İhtiyaç farkındalığı

“İnsani ihtiyaçları anlamak, bu ihtiyaçları karşılamanın yarısıdır.” diyor, Adlai Stevenson. İnsani ihtiyaçlar kelimelerini okuyunca, kalbimde bir sızı fark ediyorum.


Şiddetsiz İletişim'le tanışıncaya kadar ihtiyaç farkındalığı konusunda ne kadar bilinçsiz olduğumu hatırlıyorum. İlk defa Şiddetsiz İletişim eğitimine katıldığımda, Özgen bana, “şimdi, burda nasılsın? Neye ihtiyacın var?” diye sormuştu. “Bir şeye ihtiyacım yok, her şeyim var.” demiştim. “Bir de ihtiyaç listelerine bakarak yeniden söyler misin?” diye davette bulundu. İhtiyaç listelerine dikkatle baktım. İhtiyaçlarımla ilgili farkındalık fakirliğimle yüzleşme anı benim için epey sarsıcı olmuştu.


İhtiyaç deyince senin de aklına para, ev, araba, kıyafet, yiyecek, telefon, ayakkabı, çanta vs geliyorsa bunların konuştuğumuz dilde ihtiyaç olarak tanımlandığını, bununla beraber bunların ihtiyaç olmadığını bilmeni isterim. Peki bunlar ne dersen; bu materyal ifadeleri ihtiyaçları tarif etmek için kullandığımız sözcükler. Aynı zamanda ihtiyaçlarımız bunlar değil. Bu materyalleri bir takım ihtiyaçlarımızı karşılamak için kullanıyoruz.


"Peki, ihtiyaç dediğin ne? diye sorarsan; insani ihtiyaçlarımızı yaşamımızı sürdürmek için kaynaklarımız olarak düşünebilirsin. İnsan olarak nasıl bir hayat sürdürmek istiyorum bilinciyle bakarsan, ihtiyaçları değerlerin olarak anlayabilirsin. Saygı mesela, saygı hayatını sürdürmen için olmazsa olmaz bir değer mi? Kimsenin sana saygı duymadığı bir hayat sürmek ister misin? Anlaşılmak, kendini ifade etmek, duyulmak, görülmek, kabul görmek, duygusal ve fiziksel olarak kendini güvende hissetmek senin için kıymetli mi? Bu yazdığım kelimeler iç dünyanda nasıl yankılanıyor? Kendini "Bu dünya hiç adil değil.” derken buluyorsan eşitlik ve adalet özlüyor olabilirsin. “Kimse beni anlamıyor.” diyorsan anlaşılmak istiyor olabilirsin. “Canım sıkılıyor, her şey rutin, biraz değişiklik istiyorum.” dediğinde, macera ve keşif ihtiyacın canlı olabilir. Uzun saatler oturduktan sonra “Biraz yürümeye ihtiyacım var.” derken yakalıyorsan kendini, harekete ihtiyacın olduğunu ve hareket ihtiyacını yürüyerek karşılamak istediğini tahmin ederim. Eve yorgun geldiğinde ve ev halkı isteklerini sıralamaya başladığında, onların ihtiyaçları yakınlık, iletişim, bağlantı iken senin ihtiyacın alan ve zaman olabilir. Zaman zaman kendine “Bu dünyaya niye geldim?” diye soruyorsan, anlam ihtiyacı senin için çok kıymetli olabilir. Aylık gelirinin sana yetmediğini ve paraya ihtiyacın olduğunu söylüyorsan, maddi olarak güvende olmak isteğin canlı olabilir. Paranın sana sunacağı konfor ve kolaylığı özlersin ve bu ihtiyaçlarını karşılamak için parayı bir araç olarak kullanabilirsin.


Her birimiz, insanca yaşamak için geldik bu dünyaya. Güvenli bir ortamda yaşamak, sağlıklı besinler yemek, temiz havayı solumak, uyumak, barınmak ve fiziksel bütünlüğümüzü korumak istiyoruz. Aynı zamanda, insani ihtiyaçlarımız bunlarla sınırlı değil. İnsan olarak her birimiz bulunduğumuz topluluklarda kabul görmek, o topluluğa ait hissetmek, sevilmek, ilgi görmek, yaptıklarımızla takdir edilmek istiyoruz. Eğitimlerde soruyorum, “İhtiyaç listelerinde gördüğünüz ihtiyaçlardan 'şu olmasa da yaşarım' dediğiniz bir ihtiyaç var mı?” diye. Türlü türlü cevaplar alıyorum. “Hiç takdir edilmesem de olur.” diyen oluyor, “Yas benim için bir ihtiyaç değil.” diyen oluyor. Ben de diyorum ki, “Doğduğun günden şu yaşadığın ana kadar ya da ortalama insan ömrünü 75 yıl olarak varsayalım, 75 yaşına kadar bir defa bile kimsenin seni takdir etmediğini düşündüğünde, ömrünü tatminle geçirmiş olduğunu söyleyebilir misin?” Bir duraksama oluyor. Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum? İhtiyaç dediğimiz bir yaşam enerjisi. Her sabah bizi yataktan kaldıran, hayata tutunmamızı destekleyen enerji. Senin için kıymetli olan değerlerin bütününe ihtiyaç diyorum. Onur, şeref, haysiyet gibi, tutku, canlılık, hakikilik gibi, destek, işbirliği, tutarlılık, dürüstlük gibi.


Tüm insanların yaşama niyetinin altında temel ihtiyaçlarını karşılama motivasyonu var. Bu motivasyon, cinsiyetten, renkten, ırktan, dinden, yaşadığın yerden bağımsız.


İhtiyaçlarını karşılama motivasyonu ile yaşayan insanlar olarak, ihtiyaçlarımızı karşılayamadığımızda; çatışmalar, anlaşmazlıklar, diğerini yargılama halleri, eleştiriler, teşhisler, yorumlar çıkmaya başlıyor ağzımızdan, karşılanmayan ihtiyaçlarımızın trajik ifadeleri olarak.


“Düzen benim için önemli, kıyafetlerini katlayıp koyar mısın?” demek yerine, ihtiyaç temelli düşünmeyi öğrenmediğimiz ve dikkatimiz karşımızdakinin hatalarında olduğu için, “Çok dağınıksın!” diye karşımızdakini kolayca yargılayabiliyoruz. "Dağınık" ifadesini yargı, eleştiri olarak duyan kişi enerjisini çok hızlı bir şekilde kendini savunmaya yönlendiriyor. Eleştiri-savunma döngüsü içinde kırılan kalpler ve büyüyen çatışmalarla, karşılanmayan ihtiyaçlarımızla ve konforsuz duygularla ve bozulan ilişkilerle oturup kalıyoruz.


İçsel ve dışsal çatışmaların barışla sonuçlanmasında ihtiyaç bilincinin çok kıymetli olduğunu söylüyor Şiddetsiz İletişim. İnsani ihtiyaçları anlamak bu sebeple ihtiyaçları karşılamanın yarısı.


İhtiyacımın düzen olduğunu bilirsem, karşımdakini dağınık, tembel, düzensiz diye yargılamak yerine, ihtiyacımı ifade edebilirim ve ihtiyacımı karşılayacak yolları karşımdakinden isteyebilirim. Örnekleyecek olursam, “Üzerinden çıkardığın pijamaları yatağının üzerinde çıkarıldıkları haliyle gördüğümde kendimi gergin hissediyorum. Evin düzenli olması iç huzurumu destekliyor. Pijamalarını katlayarak yatağının içine koyar mısın?” Bu kadar uzun cümleyi kim kuracak diye içinde itiraz yükselenler varsa, hatırlatmak isterim; birine dağınıksın dediğinde duyduğun savunma cümleleri ve oluşan gerginlik çok daha fazla enerji ve zaman alabiliyor.


Tüm bu yazdıklarımın sana kattığı farkındalıklar, ihtiyaçlarına bakmak ister misin?


Belki yaşadığın bir anlaşmazlık üzerinden, belki birini yargıladığın bir söylem üzerinden ihtiyacını keşfetmek ister misin?


Belki eşine söylediğin o yargı, çocuğuna söylediğin o eleştiri, annene söylediğin o isyan sözcükleri, babanla arana koyduğun mesafe, iş arkadaşınla kopardığın bağın altında karşılanmayan bir ihtiyacın yatıyordur. İhtiyaçlarınla bir de böyle bir bağ kurmak ister misin?


Keyifli keşifler...


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.