasef biziz.
    CEVAPLA
  • Misafir Cok guzel erkekler aslinda bizi kendimize getiriyor
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.