Pazartesi ayarları ve yeni ben
Bu sabah mutluluk ayarlarımı değiştiriyorum. Hafta başı mendeburluğuna teslim olmayacağım. Üzerime en şık, en uygun olanı değil en sevdiğim giysileri geçireceğim. Mis gibi kokacağım, hafif bir makyaj yapıp evden telaşsız çıkacağım. Otobüsü, metrobüsü, vapuru yakalamaya çalışmayacağım. Telefonumu unuttuysam bile geri dönüp almayacağım. Havasını, kokusunu sevdiğim bir mekana girip kendime kahve ısmarlayacağım. Geleni geçeni izlerken gülümseyeceğim.
İşe vardığımda herkese günaydın diyeceğim. Gerçekten günün aydın olmasını dileyerek. Asık suratlar beni düşüremeyecek. Hiçbirini kişisel almayacağım. Kim ne derse desin kulak asmayacağım. “Off geldik yine.” “Nasılsın?” “Pazartesi işte!” Bu sözler bana değmeyecek bile. Haftaya yenik başlayanlar kulübü üyeliğinden istifa ediyorum.
Öğle üzeri çıkıp sevdiğim bir yerde sevdiğim bir şeyler yiyeceğim. Çok şık bir yer de olabilir, kendi halinde bir mekan da. Her şeye yetmeye çalışırken, herkesi memnun etmeye çalışırken, kendimi de birazcık şımartmaya hakkım olsun.
Ne kadar işim olursa olsun, saat dörtte kendime küçük bir sürpriz yapacağım. Çayın yanında bir dilim kakaolu kek mesela. Dertsiz, tasasız güzel bir şarkı dinlemek mesela.
Akşam çıkarken yanıma iş almayacağım. Ertesi günü değil, akşam kolayca hazırlayacağım kocaman leziz salatayı, izleyeceğim komedi filmini düşüneceğim. Belki de küveti doldururum, ışıkları kapayıp mumları yakarım. İyice arınıp uyurum.
Kaç pazartesi yaşadım? Ömrümden kaç pazartesi geçti? Haftada bir, ayda dört, yılda kırk sekiz.
Pazartesi sabahı, 1 Ocak sabahı gibi. Dünden kalma hali, dünün taşkınlığından, miskinliğinden, mutluluğundan. Öğleye doğru hastane odası kokusu, ısınmamış okul koridoru hissi. Akşama kadar güne alışacağım, sonra “Oh geçti, bitti” diyeceğim. Öyle mi? Kabul etmemek elimde.
Artık pazartesileri de yaşamaya karar verdim, ömrüme ömür eklemeye.
Pazartesi ayarlarımı değiştirince hayatım da değişmeye başlayacak. En basitinden pazar akşamlarım stres içinde değil, ertesi gün için heyecanlı planlar yaparak geçecek. Ama kazandığım, bundan fazlası olacak.
Beni rahatsız, huzursuz eden bir duyguya teslim olmaktan vazgeçmeyi öğreneceğim. O duyguya sebep olan koşulları değiştirmeyi. Hırçınlaşarak, hırsla, tırnaklarımı geçirerek, kendimle kavga ederek değil, yavaş yavaş. Arada bir unutursam, yüzüm düşerse gülümsemeyi hatırlayarak. Çevremdekileri yok saymayarak ama onların dalgalarına kapılmayarak.
Bugüne kadar yaşadığımdan mutlu değilsem, başka türlüsünü deneme vakti.
Pazartesi ayarlarımı değiştirmeye hazırım.
İnsan kendine her şeyi öğretir, yeter ki istesin.
YORUMLAR