Neyden şikayet ediyorum - Neden şikayet ediyorum?

Şikayet eden biri misin?


Şikayet etmeyen insan yoktur diye düşünüyorum.


Sen en çok neden şikayet ediyorsun?

Ben nelerden şikayet ettiğime dair uzun süredir kendimi gözlemliyorum. İçine sıkıntı vermemek umuduyla, şikayet ettiğim şeylerden bazılarını buraya yazayım.

Yazın sıcaktan şikayet ediyorum. Kışın soğuktan şikayet ediyorum. Cümlem çoğunlukla şöyle; “Uff çok sıcak !” “Ay bu ne yaa, ne kadar da soğuk hava!”

Benim istediğim kadar masa başında oturup benim istediğim kadar ders çalışmayan oğlumdan şikayet ediyorum.

“Hiç ders çalışmıyor!”

Haftalık mutfak alışverişi yapmak için pazara gittiğimde ürün satan kişiye şikayetlenirken yakalıyorum kendimi.

“2,5 kilo patates 50 TL mi? Bu ne yaa! Çok pahalı”

Otobanda araba kullanırken tahminen 160 - 180 km hızla yanımdan geçen arabadan şikayet ediyorum.

“Nereye yetişiyorsun kardeşim, biraz yavaş gitsene!”

Hastanede sıra beklerken önüme geçen kişiden şikayetleniyorum.

“Bi sen akıllısın di mi?! Öne geçmenin yollarını ben bulamam sanki!”

Apartman bahçesini evi gibi kullanan komşumdan şikayetleniyorum.

“Yalnız mı yaşıyorsun, biz de burda insanız. Ne konuşsan duymak zorunda mıyım?"

Arabamı park ettiğim yerde, kapıyı açmamı engelleyecek kadar arabama yanaşarak arabasını park eden kişiden şikayetleniyorum.

“Bu ne düşüncesizlik kardeşim. Biraz daha yanaşsaydın da arabaya hiç binemeseydim!”

Bu şikayetleri sayfalarca artırabilirim. Bununla beraber niyetim şikayetlerimi kucağına bırakmak değil. Senin nelerden şikayet ettiğini fark etmene ilham olmak istiyorum. Dilerim bu yazdığım örnekler kendi şikayetlerini fark etmen için yeterli olmuştur.

Neyden yani nelerden şikayet ettiğini bulduysan, şimdi neden şikayet ettiğine doğru yol alalım mı?

İnsan neden şikayet eder?

Şiddetsiz İletişim dilini geliştiren Marshall Rosenberg “Yargılarımız, karşılanmayan ihtiyaçlarımızın trajik ifadesidir.” diyor. Yani bu şikayetlerimizin ardında daima karşılanmayan bir ihtiyacımız olduğundan bahsediyor.

İhtiyaçlara dair daha evvel uzun uzun yazmıştım. İhtiyaç farkındalığı başlıklı yazıma erişmek istersen, burayı tıklayarak yazıma erişebilirsin. İhtiyaç dediğim kavramı hayatını sürdürebilmek için kaynak olarak düşünebilirsin.

Her birimizin hayatı sürdürmek için maddi ve manevi istekleri var. Sadece maddi olarak ferahta olmak, saygı görmediğim, sevgi, ilgi hissetmediğim, kendimi ifade etmediğim bir ortamda konforlu duygularla (neşeli, sevinçli, umutlu, güvende, cesur .. vb) yaşamam için yeterli değil. Maddi olarak tamamen güven içinde olsam da bulunduğum ortamda saygı görmüyorsam, kabul edilmiyorsam, kendimi ifade edemiyorsam, merakla karşılanmıyor, ilgi görmüyorsam, dokunduğum, sarıldığım, temas ettiğim biri yoksa, kolaylık, verimlilikten uzak yaşıyorsam, yaratıcılık ihtiyacımı karşılayamıyor, anlam ihtiyacımla buluşamıyor, hareket edemiyorsam, bütün ve tam hissetmem mümkün olmaz. İçimdeki yaşamın canlılığıyla bağlantılı değilsem işte şikayetin başladığı yer burası. Bu şikayetler kutusu, içinde mücevherler barındıran bir hazine sandığı gibi. Bundan mütevellit, Şiddetsiz İletişim'in ihtiyaç adımı benim için çok kıymetlidir. Dönüp dönüp ihtiyaçlarıma bakmam bundandır.

En çok da kendimle bağlantımın koptuğu zamanlarda şikayet enerjimin artığını fark ettiğimden beri “2,5 kilo patates 50 TL mi? Bu ne yaa! Çok pahalı” desem, biliyorum ki maddi olarak güvende olmaya ihtiyacım var.

Ne zaman; otobanda araba kullanırken tahminen 160 - 180 km hızla yanımdan geçen arabadan şikayet ediyorum ve “Nereye yetişiyorsun kardeşim, biraz yavaş gitsene!” desem biliyorum ki, korktum ve fiziksel olarak güvene ihtiyacım var.

Ne zaman; Hastanede sıra beklerken önüme geçen kişiden şikayetleniyorum. “Bi sen akıllısın di mi?! Öne geçmenin yollarını ben bulamam sanki!” desem, biliyorum ki saygı özlüyorum.

Peki, bunları fark etmek ne işime yarıyor?


İhtiyaçlarımı fark etmek, duygularımla bağlantı kurmamı kolaylaştırıyor. Hani o bi sıkıntı hissediyorum ama nedenini bilmiyorum halleri var ya, işte o halleri anlamak için ilaç gibi ihtiyaçları fark etmek. Duygu ve ihtiyacımı fark etmek ihtiyacımı karşılayacak yollar bulmamı, bu yollar üzerine düşünmemi ve canlılığımı destekleyecek yaratıcı yollar aramamı destekliyor. İhtiyacımı karşılayacak bir yol bulamadığımda karşılanmayan ihtiyaçlarımın hüznü, kederi ve yası ile oturmak düşüyor insan olma deneyimime.

Neticede, bunları fark etmek, şikayet etmekten daha çok yol almamı destekliyor. Şikayet enerjisinin bana ve çevreme verdiği o ağır ve negatif etkinin yerine ihtiyaçlarımı karşılayacak yollar aramayı seçtiğimde içimdeki yaşam enerjisinin arttığını, bedenime canlılığın geldiğini fark ediyorum. Canlılıkla hayatı sürdürmek, şikayetin ağır enerjisi altında ezilmekten çok daha keyif veriyor bedenime.

Hiç şikayet etmeyelim demiyorum, bunun mümkün olduğuna da inanmıyorum. Elbette hayatta memnun olmadığım şeyler oluyor ve olmaya da devam edecek. Bununla beraber, şikayet enerjisiyle hareket ettiğim her an, bu halime şahit olan insanların hayatını da etkilediğimin farkında olursam, şikayet etmek yerine başka bir seçim yapabilir miyim, şikayetimin ardındaki karşılanmayan ihtiyacımı fark eder miyim diye araştırıyorum.

Çünkü deneyimlerimden biliyorum ki; şikayet enerjisinden çıkıp ihtiyacımın güzelliğine doğru adım atabildiğimde yaşamın canlılığıyla bağ kuruyor ve yaşamla birlikte ahenkle dans edebiliyorum.

Seni de şikayetlerinin ardındaki ihtiyaçlarla bağlantı kurmaya ve hayatını zenginleştirmek, canlılığını hatırlamak için ihtiyaçlarını karşılayacak alternatif yollar aramaya davet ediyorum.

Keyifli keşifler...


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.