Geçen haftaki konumuza bu hafta da devam ediyoruz.
Çocuğun fiziksel beslenmesinin önemli olduğu kadar, zihinsel beslenmesi de önemlidir.
Son yıllarda sıklıkla rastlanan dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, yeme bozukluğu gibi sorunlar aslında ailelerin ve eğitimcilerin istemeden neden oldukları sorunlardır.
Birçok aile ev ortamında fazla uyaran ve aktivite olmadan çocuklarını belki de “hasta olmasın, üzülmesin, biraz daha uyusun” adına, zihinsel gelişimlerine ve yaratıcılıklarının gelişmesine, sosyalleşmelerine engel olmaktadır.
Eğitim ve disiplin sisteminde yapılacak değişikliklerle tüm çocuklara daha yaratıcı, kendine güvenli, yararlı olmanın yollarını açabilmeniz mümkün olacaktır.
Çocuk yetiştirme konusunda her zaman kalıp düşüncelerin karşısında yer almışımdır.
Hatta yetiştirme kelimesi bile bana ters gelir zaman zaman. Çocuklar, kendi gelişim süreçleri olan ve her birine baktığımızda yeni teori ve teknikler öğrenebileceğimiz, kendine ait yaşamları olan birer varlık. Bizim onların yaşamlarındaki rolümüz rehberlikten ibaret olmalı.
Yönlendirici, baskıcı, öğretici, eğitici, olmaktan ziyade, gelişimine katkı sağlayan, öğrenme ortamı hazırlayan, seçimler sunan yetişkinler olmak çocuklara her zaman daha yararlı oluyor düşüncesindeyim.
1989 yılından bu yana gerek ebeveyn gerekse çocuk eğitiminde rol almış bir psikolojik danışman olarak, gözlemlerim sonucunda öğrendiğim şeylerden biri, çocukların (indigo diyelim ya da demeyelim) her birinin ayrı bir dünya olduğu, son yıllarda “eskiden olduğu gibi” yaklaşıldığında sonuç alınamadığı ve gerek eğitim sistemimizde gerekse davranış ve yaklaşımlarımızda acil düzeltmeler gerektiğidir.
Buna göre, bu “farklı” çocuklar için yaklaşımlarımız aşağıdaki gibi olursa, olumlu sonuçlar alabileceğimizi kendi deneyimlerimden de söyleyebilirim:
Söylediklerimize şöyle bir baktığımızda aslında olması gereken ilişki biçimini görüyoruz. Keşke büyüklerin dünyasında da dürüst, anlamaya çalışan, yargıdan kaçınan, kendi fikirlerini empoze etmek yerine birlikte üreten, ilişkiler kurulsa…
Biz onlara sürekli bir şeyler öğretilmek zorunda olan ve hiçbir şey bilmeyen ve anlamayan bireyler olarak davransak da aslında çocuklar ne çok şey öğretiyor bizlere değil mi?
üç çocuk babasıyım, rehber olman gerektiğini daha iyi anlayabildiğim bir yazı ilgiyle takip ediyorum, çok haraeketli yerinde duramayan büyük oğlumu okudum sanki geçen haftaki yazıda, şimdi ne yapmalıyım bir fikrim var. ayrıca beyaz yalanlarımıza güldüm bunu yapıyoruz, ama hiçbirindede inandırıcı olamadım. ve normal olmak nasıl olur bilemiyorum.bana göre normal olanı üç cocuğumun her birinde farklı gözlemledim. kendi yapabildiklerini de basit bulup her defasında çitasını yükseltmeye çalışan bir çocuk için normal nasıl olunabilirki, engellemeye çalışmam zarar görmesin diye. buda normal değil..!