Zıt kutuplar birbirini çeker mi?
Bir ilişkinin geleceğini belirleyen ilk haftalar aslında. Seni onunla nasıl günlerin beklediğini birbirinizi tanıdığınız ilk buluşmalara bakarak anlayabilirsin.
Eğer sen yavaş müzik dinlerken o hızlı müzik seviyorsa, ilerleyen günlerde evde kafan şişeceğini hayal edebilirsin. Senin yavaş şarkılar eve yayıldığında da onun sıkılacağını. Sen müziğin sesini kısmak, giderek kapatmak isteyeceksin. Onun içinden de aynısını yapmak gelecek.
Diyelim o çadır tatiline deli oluyor, sen otel konforunu arıyorsun. O oteldeyken çadırı arayacak, sen düşen yüzünü kaldırmaya çalışırken o delikten çıkacağınız günün gelmesini bekleyeceksin.Tatil mi yaptın eziyet mi çektin anlamayacaksın. Gereksiz yere hayatından bir hafta daha eksilecek.
Eğer o çok sosyalse, sen kendine dönüksen, o eğlenceyi hareketi sense sükûneti arıyorsan, kendini zorlayacaksın demektir. O, tanışlarınız artsın çevreniz genişlesin, evinize sürekli birileri gelsin veya siz birilerinin evine gidin gelin isteyecek. Sense sürekli yeni birileriyle tanışmaktan, o kişilerle yakınlık kurmaktan, onlara evini açmaktan, onlarla vakit geçirmekten daralacaksın.
Aile ilişkileri onun için çok kıymetliyse, aile bağları kuvvetliyse, buna karşılık sen aile akraba çevresiyle mesafeyi korumaktan yanaysan, birbirinizi kıracaksınız.Zaten işten güçten birbirinizi az görürken, her hafta sonu, belki hafta içi onun ailesiyle bir araya gelmek seni bunaltacak ve o senin bu davranışını kişisel alacak.
O sigara içiyorsa, alkolü çok sempatik buluyorsa ve sen ikisine de uzaksan, bir süre sonra yanında sigara izmaritiyle, içki şişesiyle uyuduğun hissine kapılacaksın. O “Dişlerimi fırçaladım” diyecek, ama ellerine yüzüne bedenine işlemiş o kokudan senin miden bulanacak. Ona dokunmaktan kaçınacaksın, sana yaklaşmasını istemeyeceksin.
Onun savunduğu görüşler, fikirler, seninkilere tamamen karşıtsa yakın bir zamanda ona öfkelenecek, hatta onu küçümseyeceksin.
Tensel alışkanlıklar, arzular da sonradan değişmeyecek. Eğer onun bayıldığını sen yapmaktan nefret ediyorsan, senin istediğini o yerine getirmekten kaçınıyorsa, yatak odasındaki mutsuz saatler mutsuz yıllara ve yıllara evrilecek.
Konuşmak güzel şey. Bir orta nokta bulmaya çalışmak ve bulmak. Çoğalmış, aileyi genişletmiş ve yeni sulara yelken açmayı anlamsız bulanlar için yapılacak en akıllıca iş. Kimse mükemmel değil, çok ararsan herkesin rahatsız olunacak bir özelliği vardır. Önemli olan karşılıklı rahatsız olunan noktaları, huzursuzlukları en aza indirmek. Karşılıklı olarak bunu yapmaya gönüllü olmak. Ve asgari müştereklerde buluşmak.
Kurulu bir düzeni korumak makul. Peki bunu yeni bir ilişkinin başında yapmaya çalışmak, konuşarak her şeyi düzeltebileceğine inanmak ne kadar mantıklı? Daha en başta, duygular derinleşmemişken, iki insan birbirine tam alışmamışken, ortak adımlar atılmamışken, hâlâ iki ayrı insanken ve ortada ortak bir hayat yokken, koşulları zorlamak akla yakın mı? Belki ortak noktalarının daha fazla olduğu başka biri var ve sen yoluna çıkan ilk insanla bir ilişkiyi “oldurmaya çalıştığın için” onu görmüyorsun.
Önemli olan esnemek, daha anlayışlı, toleransları yüksek biri olmak mı? Eğer mecbur kalırsa herkes değişir. İnsan önce şu soruya cevap vermeli: Daha en başta, hayata bakışı, alışkanlıkları benden bu kadar farklı biriyle beraber olabilmek için değişmeme gerek var mı? Çabalamama değer mi?
İlk günlerde ne olursa olsun, birbirimizden aşırı rahatsız olmayız. Yeniyizdir daha. Yeni birine alışıyoruzdur. Görmezden geliriz, idare ederiz. Birbirine yakın karakterler huzurlu hisseder, uzak olanlar ufak ufak irkilir birbirinden. Bu irkilmelere dikkat etmek ve hemen sormaya başlamak gerek. “Bunu her yaptığında hep böyle irkilecek miyim?” “Ben bu irkilmelerle ne kadar süre yaşayabilirim?” “Onun bu isteklerine ne zamana kadar karşılık verebilirim?”
Olmuyorsa, oldurmaya çalışmanın anlamı yok.
Zıt kutuplar birbirini çeker mi? Evet, heyecan verici bir fizik kuralı. Fakat o kutuplar ne kadar süre ve hangi koşullarda ilişik kalacak? İnsanlar âleminde önemli olan bu.
YORUMLAR