Öfkeyi Dönüştürmek!
Civarımıza çok uzaklardan gönderilen ölümcül telekinezik ışınları toplumcanak absorbe ediyor oluşumuzdan mıdır, Cenk Taner abimizin dediği gibi “ağaçların öfkesi”nden midir bilmiyorum ama bu günlerde hepimizin biraz negatif elektrik biriktiriyor olduğumuz kesin.
Konu komşuya, eşe dosta düşman kesileceğiz az kaldı derken kendi doğamıza da küsmemiz an meselesi. Zira hamilelik, doğum, doğum korkusu, sokaklarda dolaşma özgürlüğümüz, içgüdülerimiz pek hor görülür oldu. Yaşayan her insanın muhakkak geçirmiş olduğu bir süreci ayıp kabul etmek, hayatının en saf dönemindeki kadını “cinsel çağrışım yapıyor” gerekçesi ile evinde oturmaya davet etmek; ağaçlardan çiçeklerden mahrum bir doğada yaşamaktan daha çok doğaya yabancılaştırıyor bizi.
Hemen her kadın bilir şu hissi, maalesef; sokakta herhangi bir insan tarafından bakışla, sözle, hareketle taciz edilmenin verdiği o “pis” his hani. Üstünüz kirlenmiş gibi hissedersiniz. Densizlik ve haysiyetsizlik cezasını bulsa dahi, en küçüğünden bile olsa maruz kalınan o taciz en az birkaç rüyanızı kâbusa çevirmeye yetebilir. Taciz diyorum, bunun büyüğü küçüğü yok.
Sonra bir adam tarafından, bir kitle iletişim aracı aracılığıyla toplu olarak taciz edilmenin verdiği o “pis” his, işte bu düşmanlığın meşrulaştırılmaya çalışıldığı zamanda üzerinize yapışınca daha da çaresiz hissettiriyor. Daha da yabancılaştırıyor. Tüm bu çaresizlik, mevcut negatif elektrikle birleşince de neredeyse kıvılcımlar saçarak yürüyen insanlara dönüşüveriyoruz.
***
Neyse ki biliyoruz, öğreniyoruz, daha da öğreneceğiz dönüştürmeyi. Toprak ana yine elini uzatıyor bize betonların arasından. Mahallemizde kalan son toprak parçasına yalın ayak basar olduk. Son ağaçlarımız fazladan mesailerini esirgemediler bu curcunanın arasında oksijene fazladan ihtiyacımız var diye. Birbirimizin elini de daha çok tutar olduk, daha çok konuşur, paylaşır, dinler olduk.
En hassas yerlerimizden bizi dürtüp dursalar da, o pis tacizkar bakışlarını üzerimizden çekmeye hiç de niyetli olmadıklarını ayan beyan belirtseler de; yeni saçmalıklara öfkelendiğimiz ölçüde ilgiyle yaklaşır olduk, bilinçlenir olduk. Bugüne kadarki tahammülsüzlüklerimiz bir bir dökülürken, sakladığımız sevgiyi de bol keseden dağıtır olmuşuz birbirimize.
Aslında sistem bizi doğadan, kendi doğamızdan uzaklaştırmaya uğraştıkça biz daha sıkı geçirir olmuşuz pençelerimizi toprağa.
Umut verici. Sevgi dolu. Bu dönüşüm bize çok şey öğretiyor. Daha da çok öğreteceğe benziyor.
***
YORUMLAR