Bir genç kıza mektup
Bir erkek seni güzel bulduğunu, arzuladığını söylediğinde başın dönecek. Endişe edecek bir şey yok, herkes gibi senin de beğenilmeye ihtiyacın var. Ama şunu bil, birinin seni beğenmesi, istemesi, seni sevdiği anlamına gelmez. Eğer ikisini karıştırırsan seni her arzulayanın peşine takılıp gidebilirsin.
İki kişilik bir dünya başlarda şahane gelse de mutsuzluk getirir. Hayatına kabul ettiğin kişinin senin dışında bir hayatı olmasına izin ver, senin de onun dışında bir hayatın olsun. Sevmek, sevdiğine nefes alacak, hareket edecek alan bırakmayı bilmektir. Bir yere giderken bir yerden dönerken kendisine mesaj yazmanı istiyor diye sakın sevinme. Kıskanılmak, sevilmek düşünülmek sahiplenilmek demek değildir. Eğer şu an hayatında attığın her adımı takip eden bir adam varsa vakit kaybetmeden ondan ayrıl. Bu tür adamlar hep isterler, senin ne istediğini akıllarına bile getirmezler. Bu geçici bir alışkanlık değildir. Karakterin kemik parçasıdır, değiştirilmesi bazen ancak tedaviyle mümkündür ve sen hasta bakıcı değilsin.
Kendini sadece güzel hissetme, akıllı da hisset. Mutluluğunu güzellik üzerine kurma. Güzelliğin işe yaramadığı zamanlarda aklına çok ihtiyacın olacak.
“Düzgün adam yok” laflarına kulaklarını tıka. Hayatta seçeneksiz olduğunu düşünüp kimseye katlanma. Kimsenin sana istemediğin bir şeyi yaptırmasına izin verme. Bir sevgili buldun diye ona yapışıp kalma. Dünya nüfusunun yarısına yakını erkek.
Sana yaslanan, senden beslenen, aylaklık edip senin ona sağlayacağın imkânlardan faydalanmak için yanında dolaşan adamdan arkana bakmadan uzaklaş.
Kendini kimseye teslim etme. Kimse senin yerine düşünmesin, kendi işlerini kendin gör. Varlıklı biriyle birlikte olsan bile çalış, kendi paranı kendin kazan, mutlaka bir gelirin olsun.
Hayatta ne istediğini bil ama ne istemediğini de net olarak bil. Hayallerin olsun. Yoksa başkalarının hayallerini yaşamak zorunda kalırsın ve onların hayallerinin sosu olursun.
Uğraşların olsun. Öyle boş zamanlarında yaptığın değil, dolu zamanlarında işini gücünü bırakıp yaptığın, zevk aldığın işler.
Kendini kimseyi mutlu etmeye adama. Önce kendi mutluluğunu düşün. Sen gerçekten mutlu olmazsan zaten kimseyi mutlu edemezsin.
İnsanlar, yaşadıkları, düşünceleri değişir. Ömür boyu aynı kişiyi seveceksin diye bir şey yok. Bazen insanlar bir araya gelir ve sonra ayrı yollara saparlar. Bunu bekleme ama bunun bir ihtimal olduğunu da unutma.
Sen şimdi gencecik bir kızsın ve neden sana sadece bir erkekle ilişkin, olası ilişkin üzerine yazdığımı merak ediyorsun. Neden biliyor musun? İnsan senin yaşlarında hayatı yeni keşfederken birine takılıp kalabiliyor. Sonra yıllar geçiyor, koca bir hayat geçip gidiyor.Bir gün bakıyorsun, aslında keşfedecek, yaşayacak ne çok şey varmış diyorsun. Bir tecrübe aşısı olmadığı için yazıyorum bunları sana. Belki bir cümlesi aklında kalır ve belki bir gün yol ayrımında olduğunda işine yarar diye.
Sana önereceğim, içinden erkek geçmeyen tek şey, romanlar okumak, filmler izlemek. Onların hepsi aslında gerçek tecrübeler, sadece içlerine biraz hayal gücü katılmış. Kendini, aileni, arkadaşlarını gördüğün hikâyeler hepsi. İnsan onları unutmuyor, yol ayrımlarında hep hatırlıyor ve yeterince okuyup izlediyse kendi hikâyesini yazarken daha az zorlanıyor.
Yolun açık olsun.
YORUMLAR