Kırılgan erkekliğin renklerle imtihanı

Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde LCW gökkuşağı desenli çocuk giysisi ürettiği gerekçesiyle kimi kesimler tarafından eleştirmiş, ardından kurumsal bir açıklama yaparak hiçbir şekilde buna izin vermeyeceğini duyurmuş bu sebeple de bakanın teşekkürünü kazanmıştı. Renklerle kavga etme hali. Çok acayip.


Bu aralar sosyal medyada @blogcuanne adıyla içerik üreten canım Elif Doğan’ın #MeğerBenFeministmişim kitabını okuyorum. Elif kitabında kız çocuklarına pembe, oğlan çocuklarına mavi giysi trendinin tamamen kapitalizmle alakalı olduğuna dair araştırma sonuçlarına yer veriyor. Aslında öncesinde cinsiyete özgülenmiş bir renk olmadığını markaların bebek alışverişini çoğaltmak için bunu yaygınlaştırdığını ortaya koyuyor. Şaşırmadık.


Ben de seneler önce Güneydoğu’yu gezerken evlere akrep girmesin diye kapıların, pencerelerin maviye boyandığını, sonraları bebekleri korumak için beşikleri de maviye boyadıklarını öğrenmiştim. Tam o esnada elbette ki “kız bebeklerin beşiklerini de maviye boyuyorlar demek, rengi cinsiyetlendirmemişler demek” gibi umutlu bir fikre kapılmıştım, inşallah gerçeği yansıtıyordur bu çıkarımım. Mavi nazardan da korur nitekim. Erkeklere maviyi yakıştırmayı anladık.


Gel gelelim erkeklere mavi rengin yakıştırılması kısmından ziyade pembe rengin yakıştırılmamasını konuşmak isterim.


Ne demek istiyorum? Benim bir oğlum var. Ondan küçük de bir kız yeğenim var. Oğlumdan küçülen mavili, lacivertli, örümcek adamlı giysileri yeğenimin giymesinde kimse bir beis görmüyor. Bu çoğu zaman gündemimiz değil. Ama mesela bir kızım olsaydı ve simli, pullu, çiçekli, giysileri olsaydı; oğlan kuzenine bu rahatlıkla gönderebilir miydik? Biz göndeririz, efendim ben sallamıyorum o şeyleri, canım toplumu da biz oluşturuyoruz’ları filan bir kenara bırakıyorum çünkü bu çocukların kendilerine ait de bir sosyal ortamı var. O ortamı yok sayarak çocuk üzerinden politik bir duruş sergilemek çocuğun iradesine ve öz benliğine saygısızlık benim durduğum yerden.


Oğlumun en sevdiği çizgi film uzun süre Karlar Ülkesi idi. O filmin karakterini içeren giysileri oğlan çocuklarına yapılan kıyafetlerde görmemiz mümkün değil. Ben yine de almayı teklif ettiysem de evladım pek taraftar olmadı, arkadaşlarına (ve hatta belki öğretmenine) bunu açıklamakla uğraşmak istememiş olabilir. Bilemiyorum. Kız yeğenim benzer bir gerginliği ne kadar yaşar emin değilim. En fazla “örümcek adamı seven kız mı olur ya ehi ehi” şakaları görülür heralde. Erkekleri ve hatta oğlan çocukları maruz bıraktıkları kadar büyük bir “utandırma” söz konusu olmaz gibi geliyor bana.


Mavi diye bir isim var bilirsiniz, kız çocuklarına koyuluyor. Oğlan çocuklarına da Mavi isminin koyulabileceğini tahayyül edebiliyorum. Mümkün. Peki, Pembe isminin oğlan çocuklarına koyulduğunu hayal edebilir misiniz?


Bunların hepsinin altında elbette kadın olmanın küçümsenmesi, efemine görünme korkusu, kadınlığa atfedilen pejoratif anlamın rahatsız ediciliği, yer yer homofobi yatıyor. Konuşulması gereken tam da burası. Kız çocuklarının mavi giymesi dünyanın sonu değilken, oğlan çocuklarını pembeden bu derece uzaklaştırmak istemenin altında ne yatıyor?


Aşağıda koyduğum 44 liderin içinde bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda olan kadınların bulunduğu Avrupa Siyasi Topluluğu’nun fotoğrafına bir bakalım isterim. 2022 yılında hala kadın temsilinin Avrupa için bile bu kadar sınırlı olması zaten apayrı ve belki de esas gündem olmalı. Ama fotoğrafta beni daha da rahatsız eden erkeklerin sadece lacivert-siyah takım elbiseye bürünmesinin yarattığı karanlıktı. Canım arkadaşım Canan Acar’ın (ki fotoğrafı da zaten o gönderdi) dediği gibi “azıcık renkli giyinince gücünü kaybedeceğini sanan eril kırılganlık” çünkü asıl rahatsız olduğum.





Erkekler sandıkları kadar güçlü değil. Güçlü olmakla iktidarı elinde bulundurmak aynı şey değil. Güçlü olmaya değil ama muktedir olmaya talibiz. Renkli giysilerle de bu mümkün. Çünkü kadınlar sanıldığı gibi hassas, kırılgan ve yetersiz değiller.


İsteyen istediğini giysin. İsteyen istediğini sevsin. Kadın olmak utanılması gereken bir şey değil. Kadınlara özgü renk diye bir şey yok. Erkeklerin renkli giyinmesi onları kadınsı yapmaz. Erkeklerin sözüm ona kadın renklerini tercih etmesi, kadınların sözüm ona erkek renklerini tercih etmesiyle eşit derecede sakıncalıdır. Yani sakıncasızdır. Sevgiler.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.