Çanta taşırken, giyinirken ya da yüksek bir yere uzanırken omuzlarda hissedilen ağrı, hayatı çekilmez hale getirebiliyor. Uzmanlar, hareketsiz yaşamdan kaynaklanan eklem ve çevresine bağlı sorunların yanı sıra D vitamini eksikliği, obezite, stresli ve içine kapanık ruh hali de omuz ağrılarına neden olabildiğini belirtti.
Anadolu Sağlık Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kıral'ın konu hakkında verdiği bilgiler...
Prof. Dr. Ahmet Kıral’ın verdiği bilgiye göre, ameliyatlarda döndürücü kılıf kirişlerindeki kireç çökmelerinin temizlenmesi veya yırtıkların tamir edilmesi, bu kirişlere baskı yapan kemik çıkıntılarının kesilerek sıkışmanın ortadan kaldırılması, iltihaplı keseciklerin temizlenmesi ve hatta nadiren de olsa omuz ekleminin yerine suni mafsal takılmasına kadar çeşitli cerrahi girişimler söz konusu olabiliyor. Bunun hangisinin yapılacağına ise hastanın durumu, yaşı, hastalığın evresi gibi faktörlere bakılarak karar veriliyor. Bu cerrahi girişimlerin bir kısmı kapalı yöntemlerle (artroskopi), bir kısmı ise açık yöntemlerle gerçekleştiriliyor.
Omuz ağrısının nedenleri nelerdir?
Omuz ağrısına yol açan çok sayıda neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kıral şu bilgileri veriyor: "Ağrıların bir kısmı omuz eklemine ait bir sorundan kaynaklanır. Bir kısmı ise başka bir bölgeden yansır veya başka bir hastalığın habercisidir. Omuz ağrıları içerisinde yüzde 60 oranla en fazla rastlanan neden, döndürücü kılıfla ilgili hastalıklardır. Omzun kendi sorunlarından ya da diğer nedenlerle oluşan ağrılar sonucu hasta omzunu uzun süre hareketsiz bırakırsa, omuz hareketlerinin neredeyse tamamen kısıtlandığı ve ‘donmuş omuz’ diye nitelendirilen ağır bir tablo ortaya çıkabilir. Hastalığın aşamalarına göre ameliyatsız ve ameliyatlı çözümler vardır."
Omzu ağrıyan kişilerin yapmaması gereken hareketler nelerdir?
Omuz ağrılarının yaşın ilerlemesi ve yanlış hareketlerle günlük yaşamı altüst edecek kadar şiddetlenebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Kıral, omuz ağrılarından korunmak için yapılmaması gerekenleri şöyle sıralıyor:
- Ağır paket ve yükler taşıyarak omzunuzu zorlamayın.
- Araç kullanırken camı açmayın.
- Uzun süre kollarınızı yukarıda tutmanıza yol açan çamaşır asma, perde asma, yüksek raflardan cisimler indirme gibi hareketlerden mümkün olduğunca kaçının.
- Çocuklarınızın okul sıralarında doğru oturmasına dikkat edin ve ağır okul çantaları taşımasına izin vermeyin.
Şiddetli omuz ağrısı yaşıyorsanız…
Memorial Ataşehir\Şişli Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mahir Mahiroğulları, sık yaşanan omuz eklemlerinde yaşanan sorunlar ve tedavileri hakkında bilgi verdi.
Yanlış hareketler omuz eklemlerinde hasara yol açıyor
Kas kirişlerinde aşınma ve yırtık, eklemlerde çıkık ve kırıklar en sık yaşanan problemler arasındadır. Genellikle yapılan ani ya da yanlış hareketler, kazalar omuz bölgesi eklemlerinde hasarlara yol açabilmektedir. Omuz bölgesinde oluşan problemlere en kısa sürede müdahale etmek gerekir. Aksi takdirde zaman içinde kireçlenmelere yol açabilir. Bu durum da cerrahi müdahaleyle tedavi şansını ortadan kaldırabilmektedir. Dolayısıyla omuz ağrılarının hafife alınmaması gerekir. Kollar yukarı kaldırıldığında, arkaya uzanıldığında ya da omuz üzerine yatıldığında şiddetli ağrı yaşanması halinde bir uzmana başvurulması gerekir.
Omuz çıkıklarında yapılması gerekenler nelerdir?
Omuz çıkıkları, özellikle genç yaş grubunda görülmektedir. Kemik uçları zorlanarak normal konumlarından çıktığında, şiddetli bir ağrı yaşanır. Bu sorun bazen darbe veya vücuttaki yatkınlık, bazen de düşmenin yaşandığı sporların yapılması nedeniyle de ortaya çıkabilmektedir. Böyle bir sorun görüldüğünde, hastanın eklemi oynatmadan, hareket ettirmeden bir sağlık kurumuna başvurması gerekir.
Tedaviyi takip eden birkaç hafta istirahat eden hasta, sonrasında normal aktivitesine dönebilir. Ancak genç yaş grubu başta olmak üzere, her bireyde omuz çıkığının tekrarlayabildiğinin unutulmaması gerekir. Bazen de doğuştan esnek yapılı hastalarda omuz eklemi darbe olmaksızın kolaylıkla çıkabilir. Omuz çıkığının tekrarlaması halinde cerrahi yönteme başvurulabilir. Tedavi sıklıkla artroskopik yöntemlerle, tamamen kapalı ameliyat tekniğiyle, birkaç küçük delikten kameralarla girilerek yapılır. Cerrahiyle; omuz ekleminde tekrarlayan çıkığa neden olan labrum yırtığı tamir edilebilir, gevşemiş omuz kapsülü eski gerginliğine kavuşturulabilir. Bu tip yatkınlık durumlarında hastaya fizik tedavinin yanı sıra davranış eğitimi de verilmektedir.
Aşınmaya bağlı yırtıklar görülebiliyor
Vücut yıllar içinde yıpranabildiğinden çok kullanmaya bağlı olarak da aşınma sorunları oluşabilmektedir. Kas kirişleri, düşmeye ve çarpmaya bağlı olarak kopabilmektedir. İleri yaş grubunda ise daha çok aşınmaya bağlı dejeneratif yırtıklar oluşmaktadır. Omuzu yukarı kaldırırken destek olan, döndürücü kılıf rotator manşet adı verilen kaslarda yırtık görülebilir. Ev içinde yapılan halı silkelemek, yüksek bir rafa uzanmak gibi en basit hareketler bile soruna yol açabilmektedir. Bir hareketin sürekli yapılması kasların yavaş yavaş kopması, zaman içinde de yırtılmayla sonuçlanabiliyor. Fiziki muayene sırasında anlaşılsa da MR ile yırtığın yapısı ve beraberinde uygulanacak tedavi yöntemi tespit edilmektedir. Tam olarak bir yırtık varsa, hastanın aktivitesini etkiliyorsa ve yaşı da uygunsa artroskopi; yani kapalı cerrahi tercih edilmektedir. Tam değilse, omuzda aşınma şeklindeki ve hastanın hareketine devam edebildiği durumlar da genellikle fizik tedavi veya enjeksiyonla tedavi edilmektedir.
Omuz tendon zorlanmalarına istirahat şart!
Omuz tendon aşınmalarını ifade eden “tendon iltihabı”, tıpta mikropsuz iltihaplar; yani tendinit olarak tanımlanmaktadır. En sık ani, yüklenmeyle başlanan sportif aktivitelerde görülür ve adalelerin henüz egzersize hazır olmamasından kaynaklanmaktadır. Tendinitte kolu yukarı kaldıran ya da pazu kasının kirişinde yırtıklar oluşmaktadır. Uygun olmayan teknik ve hareketler, tendon üzerine fazla yük yaparak bu soruna yol açabilir. Yırtık büyük değilse ilaçlar, enjeksiyon, fizik tedavi ve istirahat tedaviyi desteklemektedir. Tam yırtık halinde kapalı cerrahi gündeme gelmektedir. Tendon yırtıkları tamir edilmediği takdirde ilerleyen zamanlarda omuzda kireçlenme yapabilir. Bu durumda hasta kapalı ameliyat şansını kaybederek, protez kullanmak zorunda kalabilir.
"Hareketsiz yaşamın omuz kaslarını zayıflatıyor"
Memorial Şişli Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Erkal Bilen "Düzenli spor yaparak kas yapısını güçlendirmek ve doğru bir duruşa sahip olmak omuz problemlerinin görülme riskini azaltmaktadır'' dedi.
Obezite sinirleri sıkıştırabilir
Obezite hastalarında diğer kişilere göre daha fazla omuz ağrılarının görüldüğünü belirten Doç. Dr. Bilen, ''Boyuna göre kilosu fazla olan kişilerde omuz tendonlarının yıprandığı bilinmektedir. Fazla ağırlığı kaslara ve sinirlere baskı yapması sinir sıkışmasına neden olabilir. Obezite hastalarında omuz problemleri ve buna bağlı olarak omuz ağrıları daha fazla görülmektedir. Hastanın duruş bozukluğu varsa onu giderici egzersiz programı uygulamak, sportif bir aktivite ile özellikle bel ve karın bölgesini de çalıştırarak, iki kürek kemiği arasındaki kasları güçlendirip duruş düzeltilmelidir.'' ifadelerini kullandı.
D Vitamini alımını ihmal etmeyin
Güneş ışınlarından yeterince faydalanmayan ve düzensiz beslenen kişilerde vücuttaki D vitamini oranının düşeceğini ve buna bağlı olarak birçok sağlık sorunu oluşacağını aktaran Doç. Dr. Bilen, sözlerine şunları ekledi: ''D vitamini eksikliğine bağlı olarak omuz tendonları da dayanıklılığını yitirmekte, kolay yıpranmaktadır. Omuzlarda meydana gelen bu yırtıkların önüne geçmek adına günde 15-20 dakika güneşlenmek gerekir. Omuz tendon yırtıkları boyun ağrıları ile karıştırılabilmektedir. Boyun ve omuz ağrısını ayırmanın en kolay yolu eli başın üzerine koymaktır. El başın üzerine konulduğunda ağrı azalıyorsa sorun boyun kökenli, ağrı artıyorsa omuz nedenlidir. Tedavi hastanın yaşına, şikayet ve beklentilerine göre belirlenmektedir.''
Kurbağalama yüzme donuk omuza iyi geliyor
Kurbağalama şeklinde yüzme egzersizlerinin donuk omuz hastalığına iyi geldiğini belirten Doç. Dr. Erkal Bilen, ''Halk arasında 'donuk omuz' olarak bilinen hastalık daha çok 40-50 yaşlarında görülmektedir. Omuz hareketi kısıtlılığıyla karıştırılan donuk omuz rahatsızlığında hem pasif hem de aktif hareket kısıtlılığı söz konusudur. Kişi omuzunu kendisi kaldıramadığı gibi başka birisi de omuzu hareket ettirememektedir. Kendisini sıkan, sıkıntılarını içine atan, nefesini tutan kişilerde daha fazla görülen rahatsızlıkta omuz aşırı ağrı nedeniyle kendisini korumaya almakta ve hareketlerini kısıtlamaktadır. Kol kemiği ile kürek kemiğini dışarıdan birleştiren, esnek kapsül dokunun hacmi ve esnekliği azalarak kalınlaştığı için kişi elini beline ya da yukarı kaldıramaz duruma gelmektedir. Fizik tedavi ve cerrahi yöntemlerin de tedavide kullanıldığı donuk omuz hastalığında, zorlamadan yapılan kurbağalama şeklinde yüzme egzersizleri olumlu sonuçlar vermektedir. Nefes terapisi de özellikle bu durumun önlenmesinde ya da hastalığın daha rahat bir süreçte iyileşmesinin sağlanması için yararlı olacaktır'' diye konuştu.
Omuz sağlığını korumak için yapılması gerekenler nelerdir?
Doç. Dr. Erkal Bilen, omuz sağlığı için şu önerilerde bulundu:
- Duruş bozukluğu ve D vitamini eksikliği olmamalıdır. Kamburluğun artmamış ve omuzların öne doğru gitmemiş olması gerekmektedir.
- Kollar ve eller gözlerin görme alanında kullanılmak üzere dizayn edilmiştir. Kollar ve eller vücudun önünde kullanılmalıdır. Kol ne kadar uzağa kaldırılırsa, omuza binen yük de o kadar artacaktır.
- Tendonların esnekliğini koruması için antioksidanlardan zengin beslenmek gerekmektedir. Antioksidanlardan en önemli olan D vitaminidir. Onun dışında C vitamini, selenyum, çinkonun da yeterli miktarda vücutta bulunması gerekmektedir. Besin seçiminde sebze ve meyvenin ağırlıkta olması önemlidir.
- Tendonlar büyük oranla su içermektedir. Vücutta su az olursa, tendonlar da yıpranabilir. Bu durum, geri dönüşümü zor bir sorundur. Su tüketimine dikkat edilmelidir.
- Sigara tendonlardaki çapraz bağları bozarak esnekliğinin kaybolmasına ve kolay yırtılır hale gelmesine neden olmaktadır. Sigara içilmemelidir.
- Gazlı içeceklerin her bakımdan tüm vücuda zararları bulunmaktadır. Sadece insülin metabolizmasını olumsuz etkilemesi bile tendonların yıpranmasına yol açmaktadır. İnsülin direnci artan vücutta tendonlar çok daha kolay yıpranır. Çünkü gazlı içecekler kan şekerini birden yükseltir ve buna bağlı olarak vücutta insülin de yükselir. İnsülinin diğer bir etkisi de yağ yapma özelliğidir. Göbek ve bel çevresindeki yağ arttıkça, insülin direnci daha da artmaktadır.
Geçmeyen omuz ağrısına dikkat!
Acıbadem Altunizade Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Arel Gereli, çalışırken omuz bölgesindeki yanlış duruşların uzun dönemde kaslarda yırtığa neden olabildiğini belirtti.
Özellikle uzun saatler masa başı çalışanlarda veya uzun süre bilgisayar karşısında zaman geçirenlerde sık rastlanan omuz ağrıları, kısa bir süre öncesine dek çoğunlukla ‘fibromiyalji’ ya da ‘miyofasyal ağrı’ gibi teşhislerle tedaviye edilmeye çalışılıyordu. Ancak, yaşam kalitesini oldukça düşüren bu inatçı ağrıların yeni bir nedeni son dönemde dikkat çekmeye başladı. Bu şikayetin temelinde ise duruş bozukluğu yatıyor. Masa başı çalışanlarda omuzlarda sinir sıkışması görülebildiğini belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Arel Gereli “Uzun süre öne eğik durulduğunda ya da kol ileriye doğru uzatılarak çalışıldığında kürek kemiği öne doğru daha fazla açılanır. Bu durum da kürek kemiğini çevreleyen bazı kasların çok bazılarının ise az çalışmasına neden olur. Sağlıklı bir omuz hareketi için bu kasların uyumlu çalışması esastır. Uyum bozulduğunda omuz eklemi biyomekaniği olumsuz etkilenir ve çevreleyen kaslarda ağrıya neden olur” diyor. Kürek kemiğinin uzun saatler boyu eğik konumda kalmasının, bu kemiğe yakın komşuluk gösteren sinirlerde de devamlı gerilmeye ve omuz arkasında kronik ağrıya neden olabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Arel Gereli “Dahası bu durum omuza hareket veren kaslarda uzun dönemde yırtığa yol açabilmektedir” uyarısında bulunuyor.
Dünyada yeni anlaşılan bir etken!
Omuz çevresi kaslarının uyumsuz çalışması ve eşlik eden sinir sıkışmaları omuza hareket veren kaslarda uzun dönemde yırtığa neden olabilirken, bu iki sorun arasındaki ilişkinin dünyada henüz yeni yeni anlaşılmaya başladığını belirten Doç. Dr. Arel Gereli, bilgisayar başında çalışan insan sayısı arttıkça eskiden genellikle 50 yaş üzerinde gördükleri omuz bölgesi kas yırtıklarını artık 30-40 yaş aralığında görmeye başladıklarını söylüyor. Doç. Dr. Arel Gereli “Bu konu ile ilgili hem epidemiyolojik hem de deneysel çalışmalar sürüyor . Biz de Acıbadem Üniversitesi’nde konuyla ilgili bir deneysel çalışma yürütüyoruz . Sonuçlarını yakın dönemde paylaşacağız” diyor.
Dik durmayı aklınızdan çıkarmayın!
Peki bu durum önlenebilir mi? Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Arel Gereli, önlemler arasında özellikle duruşa dikkat etmenin başı çektiğini belirterek, omuzları geriye alarak dik durmanın önemini pek çok kişinin bilmesine rağmen günlük iş yoğunluğu ve stresi arasında buna özen gösterilmediğini, masa başında omuz ağrılarını artıracak şekilde durulabildiğini söylüyor. Doç. Dr. Arel Gereli “Özellikle uzun süre öne eğik çalışan insanların hem kendilerini hem de kürek kemiklerini daha dik konumda tutacak çevre düzenlemelerini yapmaları şart. Dışarıdan yapılan askı sargı gibi uygulamalar dik durmayı sağlamıyor aksine kendi kaslarımızı tembelleştiriyor. Bu nedenle kendi kendimize dik durmaya çalışmalı, dik durmayı tercih etmeliyiz. Başlangıçta zor olsa da, ilerleyen zamanda olması gerekene dönüldüğü için ağrılar azalacaktır. Yanı sıra uzun süre aynı pozisyonda kalmamalı mümkün oldukça pozisyon değiştirmeliyiz. Çünkü hareketsiz kalmak, hareket etmekten daha zordur” diyor.
Geçmeyen ağrı varsa…
Geçmeyen ağrı durumunda, sinir çevresine yapılan enjeksiyonlar ile hem ağrı kontrolü hem de teşhisin doğrulanması mümkün. Dirençli vakalarda omuz içinden kapalı yöntemle sıkışan siniri rahatlatabildiklerini belirten Doç. Dr. Arel Gereli, omuz kaslarında yırtık varsa aynı seansta tamiri de gerçekleştirerek tedavi ettiklerini söylüyor. Günümüzde her dört çalışandan birinde görülen omuz ağrısı şikayetlerinin, tedavi edilmediğinde orta ve ileri dönemde omuzda kas yırtığı gibi sorunlara neden olabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Arel Gereli “Uzun saatler öne eğilerek çalışmaktan kaçınmalı ve omuzları geriye alarak dik duracak şekilde çevremizi düzenlemeliyiz. Bu durumun kas yırtığına ilerlememesi için omuzları zorlayan hareketlerden kaçınmalı, özellikle gece devam eden omuz ağrısında mutlaka ileri tetkik yaptırmalıyız” mesajı veriyor.
YORUMLAR