Filenin Sultanları tarih yazıyor
Kadın voleybol takımı son birkaç senedir yaşam destek ünitemiz oluyor. Onca yobazın, gericinin, kadın düşmanının işgal ettiği gündemimize bir umut ışığı olarak doğuyor. Yine duygulandık, yine güç dolduk. Voleybol takımımızın bu üstün başarısı sadece bir spor dalı başarısı değil, kadınları sıkıştırmaya çalıştıkları kalıbı delip geçmesi hasebiyle de feminist bir mücadele alanı. Tam da bu yüzden tarih yazıyorlar.
Takımın başarılarının parladığı ilk dönemlerde bir takım çevrelerden giyim kuşamlarına laf gelmişti hatırlarsanız. Kadınlar için tasarlanan sporcu kıyafetlerinin ataerkisini bir başka yazıda mutlaka tartışmak isterim. Ama tahmin edersiniz ki malum çevrelerin itirazı, kadınların daha iyi performans göstermesi için tasarlanmama başlığı üzerinden eşyaların patriarkasına değildi. Bilakis performansı daha da düşüren tasarımları tercih edecek bir motivasyondan bahsediyoruz. Kadınların sadece kıyafeti değil; ekranda olması, göz önünde olması, koşması, başarması, kendisinden beklenen evli- çocuklu kalıbının dışında olmasıydı bütün mesele. Kadınlar kulağını tıkadı, şampiyonluğu aldı.
Sadece kendileri değil, Ortadoğu cehennemindeki tüm kadınlar adına.
Voleybol takımımız her fırsatta Cumhuriyet değerlerine sahip çıktığı için, elde ettiği her başarı sonrasında Cumhuriyete müteşekkir olmayı ihmal etmediği için de tarih yazıyor ve birilerini kudurtmaya devam ediyor. Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından biri olan Tevhid-i Tedrisat'ın, karma eğitimin tartışmaya açıldığı bir gündemin ortasına, kadınlar smaçlarıyla cevap veriyor. "Siz sıkıştırmaya çalışsanız da biz kalıplardan taşarız, tutamazsınız" diyorlar.
Takım antrönürüyle, kaptanıyla öyle harmoni içinde çalışıyor ki kimseyi geride bırakmıyor. Kadın düşmanlığını LGBTİ+ düşmanlığı ile harmanlayan tüm çevrelere adeta "nanik" yapıyor. Hiçbir oyuncusunu kimseye yem etmiyor. "Siz ne derseniz deyin biz birlikteyiz ve birlikte çok güçlüyüz" demenin sözel olmayan bir karşılığı gibiler adeta. Takım olmanın ne manaya geldiğini bir kez daha herkese gösteriyorlar.
Ülkenin kutuplaştığı, milli bayramların bile bölüşüldüğü bir siyasi iklimde aynı başarıya sevinebilmeye ihtiyacımız var. Bu halkın dayanışmaya ihtiyacı var. 400.000 kişinin öldüğü söylenen olağanüstü bir felaket yaşamışken dahi seçim sonuçları üzerinden bölündüğümüz şu koşullar altında voleybol takımımızın yıldızlarından Zehra Güneş depremde ölen Hatay voleybol kulübü oyuncusu Ceren Topal için “Ceren sözümü tuttum, bu madalya senin için” diye twit atıyor. Halk dayanışmasını diri tutmaya devam ediyorlar. Tam da bu yüzden tarih yazıyorlar. "Yapamazsın" denileni yaptıkları, her türlü saçmalığa başarılarıyla cevap verdikleri için tarih yazıyorlar.
Kadın oldukları için “sultan” tamlamasının yapıldığı ilk dönemde “evimin sultanısın” dedikten hemen sonra ev içi emeği ücretsiz sömürülen ev işçisine dönüştürülen kadınları çağrıştırdığı için veya en iyi ihtimalle neo-Osmanlıcılık barındırdığı için cinsiyetçi bulduğumuz kavramı dönüştürdüler. Onlar artık filenin kraliçeleri. Oynadıkları voleybolla da kurdukları gönül bağıyla da şampiyonlar.
Ayaklarına taş değmesin. Hem sahada hem ekran başında milyonlarca kadınız, bu ülkeyi kadın düşmanı yobazlara terk etmemek için mücadele alanındayız!
YORUMLAR