Teneffüs zili
Lise öğrencisiyken, bitmek bilmeyen dersin sonuna doğru sıranın üzerinde nasıl da pelte gibi olduğumu, teneffüs zilinin çalmasını nasıl da hararetle beklediğimi hatırlıyorum. Teneffüs demek nefes almak demek ya, alttan alta bize "nefes alma zamanı" diye lütfedilen bu beş dakikalık zamanlar dışında nefes alamayacağımız baştan belirtilmiş oluyor aslında.
"Kırk dakika beni dinleyeceksin. Beş dakikalığına nefes aldıktan sonra yine beni dinleyeceksin" diye parmağını sallayan hocaya bakıp nefesimizi tutuyoruz okul yılları boyunca.
Az buz değil. On yıldan fazla maruz kalıyoruz bu nefes alıp verme standartına.
Sonra okul bitiyor. Hayatı ikiye bölmeyi pek güzel öğrenmiş oluyoruz. Ders zamanları ve teneffüs zamanları. İş zamanları ve tatiller. Görevlerin, sorumlulukların arasına serpiştirilmiş beş dakikalık soluklanmalar.
Neden kimse bize nefes alırken yapabileceğimiz bir işten, bir çalışma şeklinden bahsetmedi ki, bu haksızlık!
Kırk dakika sonra kaçıp gitmek isteyebileceğimiz ders anlatma-eğitme biçimlerinin nesini faydalı buldular da bunda karar kıldılar anlamıyorum. Hadi günümüzde eğitimde yeni anlayışlar geliştiriliyor ne güzel; Montessori yöntemini öğrendikçe, örneklerini gördükçe içimiz açılıyor. Artık pek çok eğitimci, bu sistemin faydalı bir öğrenme-eğitim metodu olmadığının farkında ve yeni arayışlar içinde. Yeni nesil farklı bir anlayışla eğitiliyor olacak, gelecek nesiller daha özgürlükçü ve yapıcı bir eğitim görmüş olacak, başka bir dünya görüşü edinecekler.
Peki ya o sıraların üzerinde hayallere dalarak hayaletleşmiş olan bizim kuşak için ne yapacağız? Bu zamanda kişisel gelişim sektöründe patlama yaşanması ne kadar da manidar! Millet dersaneler kapatılacak mı, okullardaki eğitim yetersiz mi diye tartışadursun bizim içimizdeki o teneffüse çıkmalı zaman dilimleriyle yaşamaya alışmış ergeni ne yapacağız?
Hayatın sorumluluklar ve eğlence zamanları diye ikiye bölünemeyeceğini anlamamız gerekiyor. Çalışırken de, evimizle, ailemizle, çocuklarımızla ilgilenirken de, öğrenirken de o zamanın bizim zamanımız olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Thich Nhat Hanh, bunu Farkındalığın Mucizesi kitabında çok güzel özetliyor: Başka şeyler için ayırdığınız zaman ile kendinize ayırdığınız zaman aslında aynı zamandır. Bu zamanın tamamı size aittir.
Hayatta teneffüs zili yoktur. Her ne yapıyorsanız, onu yaparken, o anda nefes alabiliyor olmanız gerekir.
Koca bir günün tamamını kendimize ayırdığınız, kendimiz için yaşadığınız bir zaman dilimi gözüyle görmeyi başarabilirsek kurtulacağız bu nefes darlığından. Yaşam mecburi nefes darlıkları ve teneffüs zamanları diye ikiye bölünemeyecek kadar kısa ve kıymetli.
YORUMLAR