Açık, net ve dolaysız iletişim… Son zamanlarda epeyce kafa yoruyorum bu konuya.


Yaşamı kolaylaştırmanın, ilişkileri güçlendirmenin ve kendimle barışın anahtarı gibi geliyor üstüne düşündükçe. Ne kadar kolay görünen, oysa ne zor marifet bu bahsettiğim.


“Başkaları ne düşünür, ne hisseder ve ne yapmamı beklemektedir?” konusunda epey idmanlıyımdır da soru sormak, duygu ve ihtiyaçlarını ondan dinleyerek netleşmek konusunda çömezim hala.


Satır aralarını okuyarak, beden dilinden, yüz ifadelerinden anlam çıkararak büyüdüğüm için olsa gerek. Çünkü benim çocuk olduğum zamanlarda çocuğa duygularını tarifleyen ebeveynler yoktu ya da sevildiğini bilmek için sevginin izlerini arardın ebeveynlerinin davranışlarında. Konu komşunun ne dediği ve ne düşündüğü önemliydi de senin ne hissettiğinin ya da tam olarak neye ihtiyacın olduğunun esamesi okunmazdı pek.


Varsayımlardan bir dünya yarattık kendimize biz de. Ve gerçek olduklarına inandık. “Hasta olduğunu söyledi, herhalde dinlenmek istiyordur, şimdi gitmeyeyim” dedik içimizden. Belki de en öncelikli ihtiyacı en yakınıyla dertleşmek olan arkadaşımızı yalnız bıraktık istemeden. "Hasta ve dinlenmeli" diyordu varsayımımız ve tutunduk buna.


Varsayımlar kurgulamak yerine kalbimizi açmak, şeffaflaşmak ve karşımızdaki kişiyi de açıklığa davet etmek ne büyük bir kolaylık ve hafiflik aslında.


Yaşamda belirlenip ilan edilmiş mutlak doğrular yok ve herkesin doğrusu, yaşamı algılayış biçimine, bakış açısına göre belirleniyor. Başkasının doğrusunu tahmin etmeye çalışmak ise yararsız bir çaba.


Biraz uykuya dinlenmeye, eşinin desteğine ve işbirliğine ihtiyacı olan kadın, tüm bunları dillendirmek yerine imada bulunuyor, küsüyor ya da uzlaşmazlık çıkarıyor. Çünkü kafasında bir varsayım var. Bunca yıllık eşinin onu tanıdığını ve tüm bunları bildiğini varsayıyor. Eşi ise kim bilir belki tüm sorunun çocuktan sonra kendisiyle asla ilgilenmeyen kadının sevgisizliği olduğunu varsayıyor.


Çözüm ise sadece varsayımlardan arınarak kalbimizi açmak, sorular sormak, duygu ve ihtiyaçlarımızda şeffaflaşabilmek.


Varsayımlar dünyası sadece benim algım kadar, oysa şeffaflaştığım yerde bolluk ve bereket var.


Kıtlık dünyasından bolluk berekete, varsayımlar dünyasından şeffaflığa, uzlaşmazlıklardan şefkate doğru bir yolculuk özlüyor yüreğim. Yol uzun, farkındalık ve emek istiyor ama armağanı büyük. Yolumuz açık, armağanlarımız bol olsun.


Ezgi Köktürk

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Askında çevremizdeki duvarları kendimiz örüyoruz, bizi sıkıştırsan yine biziz. Her yazınız bir farkındalık, hepsinde kendi hayatımı sorguloyrum. Bir de bunları nasıl hayatımızın ortasına nasıl alacağız, nasıl alışkanlık haline getireceğiz, onu da anlatsanız :)
    CEVAPLA
  • Misafir 65'ini geçmiş Ben, kendimi bildim bileli bu pek güzel anlattığın durumu,hissiyatı ne çok yaşadığımı yeniden fark ettim...Çabaladım mı?Evet... Sonuç aldım mı? Zaman zaman..İnsanın kendine yaptığı yolculuk hiç bitmeu
    CEVAPLA
  • Misafir Evet yol uzun ve sarp güçlü ve sabırlı olmak gerek...????????????
    CEVAPLA
  • Misafir Ne güzel özetlemişsiniz herşeyi bir çırpıda.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.