“Ben kimim?” sorusu hayatın bir yerinde hepimizin kapısını çalar. Ama asıl sormamız gereken belki de şu: "Ben gerçekten kendi hayatımı mı yaşıyorum, yoksa bana biçilen bir rolün içine mi sıkıştım?”
Çoğumuz fark etmeden, başkalarının hayalleriyle yoğrulmuş bir senaryoyu yaşıyoruz. Ailemiz, toplum, öğretmenler, kültürel normlar… Hepsi iyi niyetle ama derin etkilerle bize bir “olması gerekenler listesi” sunar. Ve biz, bu listeyi sorgulamadan uygularız. Sonra bir gün içimizde yankılanan bir cümle belirir: “Sanki bu hayat bana ait değil.”
Başkalarının senaryosunda oyuncu olmak
Çocukken ne zaman kendi seçimlerimizi yapmak istesek, çoğunlukla “Ama öyle yapılmaz”, “Bizde öyle şey olmaz”, “El alem ne der?” cümleleriyle durdurulduk. Ve her seferinde içimizdeki öz benlik biraz daha sustu. Sustukça, başkalarının doğrularını kendi kimliğimiz zannettik. Kariyer seçiminden evlilik kararına, nasıl giyinmemiz gerektiğinden neye inanacağımıza kadar… Her şey bir onay mekanizmasından geçti. Ama ruh onayla değil, özgürlükle büyür.
Kime ait olduğunu hatırlamak
Kendine şu soruyu sorman, hayatını geri alma sürecini başlatır: “Bu kararı gerçekten ben mi verdim, yoksa birini memnun etmek için mi?”
Bu soruya dürüst bir yanıt verdiğinde, bazı seçimlerinin altında suçluluk, korku, aidiyet arayışı ya da yalnız kalmaktan kaçış olduğunu fark edersin. Ve işte tam bu farkındalık anı, kendine dönüş kapısıdır. Ruhun sana ait olanı bilir. Ama o sesi duyman için önce kalabalığı susturman gerekir.
Kendi hayatını seçmek cesaret ister
Kendi yoluna yürümek kolay değildir. Çünkü o yol daha önce kimse tarafından yürünmemiş olabilir. Ama asıl özgürlük; toplumun senden beklediğini değil, senin gerçekte neyi arzuladığını yaşadığında gelir. Ve bu özgürlük, önce huzur sonra anlam getirir.
Bazen bir işten ayrılmak, bazen bir ilişkiyi sonlandırmak, bazen de ailene “Ben artık kendi yolumu seçiyorum” demek… İçerideki çocuk nihayet şöyle der: “Artık benim için biri durdu. O da benim.”
Ruhun özgürlüğüne çağrı
Bu yazıyı okurken bile, içinde kıpırdayan o his… İşte o sensin. Sana ait olmayan her şeyi bırakmak, cesaret işidir. Ama unutma: Sen bu hayata bir rol oynamaya değil, kendi gerçeğini hatırlamaya geldin.
O yüzden bu yazıyı okuyan sen: Belki ilk kez kendin için bir karar al. Bir şeyi bırak, bir şeyi başlat. Ama mutlaka kendine ait bir seçim yap. Sen artık kimseye ait olmayan bir hayat yaşamayı hak ediyorsun. Çünkü hayat senin.
YORUMLAR